ÖZEL RÖPORTAJLAR

Bir Tiyatro Gönüllüsü : BENNU YILDIRIMLAR

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 28.09.2010

Bennu Yıldırımlar

Bennu Yıldırımlar

Bennu Yıldırımlar: Sıcak, samimi ve doğal… Sanırım 22 yıllık tiyatro sanatçısını ve televizyon oyuncusunu özetleyen üç kelime bunlar olsa gerek… Konservatuvara girme başarısını: “Girdim, kazandım; tesadüf” diyecek kadar da alçakgönüllü.

Tiyatroyu, yaşamının her devresinde başucu eden Bennu Yıldırımlar, tiyatro oynamaya doyamayacak kadar gönül vermiş bu sanata. Yeni sezonda da bolca tiyatro sahnesinde görebileceğimiz sanatçıyla tiyatro aşkını, yeni projelerini ve oyuncu olmak isteyen gençlere tavsiyelerini konuştuk.

Oyuncu olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

Aslında aklımda oyuncu olmak gibi bir düşünce yoktu. Arkeolog olmak isterdim. Üniversitede o yıllarda matematik bölümünü okuyordum. Ne yapsam ne etsem derken tiyatro bölümünü denemeye karar verdim. Çünkü o zaman hem okuyup hem de konservatuvara gidebiliyordunuz; bundan faydalanmak istedim. Konservatuvara girdim, kazandım; tesadüf.

Ertesi sene yine üniversite sınavlarına girdim. Bu sefer edebiyat bölümünü kazandım. Hem üniversiteyi hem de konservatuarı iki sene birlikte yürütmeye çalıştım. Çok zor bir dönem yaşadım. Sonunda edebiyat bölümünü bırakmak zorunda kaldım. Nihayetinde tiyatro bölümünün tam zamanlı bölümünden mezun oldum.

İlk adım nasıl bir projeyle oldu?

İlk tiyatroya adım attığım proje, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda Aristofanes’in yazdığı “Kuşlar Müzikali”ydi. Müzikalleştirdiler, bayağı uzun yıllar oynadı; 288 kez oynandı bu oyun.

Türkiye’de sanatçı olmanın dışında medyatik olmak diye bir kavram var bunun getirdiği artılar ve eksiler nelerdir?

Medyatik olmanın çok eksilerini yaşamadım. Yaprak Dökümü’yle hayatımın en uzun işini yapmaktayım şu an. O yüzden fazla göz önünde oluyoruz. İnsanlarda aileden biri olarak görüyorlar bizleri. Bu da gayet doğaldır.

Televizyonun yanı sıra ben her zaman tiyatroya devam ettim. Televizyonun, tiyatroya da seyirci açısından katkısı olduğunu düşünüyorum. İnsanlar televizyonda gördükleri insanları görmeye geliyorlar tiyatroya. Hayatında hiç tiyatroya gelmemiş olanlar da gelip bizleri izleyebiliyor. Bu da çok önemli. Yani bu anlamda ben hep artılarını gördüm diyebilirim. Toplumsal duyarlılık açısından da sizlerle konuştuğumda daha da etkili oluyor sanırım.

Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından birisiniz. Sizi genellikle televizyonda dramlarda izledik. Komedide oynamayı ister misiniz? Böyle bir proje teklifine nasıl bakıyorsunuz?

İyi yazılmış, ekibi iyi kurulmuş bir işte her insan çalışmak ister. Fakat komedi yapmak adına komedi yapmak istemem. Her oyuncu gibi, iyi yazılmış bir işte var olmak isterim tabi ki.

Önünüze bir proje geldiği zaman dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir?

Öncelikle senaryosunun sizi etkilemesi gerekiyor. Çünkü siz inandığınız zaman daha inandırıcı oynarsınız. Doğal olarak, rol arkadaşlarınız belirlenmişse bu kişileri öğrenmek istersiniz. Çünkü oyunculukta alışveriş çok önemlidir. Hiç alışveriş içerisinde olmayacağınız insanlarla bir proje içinde olmak da herhalde sıkıcı olabilir. Ya da öyle düşündüğünüz insanlar sizi şaşırtıp başka türlü güzel bir gelişme de gösterebilir. Gerek yönetmenin gerekse görüntü yönetmenin kim olduğu da önemlidir bir projede.

