Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların 4 Temel İhtiyacı
Okul öncesi eğitimin çocuğun gelişimi üzerinde bilişsel, sosyal, fiziksel ve dilsel olmak üzere pek çok yönden katkıları olduğunu belirten uzmanlar, 36 ayın okul öncesi eğitime başlamak için uygun bir dönem olduğunu belirtiyor. Okul öncesi eğitimin bilişsel gelişimden sosyal gelişime kadar çocuğun gelişiminde olumlu etkiler oluşturduğunun altını çizen uzmanlar, okul öncesi eğitim alan çocukların gelecekteki akademik başarısının daha yüksek olduğunu vurguluyor, okul öncesi eğitimin sosyalleşmenin de ilk adımı olduğunu kaydediyor.
"Çocuk hangi yaşta olursa olsun, bir sorunla karşılaştığında, sorunu paylaşabileceği, çözüm üretecek bir yetişkin bulması, güven duygusunu pekiştirir. Burada yetişkine düşen görev, çocukla birlikte sorunu tanımlamak ve çözüm bulmaktır. Çocuğun yerine çözüm üretmek değil, onun çözüm üretmesine rehberlik etmektir." diyen Uzman Pedagog Prof. Dr. Norma Razon'dan okul öncesi dönemdeki çocukların temel ihtiyaçlarına dair ipuçları.
Okul öncesi eğitim çocukları sosyal gelişimden akademik gelişimine kadar etkiliyor.
İçindekiler: Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların 4 Temel İhtiyacı
Okul Öncesi Eğitim, Çocuğunuzun Sosyal ve Duygusal Gelişimini Etkiliyor
1. Okul Öncesi Dönemdeki Çocukların 4 Temel İhtiyacı
1.1. Çocuğun Gelişimde En Yararlı Sevgi Karalı ve Ölçülü Olanıdır
Yaşı kaç olursa olsun her insan sevmek ve sevilmek ister. Çocuk da hangi gelişim aşamasında olursa olsun ailesinden sevgi ve şefkat bekler. Şefkat görerek, sevildiğini ve istediğini hissederek büyüyen çocuk, huzurlu ve mutlu olur; çevresiyle iyi ilişkiler kurarak gelişir. Çocuğun gelişiminde en yararlı sevgi, kararlı ve ölçülü olanıdır.
Çocuğun çok sevildiğini ileri sürerek, hata ve kusurlarını görmezden gelmek, çocuğun beklediği sevgiyi göstermeden, her hatasına aşırı duyarlı davranmak, çocuğun duygusal gelişimini aksatan ebeveyn tutumlarıdır. Çocuğu sevgi vermek, çocuğu şımartmak değildir. Çocuğun sevgi ihtiyacını karşılarken dikkat edilmesi gereken bir nokta da birden fazla çocuğun bulunduğu ailelerde, yaşama ve cinsiyete göre ayrım yapmaksızın, sevginin tüm kardeşler arasında eşit şekilde paylaştırılmasıdır.
1.2. İlgi İhtiyacı
Çocuğu aşırı ilgi göstermek de, yeterince ilgi göstermemek de kaçınılması gereken eğitimsel hatalardandır. Çocuk eğitiminde hedeflenen ilgi, ölçülü, devamlı ve kararlı ilgilidir.
1.3. Güven İhtiyacı
Dengeli sevgi ve ölçülü ilgi, çocukta güven duygusunu yaratır. Çocuk hangi yaşta olursa olsun, bir sorunla karşılaştığında, sorunu paylaşabileceği çözüm üretecek bir yetişkin bulması, güven duygusunu pekiştirir. Burada yetişkine düşen görev çocukla birlikte sorunu tanımlamak ve çözüm bulmaktır. Çocuğun yerine çözüm üremek değil, onun çözüm üretmesine rehberlik etmektir.
Çocukta güven duygusunun uyuması ve gelişmesi, ailesinin eğitim anlayışına sıkıca bağlıdır. Güven duygusuna sahip olan çocuk, kararlı olur, ne istediğini bilir, istediğini elde etmek için mücadele eder, engel karşısında yılmaz, seçimlerinde yapmakta zorlanmaz, bir sorunla karşılaştığında çözüm üretebilir, hakkı yendiğinde kendini savunabilir. Çocuğun ailesine güven duyması kadar kendine güven duyması da önemlidir. Çocuğun kendisine güven duyması, doğur davranışı özgürce seçmesine yol açar.
1.4. Özgürlük İhtiyacı
Uyarıcının bol olduğu bir ortamda özgürce büyüyen çocuk, kendi bedenini ve çevresini tanır, çevresindeki nesne ve olanakları keşfeder, denemeler yapar, bilgi ve görgüsünü artırır. Kendi başına bir şeyler yapmak isteyen çocuk engellememeli, devamlı uyarılmamalı, sürekli eleştirilmemeli, her adımda hataları düzeltilmemeli, talep etmedikçe yardım eli uzatılmamalıdır. Böylece çocuk özgürlüğünün keyfini yaşayacaktır.
Özgürlük ihtiyacı kısıtlanmış olan çocuk bir yetişkin ya da yaşıta bağımlı olur, hiçbir işi tek başına yapamayacağına inanır, güvensiz ve cesaretsiz olur, en küçük sıkıntıda paniğe kapılır, sorun çözmede aciz kalır.
2. Sosyalleşmenin İlk Adımı: Okul Öncesi Eğitim
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ, okul öncesi eğitimin sosyal gelişimden akademik gelişimine kadar etkilediğine dair şu açıklamalarda bulundu:
2.1. Sosyal gelişim: Bilindiği gibi okul, bir çocuğun ailesi dışındaki ilk toplumsal ve sosyal çevresidir. Bu çevrede öğreneceği yeni bilgiler ve kazanımlarla çocuk yetişkin yaşlarda karşılaşacağı sorunları çözme becerisi de kazanacak ve kendisine özgü başa çıkma yöntemleri geliştirecektir.
