SAĞLIK

Bebeğim Neden Huzursuz?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 19.09.2017

Bebeğim Neden Huzursuz

Uykusuz geceler, bitmek tükenmek bilmeyen ağlama nöbetleri... Yenidoğanlarda sıkça görülen sorunlar. Peki amabebeğinizin derdini nasıl anlayabilirsiniz? İşte, bebeklerde görülen huzursuzluğun sıkça görülen nedenleri.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Tarkan Ağasoy, bu dönemde görülen huzursuzlukların nedenlerinin aydan aya hatta haftadan haftaya değişebildiğini söyleyerek, “0-12 aylık bebeklerde en sık kolik huzursuzluk, diş gelişim şikayetleri, enfeksiyonlar, pamukçuk, pişik (diaper dermatit), göbek ve kasık fıtıkları ile bağırsak düğümlenmesi görülüyor” diyor. Dr. Ağasoy, bebeklerde görülen huzursuzluğun nedenleri hakkında bilgi verdi.

Ebeveynler Hangi Belirtilerde Daha Dikkatli Olmalı?

Yenidoğan döneminden bir yaşına gelene dek bebeklerde ortaya çıkan bazı sorunlar huzursuzluk yaratabiliyor. Oysa ebeveynlerin dikkatli gözlemi ve gerekli durumlarda vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması, bunların ortadan kalkarak bebeklerin mutlu ve sağlıklı günler yaşamasına yardımcı oluyor. Bir çocuğun dünyaya gelmesinden 12 aylık olmasına kadar geçen süre “bebeklik dönemi” olarak tanımlanıyor.

Uykusuz Geceler, Bitmek Tükenmek Bilmeyen Ağlma Nöbetleri...

Anne-babalar doğumla birlikte, özellikle de söz konusu ilk çocuksa, farklı duyguları bir arada yaşayabiliyor. Kimileri mutlu, mışıl mışıl uyuyan, uyanık olduğunda etrafa gülücükler atan bebeklerini dillerinden düşürmezken, kimileri de uykusuz gecelerden, bitmek tükenmek bilmeyen ağlama nöbetlerinden dem vuruyor.

Bebeğim Neden Huzursuz

Bebeğim Neden Huzursuz?

Bebeklerde Ağlam Krizlerinin Nedenleri

Kolik huzursuzluk-reflü Kolik huzursuzluklar, genellikle doğumu takip eden 3-10. haftalar arasında görülüyor. Bağırsak sancılarının görüldüğü bu dönemde en sık çoklu gıda alerjisi ile gastrointestinal formasyon yetersizliği suçlu olarak gösteriliyor.

Bu Belirtilere Dikkat

Bebeklerde ağlama krizleri, sümüksü kaka, özellikle ağız ve popo çevresinde cilt döküntüleri, kusma ve ıkınma nöbetlerine rastlanıyor. Bu belirtilerin ortaya çıkması halinde tedavinin bulguların şiddetine, beslenmede kullanılan anne sütü, formül mama veya ek gıdaya göre değişebiliyor.

Patolojik Durumlar, Huzursuzluğa Sebep Olabilir

Bebeklik döneminde, genelde fizyolojik sayılan reflü de huzursuzluğa yol açan ancak göz ardı edilebilen nedenler arasında yer alıyor. Ancak ileri düzeyde kolik olan bebeklerde çoğu zaman bu durum patolojik sayılıyor. Düzenlenecek tedavi yaklaşımlarıyla ve ilaçlarla sorunlar gerileyebiliyor.

Bebeğim Neden Huzursuz

Bebeğim Neden Huzursuz?

Diş Çıkarma Huzursuzluğa Neden Olur

Genelde 4-5. aylardan itibaren başlayan diş kaşıntılarının verdiği rahatsızlık, kendini özellikle uyku dönemlerinde gösteriyor. 6-9. aylarda ön kesici dişlerin tamamen çıkma sürecinde gün boyu huzursuzluk, düşük ateş (37,5-38,5 derece civarı) ile az miktarda sulu dışkılama görülebiliyor. Diş gelişim şikayetlerinde diş kaşıyıcı oyuncaklardan, gerektiğinde diş jelinden faydalanılıyor.