Yaprak Dökümü yeni sezonda da izleyicisiyle buluştu. Peki bu süreçte tiyatro da olacak mı? Geçtiğimiz sezon sizi, “İntiharın Genel Provası” adlı oyunda izledik. Oyun bu sezonda da devam edecek mi yoksa yeni bir oyun olacak mı?

1988 yılından beri, düzenli olarak İstanbul Büyük Şehir Tiyatrosu’nda görev alıyorum. Tiyatroseverler, Şehir Tiyatroları’ndaki oyunları takip edebilirler. İnternet sayfamdan da (www.bennuyıldırımlar.com) aylık programları yayımlıyorum. Buradan da hangi tiyatro oyununda yer aldığımı takip edebilirler.

“İntiharın Genel Provası” bu sezonda da devam edecek. Biz bu oyunu aynı zamanda, Sırbistan’da Novi Sad Festivali’nde ve Belgrad Devlet Tiyatroları’nda oynadık. Oyunun yazarı Dusan Kovacevic bizleri izledi. Yine aynı yazarın başka bir oyununun çalışmalarına ekim ayının ortasından itibaren başlayacağız. Daha sonra başka bir oyun daha olabilir. Özetle, bu sezon tiyatro açısından da çok hareketli geçecek diyebilirim.

Sanat yaşamınızda keşke hiç yapmasaydım dediğiniz bir proje var mı? Veya keşke yapsaydım dediğiniz?

Keşkelerim olmadı aslında. Ama tabiî ki daha çok tiyatro yapmayı isterdim. Bizim dönemimiz biraz daha ağır gidiyor. Bizden eskiler daha çok oyunda yer almışlar gibi geliyor bana. Tiyatro açısından daha da iyi değerlendirebilirdim. İnsanın yaşı geçiyor çünkü… Arka arkaya hemen hemen hepsi tutmuş projelerde yer aldım; ama her sene bir proje daha, iki projede daha olabilirdi diye düşünüyorum. İnsanoğlu maymun iştahlıdır; daha fazlasını ister her zaman. Böyle bir sinema sektörünün olmadığı başka bir ülkede olmak isterdim.

Oynadığınız rollerde, bazen bir duruşunuz bazen bir mimiğiniz ve bazen de bir bakışınızla birçok sözün ötesine geçebiliyorsunuz. Özellikle de Yaprak Dökümü’ndeki Fikret rolünüzle. Bir role hazırlanırken nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?

Yaprak Dökümü’nün öncesinde de dört yıllık bir tiyatro çalışmam var. Aynı oyunu Şehir Tiyatrosu’nda çok da güzel bir ekiple oynadık. Aramızdan ayrılanlar oldu, yoksa biz o ekiple daha da devam ederdik bu oyunu oynamaya. Karakteri algılamak açısından onun bir geçmişi var bende tabiî ki. Daha bir rahat role girdim sanırım ekipten. Yeni pozisyonlarına alışmak ve ona göre bir şeyler belirlemek gerekiyordu oynadığım karakter açısından. Hemen hemen sanırım bana göre bir şey çıktı Fikret olarak. Başka bir oyuncu olsa, kendine göre bir Fikret çıkarırdı. Önemli olan inanarak oynamaktır. Rolün anlam ve mantığını kurabilmektir.

Oynadığınız rollerin üzerinize yapışmasından korkar mısınız? Yaprak Dökümü’nden sonra olabilecek projelerde benzer rol teklifi oluyor mu?

Şu an Yaprak Dökümü’nden sonra yeni bir proje yok. Ama Süper Baba’dan sonra Elif karakterine benzer rol teklifleri olmuştu. Yapmamaya özen gösterdim. Çünkü zaten seçme hakkım var, böyle bir lüksüm var. Ona göre seçersiniz ya da seçmezsiniz ama ne kadar üstünüze yapışır yapışmaz, bu ülke standartları içinde çok da geçerli olduğunu sanmıyorum. İnsanlar sizi beğendikleri rollerde, devamlı aynı şekilde görmek istiyorlar. Çok da değiştiğiniz zaman kabul etmeyebilirler. Önemli olan iyi bir projenin içinde farklılaşabilmektir. Bunu sağlayan projeler olduğu zaman farklılaşmaya evet, doğal olarak. Ama öyle bir proje gelmezse akıllarda daha düzgün şekilde kalmakta fayda var.

Kendimce çok iyi cast yaparım. Mesela bir işte çalışmam, kendime göre gerekçelerim vardım ama o işe uygun insanı söylerim. Onlar da beni dikkate alırlarsa gerçekten o kişinin uygun kişi olduğunun farkına varırlar. Bu şekilde çok olmuştur tavsiyelerim.

Bir oyuncu olarak en büyük hayaliniz nedir?

Derinlikli karakterler çıkarmak açısından bütün Rus klasiklerini oynamak ister her oyuncu. Birçok güzel oyun var. Ama daha çok erkek rolleri var biliyorsunuz. Kadın rolleri de günümüzde yeni yeni yazılmaya başlandı. Bu iş sadece erkek işi olmaktan çıktı. Hem kadının hem erkeğin olması gereken bir iş. Kadınlar hep yardımcı olmuşlar, tıpkı gerçek hayattaki gibi. Ama artık daha farklı bir yönelime doğru gidiliyor diye düşünüyorum.

İzlemekten keyif aldığınız oyuncular kimler?

Seyretmekten keyif aldığım çok insan var. O kadar çok var ki sığdıramazsınız. İyi ki de varlar. Çünkü insan iyi bir şey izlediği zaman mutlu oluyor; iyi ki böyle bir mesleği yapıyorum diyor.

Oyuncu olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz? Yeni oyuncuların öncelikleri neler olmalı? Şu anki gençlik çabuk şöhret olmak istiyor ve bir rolle de bu isteklerine ulaşabiliyorlar.

Şimdiki durumlar farklı. İnsanlar tabi hemen şöhrete kavuşmak isteyebiliyorlar. Doğalı oyunculuk eğitimi almaktır. Eğitimsiz de gelinebilir bir yerlere ama daha başka zorlukları vardır gibi geliyor bana. Eğer çok gençlerse, birkaç dil öğrenmelerini ve yurtdışına açılabiliyorlarsa oralarda eğitim almalarını tavsiye ederim. Yapabiliyorlarsa, bu en güzeli.

Ama burada da verilen eğitimlerden faydalanmak için sınavlara girip konservatuvarı denemeleri gerektiğine inanıyorum. Çok iyi oyunculuk eğitimi veren çok yer yok maalesef. Ben Sahika Tekand kursuna inanıyorum. Kişinin böyle bir isteği varsa, aynı zamanda da üniversitede okuyorsa bu tip kurslara gidebilir.

Çocuklarının tiyatroya karşı eğilimini gören ebeveynlere neler tavsiye edersiniz?

Çocuklar için Şehir Tiyatroları’nın çocuk bölümünü tavsiye ederim. Çünkü çok deneyimli bir yer. Çocuklara eğilimin daha farklı olması gerekiyor. Farklı ellerden, farklı şekilde yoğrulabilirler çünkü. Çok dikkat edilmesi gereken bir durum. Şehir Tiyatroları’nda haftanın iki günü sanırım çocuklara özel eğitim veriliyor. Burada eğitim alan çocuklar daha sonra çocuk rollerinde yer alabiliyor; daha sonra da büyüdüklerinde oynayabilen insanlar oluyor. Önemli olan onların yeteneklerini güzel bir şekilde yönlendirebilmek ve gelişimlerini sağlayabilmek.

“Mutlu ailenin” olmazsa olmazları nelerdir?

Özellikle huzur olması gerekiyor. Eşlerin birbirlerini çok iyi dinlemeleri gerekiyor. Tam anlamıyla dinlemeleri gerekiyor; sözün başını değil, sonunu da beklemeleri gerekiyor. Özetle: Huzur, sağlık, sevgi ve saygı bir ailenin olmazsa olmazlarıdır diyebilirim.

Değerli tiyatro sanatçısı Bennu Yıldırımlar’a hepimizaileyiz.com ailesi olarak teşekkür ederiz.

Röportaj: Cansu BULDU ÇAN

Dikkat: Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kopyalanamaz, hiçbir şekilde kullanılamaz.

Konular :