HAMİLELİK DÖNEMİ

Hamileliğin İlk Üç Ayında Enfeksiyonlara Dikkat!

Opr. Dr. Figen Temelli Akın Opr. Dr. Figen Temelli Akın
Yayın : 17.08.2025

Kış mevsiminde sık sık değişen hava şartları üst solunum yolu enfeksiyonlarını beraberinde getiriyor. Bu nedenle kış aylarında bilhassa anne adayları ve bebeklerinin enfeksiyon risklerinden korunması gerekiyor.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Figen Temelli Akın, anne adaylarına üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı almaları gereken önlemleri anlatıyor. 

Hamileliğin İlk Üç Ayında Enfeksiyonlara Dikkat!

 Sağlıklı Bir Gebelik İçin 5 Öneri 

Hamilelik döneminde oluşan enfeksiyonların sonuçları, enfeksiyonun meydana geldiği yere göre değişkenlik gösterir. Fakat enfeksiyonun türü ve oluştuğu yer ne olursa olsun, enfeksiyona zamanında müdahale edilmeli ve ilerlemenin önüne geçilmelidir.

Bilhassa gebelik döneminde anne adaylarının bağışıklık sistemi oldukça hassastır. Oluşan üst solunum yolu enfeksiyonları, anne adaylarının bağışıklık sistemini zayıflatarak dolaşım ve solunum yolunda normalde yaşanan sıkıntıları daha fazla hissetmelerine yol açar. Bu nedenle hamilelerin, beslenme düzeni, hijyen, ilaç kullanımı ve giyim gibi konularda çok yönlü önlemler alması gerekir.

 Hamilelik Sırasında Kendinizi Enfeksiyonlardan Koruma

  • Grip ve soğuk algınlığı birbirinden farklı hastalıklardır

Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklar virüsler nedeniyle oluşur. Fakat ikisi de kendi içinde değişiklikler gösterir. Gripte yüksek ateş ve ikincil bakteriyel enfeksiyonlar görülürken, soğuk algınlığında yüksek ateş yaşanmaz. Gripte, 39 derece ve üzeri ateş, baş, kas-eklem ağrıları, bitkinlik ve öksürük görülür. Soğuk algınlığında ise burun akıntısı, hapşırma, boğazda yanma ve öksürük yaşanır.

 

  • Hamilelerde ateş 39 dereceyi geçmemelidir

Hamilelerde 39 derece ve üzerinde görülen ateş “yüksek ateş” olarak adlandırılır. Ateş 38 dereceye ulaştığında, anne adayının alnına, koltukaltlarına ve diz kapaklarının arkasına soğuk kompres uygulanmalıdır. Anne adayı, ılık bir duş almalı ve ince giysiler giymelidir. Şikayetler devam ediyorsa, anne adayı mutlaka bir doktora başvurmalıdır.

 

  • Ateş, hamileliğin ilk üç ayında tehlikelidir

Yüksek ateş, hamileliğin ilk üç ayında tehlikelidir ve bebek için risk oluşturabilir. Bu nedenle doktor müdahalesine kadar bebek üzerinde olumsuz etki oluşmaması için yüksek ateşin önüne geçilmelidir. Doktorun onayıyla birlikte parasetamol ilaçlar alınabilir. Bu tür ilaçların hamilelik üzerinde kötü bir etkisi yoktur.

 

  • Anne adayları kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durmalıdır

Anne adaylarının kış aylarında dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Sağlıklı havalandırma şartlarının sağlandığı mekanlarda bulunmaları bunlardan biridir. Çünkü iyi havalandırılmayan ortamlar, bulaşıcı hastalıkların daha kolay yayılmasına sebep olur. Bu nedenle kapalı ve kalabalık mekanlar hamileler için büyük riskler içerir.

Bulaşıcı hastalıkların ve alerjilerin çoğalmasına neden olan bu koşullar, değişen hava şartlarıyla birlikte birçok hastalığa sebep olur. Bu nedenle anne adaylarına, vakit geçirdikleri mekanları özellikle de evlerini sıklıkla havalandırmaları önerilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar hastalığı olan kişilerle yakın temasta bulunulmamalıdır. Eller devamlı temiz tutulmalı ve sık sık yıkanmalıdır. C vitamini ağırlıklı beslenilmeli, bol sıvı tüketilmelidir.

 

  • Her gün açık havada yarım saat yürüyüş yapılmalı

Kış aylarında tek parça kalın kıyafetler giyilmemeli, rahatsızlık vermeyen yünlü, pamuklu, yumuşak ve havalanabilir giysiler tercih edilmeli ve aşırı terlemekten kaçınılmalıdır. Anne adaylarının soğuk havalarda ısınmak için giydiği polyester, naylon ve sentetik giysiler oldukça zararlıdır. Bu tip giysiler, hava geçirme özelliği olmadığından terlemeye ve buna bağlı mantar enfeksiyonlarına neden olabilir.

Kıyafetlerde koyu ve siyah renkler yerine canlı renkleri tercih etmek, hamile güzelliğini sergilemeye olanak verdiği gibi; stresten ve karamsarlıktan uzaklaşılmasına da yardımcı olarak, anneye enerji verir. Kış aylarında güneşten daha az yararlanıldığı için, her gün açık havada yapılacak yarım saatlik yürüyüş, gereken D vitamini için yeterlidir. Bu gezintilerde hava alan giysiler tercih edilmelidir.

 

Mümkünse yatak odalarında halı kullanılmamalı

Sağlıklı bir uyku için yatak odalarının hijyeni de çok önemlidir. Burun tıkanıklıkları ve öksürüklerin önüne geçebilmek için evlerin sık sık süpürülmesi, yastık ve yorganların hijyenik koşullarda olması, sıklıkla değiştirilmesi ve ortamın tozlardan arındırılması gerekir. Evcil hayvanlar ise yatak odalarından uzak tutulmalıdır. Mümkünse yatak odalarında halı kullanılmamalıdır.

Evlerde soba ve kaloriferlerin kuruttuğu havayı kaynayan bir çaydanlık ile nemlendirmek de faydalıdır. Nefes almakta zorlanılırsa 2-3 gün kadar burun spreyi kullanılabilir. Ayrıca deniz suyu spreyleri de tercih edilebilir. Burnu nemlendirmek için ortamın nemli tutulması gereklidir.

 

İlaçlar doktor kontrolünde alınmalıdır

Eğer bakteriyel bir enfeksiyon durumu var ise doktor kontrolünde antibiyotik kullanımı gerekebilir. Ihlamur, zencefil, tarçınlı çay, C vitamini özellikle taze sıkılmış portakal suyunun rahatlatıcı etkisi olduğundan, tedavi uygulaması için bu içeceklerin de tüketilmesi önerilir.

 

Gebelikte Yaşanabilecek Sorunları Azaltmak İçin Ne Yapmalı?

1- Bulantılara karşı beslenme alışkanlıklarınızı düzenleyin

Gebelik bulantıları genellikle sabah saatlerinde başlar. Özellikle ilk ve çoğul gebeliklerde bulantı önemli bir sorundur. Ortalama 4-8 hafta arası görülen bulantı, 14-16’ıncı haftaya kadar azalarak devam eder ve bazen tüm gebelik süresince kendini gösterebilir. Bulantıların, alınacak bazı önlemlerle azaltılması mümkündür.

Gün içinde az ve sık yemek, öğünler arasında az sıvı tüketmek, katı, kuru, yağsız ve tuzlu gıdaları tercih etmek şikayetleri azaltır. Eğer tatlı ve meyveler bulantı yapmıyorsa, tüketilmesinde her hangi bir sakınca yoktur. Tuzlu kraker, galeta ve simit gibi besinler de bulantıyı bastırabilir. Sabah bulantılarını hafif bir şekilde atlatmak için uyandıktan hemen sonra bu besinler açık çayla birlikte tüketilebilir. Bunun yanında yataktan aniden kalkmamak, hoş olmayan kokulardan ve ağır yiyeceklerden uzak durmak da bulantıyı önlemeye yardımcı olur.

  

2- Gerektiğinde psikolojik destek alın

Gebeliğin ilk dönemlerinde anne adayının sinirli, gergin ve alıngan bir ruh hali içinde olması normaldir. Çünkü bu 3 aylık dönem gebeliğe adaptasyon sürecidir. Kişi gebeliğe uyum sağladıkça yavaş yavaş rahatlayacaktır. Hemen hemen her kadını etkileyen bu durum eşlere de yansıyarak endişelenmelerine yol açabilir. Bu gibi durumlarda daha önce gebelik dönemi yaşamış yakın çevreden kişiler ile konuşmak yararlı olacaktır. Eğer bu bir çözüm sağlamazsa, psikolojik destek alınabilir

  

3- Yeterli miktarda sıvı tüketimine özen gösterin

Gebelik döneminde sürekli idrara çıkma isteği, rahimde büyüme ve böbrek fonksiyonlarındaki değişime bağlıdır. Bazen idrar kaçırmalar olabilir. Bu durum genellikle gebeliğin 4’üncü ayından itibaren azalsa da son evrede tekrar ortaya çıkabilir. Ancak yaşanan bu değişiklikler nedeniyle kesinlikle sıvı alımı azaltılmamalıdır. Çünkü sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek için yeterli sıvı alımı gereklidir. İhtiyaç hissedildiği her an idrara çıkılmalıdır. Aksi takdirde idrar yolu enfeksiyonları ortaya çıkabilir. Sık idrara çıkma ile birlikte yanma ve ağrı sorunlarında mutlaka doktora başvurulmalıdır.

  

4- 20’inci haftadan sonra devam eden baş ağrılarını dikkate alın

Baş ağrısı ve halsizlik genellikle gebelikte ortaya çıkan hormonal ve kan dolaşımındaki değişikliklere bağlıdır. Ancak gebeliğin 20’inci haftasından sonra başlayan baş ağrıları masum olmayabilir. Bu durumda nöroloji uzmanına danışılması önerilir. Baş ağrısı sırasında; yüzün ön tarafı ve kenarlarına, burun çevresine, gözlere sıcak kompres uygulama ağrıyı azaltabilir. İyi ve dengeli beslenme, dinlenme, masaj, hafif egzersiz ve yürüyüşler şikayetleri en aza indirir.

  

5- Leke tarzındaki kanamaları ihmal etmeyin

Leke tarzında kanamalar gebeliğin her döneminde çok önemlidir. Gebeliğin ilk 3 ayında oluşan kanamalar implantasyon yani bebeğin rahim içerisine yerleşmesine bağlı olarak ortaya çıkar. Ancak bazen de düşük habercisi olabilir. Çünkü gebeliğin ilk 3 ayında görülen kanamaların yaklaşık %10’u düşükle sonuçlanmaktadır. Bu durumda uzman görüşüne başvurulmalıdır.

Konular :
BÜLTEN ABONELİĞİ
Aileye ve hayata dair en güncel uzman görüşleri için bültenimize hemen ücretsiz abone olun!
Zorunlu Alan
Zorunlu Alan