Çocuğun Dinleme Becerisi Nasıl Gelişir?
Dinlemek nedir? Dinlemek duymanın ötesine geçmektir. "Dinlemek” karşımdaki ne diyor” demektir? Çocuğumuzun dinleme becerisini artırmak için öncelikle bizim iyi bir dinleyici olmamız gerek.
Bir ses duyarsınız. O sesin ne olduğunu algılamak için sesi dinlersiniz. Sesin içine girersiniz.
Gürültüyü duyarsınız. Gürültüyü dinlemezsiniz.
Müziği dinlersiniz. Şarkıyı dinlersiniz.
Yaşadığımız iletişim kazalarının büyük çoğunluğu dinleme becerilerini geliştirmediğimiz için yaşanmaktadır. Dinleme becerisi de bir eğitimdir ve biz geliştirebiliriz. Yeter ki farkına varalım. Farkına varmak için de önce kendimizi dinlemeli, yani kendimize kulak vermeliyiz.
Evdeki yetişkinlerin arasında geçen şu konuşmaya bakalım:
Anne-Bu aralar çok kilo aldım.
Baba-Tabii alırsın ne bulursan yiyorsun, evde oturuyorsun.
Anne sizce ne demek istedi? Bence, anne kendi halinden şikayet etti ve yardım istedi. Duymak istediği yanıt “Bu durum seni üzüyor mu? İstersen her akşam seninle bir saat yürüyelim. Biraz da gün içinde dikkat edersen halledersin.”Bu ifade de suçlama yok. Tam tersi duyguları anladı ve yardım çağrısı yaptı kocası. İşte dinlemek bu. Şimdi bakalım çocuklarımızla nasıl konuşuyoruz da onların da nasıl olmasını istiyoruz.
-Anne kardeşime bakar mısın her şeyimi alıyor!
-Olsun oğlum sen abisin.
-Ama kalemlerimi de aldı!!!!
-Neden veriyorsun oğlum, idare edemedin gitti.
Sizce bu anne çocuğunu dinledi mi? Bana kalırsa hiç dinlemedi. “Dinlemek duyguların ötesine geçmektir” demiştik. Bu konuşmada duygular hiç hesaba katılmadı. Büyük olan kardeş, küçük için bir çözüm istiyor, yardım istiyor. Anne bu sıkıntıyı anlamış olsaydı, küçük kardeşi başka bir şeyle oyalayarak, ağabeyinin ders çalışmasını sağlar üstelik de idare edemediği için de suçlamazdı. Sizce abi bir kez daha annesi ile bu veya buna benzer bir durumu paylaşır mı? Paylaşmaz. Çünkü dinlenmedi. Kendi işini kendi görür ve bildiği gibi yapar.
-Baba bu yıl matematik bana zor geliyor.
-Neden aklın almıyor mu çocuğum!!!!
Çocuk neyi paylaşmak istedi? Yaşadığı bir zorluğu. Neden paylaşmak istedi? Yaşadığı zorluğa güvendiği insanlar çözüm bulsun diye. Sonuç ne oldu. Sorun çözülmedi ve suçlandı. Çocuklarımızın dinlemeyi ve duyguları bizden öğrendiğini unutmamalıyız.
Çocuklarımızı önyargı ile dinlediğimiz zaman hem çözümün hem de çocuğumuzun çok ama çok uzağına düşüyoruz. İletişimimiz de kesiliyor. Oysa, büyük olduğumuzu, ondan daha fazla deneyimimizin olduğunu bir kenara koymalıyız. Onun duygularını anlamaya çalışarak dinlesek o da bizi aynı bizim onu dinlediğimiz gibi dinleyecek.
Çocuklar genellikle anne veya babalar, başkaları ile konuşurlarken hep araya girerler ve de konuşmak isterler. Bunu konuşma ihtiyacını duyan çocuklardan çok, dinleme becerisi gelişmemiş çocuklar yapar. Çünkü onlar da tam bir şey söylerlerken aile büyükleri araya girer ve iş buyururlar. Onun arkadaşı ile konuşması veya oyun oynaması büyükler için hiç de ciddiye alınacak bir iş değildir. O zaman o da sizi ciddiye almaz.
Çocuğunuz size bir şeyler anlatırken ne olur başka bir işle ilgilenmeyin. Hayatınızın en önemli kişisi konuşuyor, onu can kulağı ile dinleyin ki daha sonra o da sizi can kulağı ile dinlesin. Eğer çocuğunuzu can kulağı ile dinlerseniz onun duygularını da öğrenirsiniz. O da kendini daha iyi ifade etmesini öğrenir. Başkalarını dinlerken tıpkı sizin yaptığınız gibi yapar ve kimsenin sözünü kesmez. Eğer kendisini rahatsız eden bir sorun varsa siz onu dinlerken sözünü kesip suçlamadığınız için kendisini güvende hisseder ve duygularını tanıyarak, çözümü kendi bulur.
Tüm anne ve babalar, hiç kuşkusuz çocuklarını çok pek çok severler. Bu yazıyı okuduktan sonra isterseniz bir durup düşünün. Pek çok sevdiğiniz çocuklarınızla konuşmalarınız nasıl. En çok hangi cümleleri kuruyorsunuz onunla konuşurken, emir mi, suçlama mı, reddetme mi, yargılama mı? Onu nasıl dinliyorsunuz? O sizi nasıl dinliyor?
Çocuklarımız bizim yansımalarımız…
İyi dinlemeler.
Yazarın "Güvem'ce" AdlıKitabından...(Her anne baba için başucu rehberi)