GÜNCEL

Gazeteci Uğur Dündar Fenerbahçe'yi Değerlendirdi

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 10.05.2013

Gazeteci Uğur Dündar Fenerbahçeyi Değerlendirdi

Duayen gazeteci, SÖZCÜ yazarı Uğur Dündar, Fenerbahçe’yi değerlendirdi.

“Fenerbahçe, olağanüstü bir performans göstererek kulüp tarihinin en onur verici sayfalarından birini yazdı… Aykut hocayı tüketmek, Fenerbahçe’nin başarıya giden bu yolunda önüne devasa bir engel çıkarmak demektir.”

İşte Sözcü gazetesinden Mustafa Kanarya’nın, duayen gazeteci Uğur Dündar ile Fenerbahçe üzerine yaptığı o özel röportaj:

Ligde şampiyonluk kaçtı. Avrupa’da yarı final oynandı. Türkiye Kupası’nda finale çıkıldı. Sezon Fenerbahçe için nasıl geçti?

Ağır travmalar atlatılarak girilen bir sezon yaşadı Fenerbahçe. Başka bir kulüp o ağır travmayı kolay kolay atlatamazdı. Buna rağmen Fenerbahçe tarihinin en başarılı sezonlarından birini yaşadı. Aykut Kocaman’ı eleştirirken Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde hüsrana uğradığını söyleyenlere gülüyorum. UEFA’da yarı final oynamak, Ziraat Türkiye Kupası’nda finalist olmak, 61 maç oynayıp Şampiyonlar Ligi’ne katılabilme olasılığını sürdürmek, hüsran mıdır yoksa başarı mı? Bunun takdirini zaten Fenerbahçe seyircisi yapıyor. Bana göre Fenerbahçe olağanüstü bir performans göstererek kulüp tarihinin en onur verici sayfalarından birini yazdı.

64 maçla sezon tamamlanacak. Kadro derinliği olsa bu sayı artar mıydı?

Meireles sakatlanmasa, Webo ve Mehmet Topal oynayabilseydi Fenerbahçe Benfica’yı eleyip kesinlikle finali oynama şansını yakalayacaktı. Üstelik Fenerbahçe’nin kadro zenginliği dünyanın önde gelen hiçbir kulübünün kadro zenginliğiyle kıyaslanmayacak bir durumda.

Ligde şampiyonluğun kaçmasında çok maç oynamak mı etkili oldu yoksa ilk yarıda kaybedilen puanlar mı?

Çok maç oynamak belli karşılaşmalarda konsantrasyon zaafiyeti getirebilir. Travmatik başlangıcın arkasından Aykut Kocaman’ın istediği çizgiyi takımın yakalaması da zaman aldı. Ben olaylara günlük değerlendirmelerle bakanlara hayret ediyorum. Alex Ferguson 27 yıl Manchester United’ın başında kaldı. Başarısız sezonlar da yaşadı. Ama aklı başında kimse çıkıp da ‘Ferguson Manchester’dan ayrılsın’ demedi. Eleştirilebilir ama eleştiri ile yok etme gayretlerini birbirinden ayırmak lazım. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde başarıya açlık olduğu için eleştiri bir anda yok etmeye dönüşebiliyor. Oysa, çağdaş modeller örnek alınmalı. Britanya’ya baktığınızda Ferguson’dan daha uzun süre teknik direktörlük yapan isimleri görüyorsunuz. Glasgow Rangers’ta Bill Struth 34 yıldan fazla görev yapmış. Gelişmişlik, değerleri korumayı ve onlara daha uzun süre sahip çıkmayı zorunlu kılıyor. Aykut Kocaman son sözleşmesini uzatırken ben bu nedenle ‘3 değil, 30 yıl uzatmalı’ dedim.

Aykut Kocaman bir Alex Ferguson modeli olabilir mi?

Aykut Kocaman’ı kendi kişiliğiyle değerlendirmek lazım. Kocaman’a sadece teknik direktör gözüyle bakanlar yanılıyor. 3 Temmuz sürecinden sonra Aykut Kocaman bir misyon insanı olduğunu kanıtladı. Büyük sorumlulukları üstlenebileceğini gösterdi. Sadece hocalık yapmadı. Yeri geldi başkanlık yaptı, yeri geldi tek kişilik yönetim kurulu oldu, yeri geldi futbolcularına ağabeylik yaptı, zaman zaman da onlar gibi futbolcu oldu. Bu nedenle ‘Aykut hoca gitsin, başarısız oldu’ demek gerçekleri ve kalıcılığı bilmemektir. Aykut hoca zaten bu sezon çok başarılı oldu. En zor koşullarda büyük başarılar yakalayabileceğini gösterdi ve kalıcı olmayı çoktan hak etti. Aykut hocayı tüketmek, Fenerbahçe’nin başarıya giden bu yolunda önüne devasa bir engel çıkarmak demektir. Eleştirmek yerine onu alkışlamak lazım.