Bebeğim Neden Huzursuz

Bebeğim Neden Huzursuz?

Enfeksiyonlar da Bebeklerde Huzursuzluğa Neden Olur

Bebeklerde idrar yolu, üst ve alt solunum yolu, kulak enfeksiyonları ile pamukçuğa da sıkça rastlanıyor. Enfeksiyon görülen bebeklere öncelikle hekim tarafından detaylı fiziki muayene, gerekirse tetkik ve tahliller yapılarak, tedavi yaklaşımları belirleniyor.

Dr. Ağasoy, tam idrar tetkiklerinde saptanmış kristalürinin (kum dökme) de tedavi yöntemini belirlemede önem taşıyabildiğini söylüyor.

Ayrıca ilk üç ayda sıkça rastlanan ağız içi pamukçuk (monoliazis) gelişimi, belirgin huzursuzluk ve beslenme şikayetlerine neden olabiliyor. Ağız içi bakımı ve antifungal tedaviyle kolaylıkla atlatılan bu durumun nadiren kronikleşebildiğinin de unutulmaması gerekiyor. Pişikler Toplumda pişik olarak bilinen “diaper-napkin dermatit”, bez bölgesinde cilt enfeksiyonu ve irritasyonuna yol açıyor. Özellikle 8-10. aylar arasında olmakla birlikte, bebeklik döneminin tamamında görülebiliyor.

Özellikle dışkılama ve idrar sonrası bezi hızlıca değiştirmek, bebek alt bezlerini havalanacak şekilde bağlamak, temizlikte sadece ılık su kullanmak, temizlik maddesi ve gereçlerini daha az tercih etmek gerekiyor. Bu sayede hem ciltteki aşınma azaltılabiliyor hem de dermatitin önünde geçilebiliyor.

Bu önlemlere rağmen devam eden dermatitlerde detaylı fiziki muayene ve ayırıcı tanılar göz önünde bulundurularak tedavi yaklaşımlarının belirlenmesi gerekiyor.

Fıtıklar

Bebeklik döneminde sıkça rastlanan kasık ve göbek fıtıkları genellikle ani başlangıçlı oluyor, şiddetli ağlamayla ortaya çıkıyor. Erken doğan ve ailesel bağ dokusu hastalıkları görülen bebeklerde daha sık olmakla beraber, genellikle doğumdan itibaren mevcut olan ve yenidoğan döneminde (ilk dört haftada) başlayan bu fıtıklar, nadiren bebeklik döneminin sonlarında da oluşabiliyor.

Önceden göbek ve kasık fıtıkları olan bebeklerde ani oluşan huzursuzlukların, karın boşluğu organlarının bu fıtıklar içerisinde boğulmasına işaret edebildiğini belirten Dr. Ağasoy, ailelerin duyarlı olması ve vakit geçirmeden hekime başvurması gerektiğini söylüyor.

Genellikle 5-10. aylarda, daha çok erkek bebeklerde olmak üzere, fıtık olmaksızın ani başlangıçlı ağlama-susma nöbetleriyle seyreden ve nedensiz başlayıp sonlanan huzursuzluklar ise halk arasında bağırsak düğümlenmesi olarak bilinen “intususepsiyon” tablosundan kaynaklanabiliyor.

Acil cerrahi müdahale gerektirebilecek durumların işaretçisi olabilen bu rahatsızlık konusunda ailelerin bilinçli olması, söz konusu belirtiler görüldüğünde bir hekime başvurması gerekiyor. Çevreyle etkileşim sorunları Üçüncü aydan itibaren bebekler, görme becerilerinin yeterli düzeye ulaşmasıyla etraflarını seyretmeye başlıyor. Ancak seyretme dürtüsünün gereği oluşmadığında, bu durumun bebeklerde huzursuzluğa yol açabiliyor.

Bu aylarda karnı tok, altı temiz bebek yatış pozisyonuna geldiğinde ağlarken, kucağa alınıp başı dik tutulduğunda ve yüzü dış ortama bakacak şekilde durunca susabiliyor. Dolayısıyla ailelerin bu tip huzursuzlukların bilincinde olarak, diğer sorunlardan ayırt edebilmesi önem taşıyor.

Konular :