Yapılan araştırmalara göre, böyle bir eğitim kurumuna devam eden çocuklar hem zihinsel hem de psikolojik olarak çevresiyle uyum içinde yaşayan bireyler olarak yetişmektedir. Çünkü okul öncesi eğitim sosyalleşmenin ilk adımıdır. Topluluk içinde olma, paylaşma, iletişim kurma ve toplum kuralları (yemekten önce el yıkama, sırada bekleme vb.) okul öncesi eğitim ile öğrenilir.
2.2. Okul Öncesi Eğitim Fiziksel Direnç Kazandırıyor
Fiziksel direnç: Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların ilerde fiziksel olarak akranlarına göre daha güçlü oldukları görülmektedir. Okul gibi ortamlar bu açıdan çok önemli bir işleve sahiptirler ve çocuklar okula başladıklarında sık hastalanmakla birlikte bu hastalıklara karşı da direnç kazanmaktadırlar.
2.3. Okul Öncesi Yılları, Dil Gelişimi İçin de Önemli
Dil gelişimi: Dilin kazanılması ve gelişimi konusunda çalışan bilim insanları, dil gelişiminde özellikle de okul öncesi yıllarının kritik dönem olduğu konusunda birleşmektedirler. Ayrıca dil çocuğun öğrenmesinde çok önemli bir etkendir.
Bu nedenlerle okul öncesi yıllarda çocuğun dil gelişimine önem verilmesi, dil gelişimini destekleyici öğretme- öğrenme ortamlarının hazırlanması gereklidir. Çocuğun bu yaşlarda kazanacağı yaşantıların niteliği daha sonraki öğrenmelerini büyük ölçüde etkilemektedir.”
- Dil gelişimine yardım edecek etkinliklere katılmalı
Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ, okul öncesi eğitimde çocuğun dil gelişimine yardım edecek etkinliklerin düzenlenmesinin önemini vurgulayarak “Bu etkinlikler çocuğun kelime hazinesinin zenginleştirilmesini sağlayacak etkinlikler (kelime oyunları, resimler hakkında konuşma, parmak oyunları, tekerlemeler, dramatizasyon, plak dinleme, kitap okunması) olması yararlıdır.” dedi.
Dil gelişimi erken eğitimin temel taşıdır. Çocuklar okul öncesi eğitimlerinde sohbetlere katılırlar, kelime dağarcıklarını genişletirler ve sözlü ifadeyi teşvik ederler. Hikaye anlatma, yüksek sesle okuma ve grup tartışmaları dil becerilerini zenginleştirir ve çocukları gelecekte etkili iletişim için hazırlar. Düşünceleri ve fikirleri tutarlı bir şekilde ifade etme yeteneği aslında okul öncesi öğretmeninin sabırlı rehberliğinin doğrudan bir sonucudur.
3. Okul Öncesi Eğitim Uyumu Kolaylaştırıyor
Eğitime erken yaşlarda okul öncesi eğitimle başlayan bireylerin, gerek farklı eğitim kademelerindeki öğrenimlere, gerekse topluma daha iyi uyum sağladığının araştırmalarda belirtiliyor.
Bu bireylerin sosyal ve akademik becerilerinin, okul öncesi eğitimi almamış akranlarına göre daha gelişmiş olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde erken yıllarda verilen kaliteli eğitimin, bireyin sosyal ve toplumsal yaşamda daha etkin ve üretken olmasına katkıda bulunduğu bilinmektedir.
Eğitim yatırımlarının getiri oranlarıyla ilgili yapılan bazı çalışmalar, farklı tür ve kademedeki eğitime yapılan yatırımın sonuçlarının farklılaştığını göstermektedir. Buna göre insana yapılan yatırımın getiri oranlarının okul öncesi eğitimde hem diğer eğitim kademelerinden, hem de okul sonrası dönemdeki yetiştirmelerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
4. Okul Öncesi Eğitim Çocuğun Geleceğinde de Belirleyici Oluyor
Çocukluk yıllarında edinilen becerilerin önemli bir bölümünün, yetişkinlikte bireyi yönlendirdiği, kişiliğini, inanç ve değer yargılarını biçimlendirdiği araştırmalarca gözlendiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Semiha Füsun Akdağ, “Nitelikli okul öncesi eğitim dil, edebiyat, matematik ve fen alanlarındaki becerilerinin ortaya çıkmasını sağlamakta, aynı zamanda çocukların sosyal yeterlik ve öz yeterlilikleri gibi becerilerinin gelişimini desteklemektedir.
- Öğrencinin başarısını da önemli ölçüde etkiliyor
Kaliteli okul öncesi eğitimin, çocukları bir sonraki öğretim kademesine hazır hale getirdiği ve bulunduğu kademedeki başarısını etkilediği ve ilköğretim okullarında başarıyı artırdığı bilinmektedir.
Benzer biçimde Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD, 2012) verilerine göre, Türkiye’den PISA değerlendirmelerine katılan 15 yaşındaki öğrenciler arasında bir yıl ya da daha az okul öncesi eğitim alanların ortalama puanı, hiç okul öncesi eğitim almayanlara göre ortalama 42 puan daha yüksektir.
Benzer biçimde OECD (2015) raporunda Türkiye’de 1-2 yıl arasında okul öncesi eğitim alan öğrencilerin, almayan öğrencilere göre daha yüksek performans gösterdikleri ve bu öğrenciler arasında 17 puanlık anlamlı fark bulunduğu belirtilmektedir.
#okul öncesi eğitim #çocuk gelişimi