Bebek Dünyaya Nasıl Gelmeli?

Anne ve baba adaylarını, 9 ay boyunca en çok düşündüren ve endişelendiren konuların başında doğum şeklinin nasıl olacağı gelmektedir.
Hangi Doğum Yöntemi Daha Sağlıklıdır?
Ebeveynler kimi zaman birtakım zorlukları ya da rahatlıklarını düşünerek karar verilebiliyor. Oysaki doğum şeklini anne ya da baba keyfi olarak belirlememelidir. Buna yapılan muayeneler sonucunda doktorunuz karar vermelidir. Çünkü sizin için ideal doğum sağlıklı olan doğumdur.
Sezaryen Doğum Neden Tercih Ediliyor?
İstatistikler, gelişmiş ülkelerde sezaryen oranı %15-25 civarında iken, ülkemizde sezaryen oranında çeşitli nedenlerle artış söz konusu olduğunu ve nerdeyse % 50’lere yaklaştığını göstermektedir.
Vajinal doğum, anne adaylarını en sıklıkla yaşanacak ağrı, sürenin uzunluğu, epizyotomi (doğumda vajina girişine yapılan kesi), bebekle ilgili doğabilecek problemler, ağrılar başladığında doktorunu bulamama veya ulaşamama, yakınlarının ve arkadaşlarının doğumla ilgili olumsuz tecrübelerinden etkilenme gibi nedenlerle korkutmaktadır. Oysa unutulmaması gereken en önemli nokta vajinal doğumun milyonlarca yıldır bütün memeli varlıkların soylarını devam ettirmekte kullandıkları en doğal ve fizyolojik yol olduğudur.
Hem Anne İçin Hem de Bebek İçin En Uygun Doğum Şekli
Vajinal doğumun hem anne hem de bebek için sezaryenle doğuma göre üstünlükleri vardır. Vajinal doğum sonrasında anne birkaç saat içinde normal aktivitelerini yapabilmekte, çok kısa sürede bebeğini emzirmeye başlayabilmekte, gebelik öncesi yaşantısına dönmesi çok çabuk olmaktadır. Normal doğum sonrası vücudun eski şekline dönmesi sezaryene oranla daha çabuktur. Doğum yapar yapmaz bebeğini kucaklayabilen ve emzirebilen annenin, hem bebeğinin doğumuna aktif olarak katkıda bulunmuş olmanın verdiği mutluluk ve özgüven, hem de bebeğiyle çok daha çabuk kurduğu o özel bağ şüphesiz yaşamının en keyifli anları olacaktır.
Doğum Yöntemlerinin Artıları Eksilerini Değerlendirmek Önemlidir
Normal doğum sırasında bebeğin kemik kanaldan geçip (annenin pelvis kemikleri) vajinal doğarken göğüs kafesine oluşan baskı, bebeğin akciğerlerindeki sıvının çok büyük kısmının boşalmasına ve nefesini daha rahat almasına neden olur. Sezaryende bu durum söz konusu olmadığından, sezaryenle doğan bebeklerde “yeni doğanın geçici takipnesi” ve “ıslak akciğer” adı verilen solunum sıkıntıları vajinal doğuma oranla 5 kat daha sık görülür.
Bu tür solunum sistemi problemlerini, normal zamanından önce, isteğe bağlı “elektif” sezaryen ile doğurtulan ve bir bakıma hekim ve hastanın ortaklaşa hatası olarak prematüre dünyaya getirilmiş bebeklerde sık görmekteyiz. Özellikle bu nedenle “elektif” sezaryenlerin 38.5-39. haftadan önce yapılmaması çok önemlidir.
Vajinal doğumun, nadiren, problemli ve zor doğumlarda bebeğin doğum kanalında sıkışması oksijensiz kalması veya doğum travmasına maruz kalması gibi riskleri mevcuttur. Ancak uygun koşullarda yaptırılan, deneyimli sağlık personeli tarafından eylemin yakından takip edildiği doğumlarda hemen müdahale etme şansı vardır. Unutulmamalıdır ki; vajinal doğumun sevdirilmesi, yaygınlaştırılması ve komplikasyonlarının engellenmesi hep “doğum sanatını ” gerektiği gibi icra eden doğum hekimlerinin sayesinde olacaktır.
Sezaryene En Sık Başvurma Nedeni Nedir?
Sezaryen, pubis kemiğinin birkaç santim üzerinden yapılan kesi ile anne karın boşluğuna girilerek, rahmin açılması ve bebeğin bu şekilde doğurtulmasıdır. En sık başvurulma nedeni problemli bir durum ile karşılaşıldığında bebeğin normal doğuma oranla daha hızlı ve güvenli bir şekilde doğurtulabilmesidir.
Bahsettiğim geçicisolunum problemleri dışında genellikle bebek için risk taşımamasına karşılık anneye, majör bir ameliyat olması itibariyle getirdiği bazı problemler mevcuttur. Bunlar, anesteziyle ve cerrahiyle ilgili komplikasyonlardır; enfeksiyon, doğum sonrası kanama ve “amnion sıvı embolisi” ve “tromboemboli” (amnion sıvısının ve ufak kan pıhtılarının toplar damarlarda tıkanıklık yaratması veya toplar damarlar yoluyla ilerleyerek akciğerlerde emboli oluşturması) gibi durumları ne yazık ki sezaryen doğumlarda daha sıklıkla görmekteyiz.
Annenin ameliyat sonrası kendine gelmesinin, dolayısıyla bebeğini emzirmesinin gecikmesi, annenin ağızdan beslenmeye ve ayağa kalkıp dolaşmaya başlamasının ortalama 6-8 saat sonra olması, genelde ameliyat sonrası hastanede 2-3 gün yatmasının gerekmesi ve normal vajinal doğuma göre daha ağrılı ve daha bağımlı bir lohusalık yaşayabilmesi, gebelik öncesi yaşamına dönmesi daha uzun zaman alması sezaryenin önemli diğer dezavantajlarındandır.
Hangi Durumlarda Sezaryen Gereklidir?
Özetle, sezaryen ile doğum, normal vajinal doğumun gerekli durumlarda başvurulan bir alternatifi olarak algılanmalı, giderek normal doğumun yerini almaya başlayan daha üstün bir doğum şekli olarak asla görülmemelidir.
Gebelik takibi esnasında, aksi bir durum belirmedikçe anne adayı normal doğuma teşvik edilmeli, doğum öncesi hazırlık kursları etkinleştirilmeli ve katılım sağlanmalı, zamanın getireceklerine göre anne ve bebek için en iyi olacak karar beraberce verilmelidir. Tabi anne veya bebekle ilgili sezaryenin kaçınılmaz olduğu bazı durumlar da mevcut olduğu unutulmamalıdır.