GÜNCEL

Organ Nakli Beklerken Yitip Giden Hayatlar

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 30.10.2013

Organ Nakli Beklerken Yitip Giden Hayatlar

2013 yılının ilk 10 ayında Türkiye genelinde 5 bin’in üzerinde nakil gerçekleştirildi; ancak nakil için sırada bekleyen hastalardan yüzlercesi yaşam mücadelesini kaybetti. Yıl içinde beyin ölümü gerçekleşen vakalardan yalnızca yüzde 23’ünün organları bağışlandı. Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, “3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası” öncesinde bu ürkütücü tabloya dikkat çekerek organ bağışı konusunda önemli bir çağrıda bulundu.

Yılda 3 bin organ bağışı gerekiyor

Ülkemizde organ nakillerinin büyük bir çoğunluğu canlıdan canlıya gerçekleştirilmektedir. Avrupa ülkelerinde, organ nakillerinin yüzde 80’i kadavra, yüzde 20’si canlı kaynaklıyken, Türkiye’de yüzde 75 oranında canlı, yüzde 25 de kadavra kaynaklı nakiller yapılmaktadır. Batılı ülkelerle aynı seviyeye ulaşmak ve hastaların organ beklerken hayatlarını kaybetmelerine seyirci kalmamak için Türkiye’de bir yılda 2–3 bin arasında kadavra donör bağışının olması gerekmektedir.

Karaciğer yetmezliği bir anda gelişerek organ ihtiyacı doğurabilir

Kişiyi karaciğer yetmezliğine götüren nedenler arasında; doğuştan gelen karaciğer hastalıkları, safra yolları olmaması, bazı genetik geçişli karaciğer hastalıkları, yetişkinlerde Hepatit B veya C’ye bağlı gelişen siroz ve ona bağlı rahatsızlıklar, karaciğer tümörleri, alkole bağlı siroz bulunmaktadır. Bilinçsiz ilaç kullanımı, yabani mantar tüketimi ve çocukların çatapat gibi maddeleri yutmalarına bağlı ani karaciğer yetmezlikleri de ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. Bu hastaların mutlaka canlıdan karaciğer nakli yapabilen merkezlerde takip edilmesi gerekmektedir.

2016 yılında 100 bin kişi böbrek yetmezliği ile mücadele etme noktasına gelebilir

Kronik böbrek yetmezliği aşırı tuz ve şeker tüketimi, diyabet, kilo artışı, tansiyon, tedavi edilmeyen idrar yolu enfeksiyonları gibi birçok nedenle ortaya çıkabilmektedir. Türkiye’de bugün itibariyle yaklaşık 60 bin kronik böbrek yetmezliği hastası bulunmaktadır. 2016 yılında bu sayının 100 bine ulaşması öngörülmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinin en etkin tedavisi böbrek naklidir. Ancak kronik böbrek yetmezliğinde en iyi sonuç, hiç diyalize girmeden yapılan böbrek nakliyle gerçekleştirilmektedir. Hasta, diyalizin olumsuz etkileri nedeniyle yıpranmadan ve bu etkiler vücuda yerleşmeden böbrek nakli olduğunda başarı şansı da artmaktadır.

Organ yetmezliği olan çocuklarda erken yaşta nakil çok önemli

Küçük yaşta diyalize başlayan çocuklarda enfeksiyon, gelişme geriliği gibi problemler olabilmektedir. Karaciğer hastalığı olan çocuklarsa kaşıntı, sarılık, karında ve vücutta su toplaması görülür. Çocukların cinsel gelişim basamakları geri kalabilir ve öğrenme kapasiteleri azalabilir. Genellikle bu çocuklar hastalık nedeni ile iştah problemi yaşadıkları için dengeli beslenemeyip kilo alamayabilirler. Ayrıca içe kapanma ve depresyon da kronik organ yetmezliğine sıklıkla eşlik edebilir. Başarılı bir naklin ardından çocuklar sağlıklı bir şekilde yaşamlarına devam etmektedir. Nakil gerekliyse hastanın genel sağlık durumu daha da bozulmadan nakil yapılması şarttır. Organ yetmezliği nedeniyle gelişme geriliği görülen bir çocuk, nakilden sonra da olsa maalesef akranlarını yakalayamamaktadır.

Organ bağışı için toplumsal bir hareket şart!

Organ nakli ve bağışının artırılması ile ilgili bütün bu süreç eğitimle doğrudan alakalıdır. Hayatını kaybeden her bireyin Sağlık Bakanlığı tarafından kayıt altına alınması gerekir. Yoğun bakım üniteleri de dikkatle izlenmelidir. Özel eğitim projelerinin yapılması ve bilinç düzeyinin artırılması büyük katkı sağlayacaktır. nsan hayatı kadar önemli olan organ bağışı için; eğitim seferberlikleri, sigarayla savaş kampanyaları, çevre bilinci kampanyaları gibi organizasyonlarla ülke çapında farkındalık yaratılmalıdır.

Devletin koordinatörlüğüyle sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm toplumu aydınlatacak projeler üretilmesi çok önemlidir. Organ nakli koordinatörleri ve organ nakli cerrahları birçok farklı projede ve konferansta toplulukları bilgilendirmektedir. Bunların belirli bir strateji çerçevesinde yapılması, sürekliliğinin sağlanması ve medyanın etkin kullanılması gerekmektedir. Böylelikle organ bağışının toplumda tartışılması, yanlışların ortaya çıkarılması, doğruların anlaşılması ve bir organ bağışı kültürü oluşturma süreci başlatılmış olacaktır.

Konular :
BU HABERLER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR