ERGENLİK DÖNEMİ

Otoriteye Tepkili, Kural Çiğnemeye Meyilli Ergenler

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 01.12.2012

Otoriteye Tepkili Kural Çiğnemeye Meyilli Ergenler

Ergenlik döneminde çocuğunuz;fiziksel, hormonal ve psikolojik, dolayısıyla da duygusal yönden kritik gelişim gösteren bir çizgidedir. Çocuğunuz, salınmaya başlanan yetişkinlik hormonlarıyla bir yandan yetişkin bir vücuda sahip olurken, diğer yandan bunun duygusal sıkıntılarını da beraberinde yaşar. Uzman Pedagog Elif Koca Erol ergenlik döneminde yaşanan aile içi çatışmalar ve ergen yalanları konusunda bakın anne babalara hangi önerilerde bulunuyor.

Çocuğunuz Sürekli Değişen Vücuduna Adapte Olmaya Çalışır


Bedenindeki hızlı büyümeye adapte olmaya çalışan ergende tipik davranışlar gözlenir. Büyüyen göğüslerinin belli olmasını istemeyen kızların onları saklamak için kambur durmaları, erkek çocukların kalınlaşmaya başlayan seslerini ve yeni çıkan sakallarından hoşnut olup gösterme çabaları, ter kokularının artmasından rahatsız olanların sık sık banyo yapması ya da ayarsız şekilde bolca koku, parfüm kullanması, hızla büyüyen uzuvlarına (el, kol, bacak..) hakim olmada zorlanarak dönemin adaptasyon özellikleri olarak sıralanabilir.


Diğer yandan cinsiyet hormonlarının yetişkin düzeyinde salınmaya başlanmasıyla, kız-erkek ilişkilerinin, arkadaşlıktan karşı cinsle özel ilgiye dönüşmesi, aşklar, dönemin keyifli oldu kadar idaresinin zor olduğu diğer durumlardır.


Ergenlerin Tipik Davranışları


Dönemin ortalarına doğru, zamanlarını büyük kısmını ayna karşısında veya video ve resimleri izleyerek geçirirler. Gizledikleri vücutlarını sergileme, 15-16 yaşlarından itibaren başlar. Bakımlı, alımlı olmaya çabalarlar. Çok alışveriş yapabilirler. Giysilerini ve diğer eşyalarını sık sık arkadaşlarıyla değiştirebilirler. Soyut düşünce geliştiği için soyut varlıklara, kavramlara ve duygulara ilgileri artar.

Gizlilik Ergenler İçin Son Derece Önemlidir


Gizlilik, mahremiyet onlar için çok önemlidir. Sürekli ailelerinden gizli ve önemli bir şeyler yapıyor görüntüsü çizerler. Gizli ya da sessiz telefon görüşmeleri, kilitli günlükler, kilitlenmiş oda kapıları, banyodan uzun süre çıkmama, gittiği yerden uzun süre gelmeme, okulda olan biteni anlatmama, arkadaşlarından bahsetmeme, onlara söz söyletmeme bu dönemin "tipik” davranışlarıdır.

Dönemin başka özelliği, “Hiç kimse ergen gibi düşünemiyordur!” Ailesiyle ve öğretmeniyle tartışabilir, konu ne olursa olsun her zaman kendinin haklı olduğunu düşünür. Otoriteye karşı tepkilidir. Kurallar çiğnenmek içindir.


Ailesinden Çok Arkadaşlarıyla Bir Arada Olmak İsterler


Ergen, ilk ve orta dönemde yatırımını ailesinden çekerek arkadaşlarını yansıtır. Ailesiyle geçirdiği zamanda, çoğu zaman isteksiz ve tepkilidir. Bu durum git gide daha şiddetli hale gelecektir. Arkadaşlarıyla daha fazla bir arada olmak, görüşmediği zamanlarda konuşmak, yazışmak ister. İletişim araçları vazgeçilmezleridir ki pek çok ebeveynin şikayeti aynıdır. Ve basit gibi görünen birçok davranış çatışmaya sebep olur.

Otoriteye Tepkili Kural Çiğnemeye Meyilli Ergenler

Basit Problemler Bir Anda Çatışmaya Dönüşebilir


Bu dönemde ergen ailelerin şikayetleri de ortaktır:


“Telefonu elinden bırakmıyor!”


“Telefonla yatıp kalkıyor. Beyni zarar görecek diye korkuyorum. Kullanmasın demiyorum hepimiz kullanıyoruz ama telefonla yaşıyor."

"Bilgisayarın başından bazen yemek yemek için bile kalkmıyor. Telefon elinden düşmüyor, ya mesaj çekiyor ya resim...”


Ergenlik Döneminde Aile İçi Çatışmalar Sıkça Yaşanır


Birey, çocukluktan çıkmış ve yetişkinliğe doğru yol almaktadır. Vücudunda ve duygu durumunda olan hızlı gelişimine ayak uydurmakta zorlanmaktadır. Diğer yandan zevkleri de değişim göstermektedir ki, en çok aile içi çatışma buradan kaynaklanır. Aileler çocuklarının kendilerinden uzaklaşmasında, arkadaşlarını kendilerine tercih etmesinde, sebebi değişen sıkıntılar yaşarlar ve çatışma yaşanır. Ya da ev kurallarına uyum sağlamakta direnen çocuklarıyla çatışma yaşarlar.

Çatışmaların Önüne Geçmek İçin Ne Yapmalı?


Erken ergenlik evresinde, beden yetişkin boyutlarına ulaşmaya başlamışsa da ruh hala çocuksu özellikler gösterir. Bu da ailenin çelişkili davranmasına yol açar.


Bir yandan oyun oynamayacak kadar büyüdüğünü kabul ederken, diğer yandan yalnız başına sağa sola gidemeyecek kadar küçük olduğunu düşündüren davranışlar gösterir ki, bu aile ile çatışmada en sık karşılaşılan durumdur. “Tek başına konsere, maça, arkadaşına gidecek kadar büyük, hala uzun süreler, oyun oynayacak kadar da küçük değilsin, sorumlulukların var.”


Ergenler Neden Yalan Söyler?

Yalan söyleme, gerçek olmayan, duygu, düşünce ve olayların anlatılmasıdır. Yalan, güven duygusunu zedeler. Bize yalan söylediğini fark ettiğimiz birine karşı eski güvenimizle yaklaşamayabiliriz. Çocuklar için durum biraz daha farklıdır.


5 yaşından önce yalanla gerçeği ayırt edemeyen çocuğun söylediği yalanlar “yalan” olarak etiketlendirilmemelidir. Ama ergende ve yetişkinde yalan söyleme ile sık karşılaşılıyorsa, mutlaka araştırılmalıdır.


Yalanların, hayali, sosyal, savunma, dikkat çekme, intikam, menfaat, patolojik, propoganda yalanları gibi pek çok çeşiti vardır.


Ergenler baskı altında olmayı sevmezler ve istekleri yerine getirilmeyince ya da istemedikleri onlara dayatılınca yalan söyleyebilirler.

Ailesiyle sık sık çatışmaya giren ergen, durumu kendi lehine çevirmek, ceza almamak, kendini haklı göstermek ya da engellemek gibi sebeplerle ya da arkadaşlarına hava atmak amacıyla yalana başvurabilir.


Çocuğunuz Hangi Durumlarda Yalana Başvuruyor?


Yalan söyleyen kişiye yaklaşım tarzı, yalanını yüzüne vurma olmamalıdır. Öncelikle hangi durumlarda yalana başvurduğu netleştirilmelidir. Eğer belirli durumlar ise bu konular üzerinde konuşulmalı ve ortak bir karara varılmalıdır.


Çocuğunuzla Konuşurken Nasıl Cümleler Kullanmalısınız?


Dersler konusunda yalana başvuran çocuğunuz için....


“Sana ders çalış dediğimde, çalışıyormuş gibi yapıp derslerine iyi, yüksek notlar alıyorum.” dedin. Toplantıda gördüm marifetlerini....” gibi suçlayıcı ifadeler yerine:

Çözüm Bulmaya Teşvik Eden Yaklaşımda Bulunun


“Derslerinde ilgili hep iyi şeyler söylerdin. Toplantıda sınav sonuçların açıklandı, pek de zannettiğin gibi değil. Bu konuya yoğunlaşmamız lazım. Ben sürekli sana, ders çalış demekten yoruluyorum. Senin de hoşuna gitmediğini biliyorum ara sıra kaçamak cevaplar veriyorsun. Daha verimli ders çalışman için neler yapabiliriz?” gibi yalancı olarak etiketlemeden, durumun farkında olduğunuzu belirten; suçlamadan, onu anladığınızı gösteren ve birlikte çözüm bulmaya teşvik eden bir yaklaşımda bulunun.

Otoriteye Tepkili Kural Çiğnemeye Meyilli Ergenler

Konuşma Tek Başına Yeterli Değildir


Ortak karar alın ve bu kararı ikinizin de takip etmesi konusunda hemfikir olarak konuşmayı bitirin. Sonrasında mutlaka gerekli itinayı gösterin; konuştum bitti diye düşünmeyin. Ders çalışma düzeni kadar, çalışmama düzeni ideal bir alışkanlıktır ve bir-iki konuşmayla değişmez.


Yalanın Alışkanlık Haline Gelmesinin Önüne Geçilmeli


Bazen de bireyler dikkat çekmek, ilgi uyandırmak menfaat sağlamak, zordan kurtulmak gibi savunma altyapılı, sebepleri olmayan, hiç ihtiyaçları olmadığı halde gereksiz yere yalanlar söylerler. Bu durum patalojik yalanlara örnektir ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Aynı şekilde her ne olursa olsun, alışkanlık haline gelmiş yalan söyleme davranışı da tedavi edilmelidir.

Konular :