Kazanmak İçin Ne Yapmalısınız?
hepimizaileyiz.com.tr Yayın : 07.12.2012
Herkes kazanmak ister. İş hayatı ve yaşamın çoğu alanında kazanmak iyidir, kaybetmektense hoşlanmayız. Kimse kaybeden olmaya kalkışmaz. Ama biz kazanırsak başka birinin kaybetmesi gerektiğini düşünürüz. Oysa bu şart değildir. “Yaşamın Kuralları” Richard Templar’ın Kural 84’ü bakın ne diyor:
Kazanmanın Yolu Karşınızdakinin de Çıkarlarını Düşünmekte Yatıyor
Akıllı Oyun Kuralcıları her durumda koşulları tartar ve şunu sorar: “Çıkarları ne?” Eğer diğer kişiyi neyin motive ettiğini bilirseniz, durumu (ve hareketlerinizi) yönlendirebilir, böylece istediğinizi elde edersiniz, diğerleri de kazançlı olduklarını hisseder. “Kazan-kazan” zihniyetinin kaynağı iş yaşamı olsa da hemen her durum ve ilişkiye uyarlanabilir.
Yolunuzdan Çekilmelerini İstemek Yerine...
Diğerlerinin olası istek ve ihtiyaçlarını anlamak için bir adım geri çekilin ve biraz yansız kalın, böylece duruma dışardanmış gibi bakarsınız. Birden durum siz ve onlar olmaktan çıkar ve sizin kazançlı çıkmanız için onların yoldan çekilmesi gerektiğini düşünmez olursunuz.
Destekleyici ve Olgun Bir Lider Olarak Anılmanın Sırrı da Bunda Yatıyor
Bu kuralı kavramış biriyle karşılaşmak kazançlı bir deneyimdir. Etrafınıza bir işbirliği ve anlayış havası yaydığınızdan insanlar sizinle birlikte çalışmaya can atar. Her zaman başkalarının “esas meselesini” anlamaya çalışmayı bir kez öğrendiğinizde müzakerelerinizde son derece esnek bir hale gelecek, olgun ve destekleyici olarak tanınmaya başlayacaksınız; bu sizin için de diğer bir kazanç olacaktır.
Bu Yöntem İşte de Özel Hayatta da Sizi Amacınıza Ulaştırır
Kazan-kazan anlayışının semeresi iş hayatıyla da sınırlı değildir. Diyelim ki evde tatile nereye gideceğinizi tartışıyorsunuz ve siz at binmek üzere Fransa’ya gitmek için yanıp tutuşuyorsunuz. Bunda onların “çıkarlarının ne?” olduğunu düşünün; böylece bir tatilde onları mutlu eden ne olurdu?Bu yönlerini vurguladığınızda size katılma olasılıkları artar. Onlara çekici gelen bir şeyler bulmakta zorlanıyorsanız daha geniş düşünün; belki siz at binerken, onların da balığa çıkabileceği ya da yelkan yapabileceği bir yer bulabiliriniz. Nasıl olduğunu görüyorsunuz. Sadece “Çıkarları ne?” diye sormak bile bu düşünceyi sonuna götürmenize yardımcı olur.
Çocuklarınızla İletişiminizde de Bu Yöntemi Kullanın
Ebeveynlik bu anlayışın iş gördüğü bir diğer alandır. Çocuklarınızın istek ve ihtiyaçlarını gözetmeden dediğim dedik davranmaya kalkışırsanız ya isyan edecek ya da en azından güçlük çıkaracaklardır. Burada da “Çıkarları ne?” diye sorun; durumu onların açısından görecek ve daha iyi idare edeceksiniz. İşte kazandınız.