3 Temmuz sürecinde üstlendiği o misyonu başka bir teknik adam, başka bir kulüpte üstlenir miydi?

Aykut hocanın o süreçte gösterdiği dik duruş gelecekte daha büyük anlamlar kazanacak ve Fenerbahçe’ye gönül veren pekçok genç sporcu için eşsiz bir rol model oluşturacak. ‘Aykut Kocaman duruşu’ diye bir tanımlama oluştu. Böylece Aykut hoca Fenerbahçe tarihinde çok mümtaz bir yer elde etti. Başkanı da kutlamak gerekiyor. Sabırla ve içten bir destekle hocanın arkasında durdu ve durmaya devam ediyor. Bence çok da doğru yapıyor.

Aziz Yıldırım’ın Aykut Kocaman’ı bir kalkan olarak gördüğü, bu nedenle kendisine hep destek verdiği gibi eleştiriler yapılıyor?

Bunları söyleyenler Aykut hocayı ve onun kişiliğini tanımayanlardır. Bu eleştiriyi yapanlara Aykut hocanın kişiliğini biraz daha yakından tanımalarını öneririm. Böylesine zor sınavları kişilik zaafiyeti olan insanlar kolay aşamazlar. Aykut hoca, çok ciddi bir engelin gerisinde yaşama onursuzluğunu tercih etmek yerine onu aşmayı deneme erdemini üstlendi ve bunu başardı.

Alex’in gidişi Fenerbahçe’nin bu sezonki grafiğini nasıl etkiledi?

Her futbolcuya veda edilebilir. Hiçbir futbolcu kulüplerden büyük değildir. Ama Fenerbahçe kültürü Alex’le çok daha medenice ve onu onore ederek el sıkışmayı gerektiriyordu. Bazı ihmalkar davranışlar sergilendi. Bu gerçek de daha sonraki özeleştirilerle zaten kabul edildi. Alex’in yokluğu şu andaki tabloya baktığımızda çok büyük bir zaafiyet oluşturmadı.

3 Temmuz sürecini geçiren bir kulübün kolay ayağa kalkmasını beklemek güç. Sizce Fenerbahçe ayağa kalkma evresini geçirdi mi?

Fenerbahçe camiası içindeki Ali Kemaller bir tarafa bırakılırsa muhteşem bir dik duruş ve dayanışma sergiledi. Özellikle kadın seyircilerimiz tarihe geçtiler. Ama yaşanılan öylesine ağır bir travma ki, bunun izlerini silebilmek ve etkisini tamamen yok edebilmek mümkün değil. Güçlükler ancak camianın dayanışmayı sürdürmesiyle, birlik içinde olmasıyla aşılacaktır. Aziz Yıldırım şu veya bu şekilde eleştirilebilir ama onun kulüp tarihinin gelmiş geçmiş en büyük başkanı olduğu da asla yadsınamaz.

Galatasaray derbisiyle ilgili yorumunuz nedir?

Yaşasın ezeli rekabet, yaşasın ebedi dostluk. İki kulüp de Avrupa’da önemli yerlere geldi. Türkiye’ye UEFA’da puanlar kazandırdı. Bence Galatasaray’ın ve Fenerbahçe’nin bu yılki başarılarıyla sağladıkları özgüven her iki kulübün önde gelenlerince futbolun bir barış ve dostluk platformu olduğunu herkese gösterebilecek bir atmosfere dönüşebilir. Bu fırsatı kaçırmamak lazım. Futbolun sözde değil özde akil insanlarına burada gerçek görev ve sorumluluk düşüyor.

‘Aykut Kocaman duruşu’ diye bir tanımlama oluştu. Başkanı da kutlamak gerekiyor. Sabırla ve içten bir destekle hocanın arkasında durdu ve durmayı sürdürüyor.

Aykut Kocaman, çok ciddi bir engelin gerisinde yaşama onursuzluğunu tercih etmek yerine onu aşmayı deneme erdemini üstlendi ve bunu başardı.

Mustafa KANARYA / SÖZCÜ

Konular :
BU HABERLER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR