ANNE BABA REHBERİ - GÜVEM TÜRE

Dünyaya Nasıl Geldiniz?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 04.02.2014

Dunyaya Nasil Geldiniz

Bir sohbet sırasında, yaşları 25 ile 45 yaş arasında olan katılımcılara “Aranızda hiç normal doğumla dünyaya gelmiş olan var mı?” diye sordum. Önce şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar, “Bu da ne ..” dercesine. Ben de onlara benim normal doğumla olmadığımı ve beni ailemin çingenelerden aldığını söylediklerini anlattım. Bunun üzerine herkes sırayla yanıtlamaya başladı.

20 kişilik bir gruptan hiç normal doğum çıkmadı. Sokakta bulunmuş, sepetle kapı önüne bırakılmış, sepetçiden alınmış, leyleğin getirdiği, derenin taşıdığı hatta benim gibi çingenelerden alınmış iki de akrabam vardı katılımcıların arasında. Hepimizin böyle olması tabii ki bir rastlantıydı ama ailelerimizin cinselliğe, sevgiyle birleşmeye bakış açısı da ilginçti.

Aklıma nereden mi geldi bunu sormak. Hep canımı yakan bir şey olduğu için galiba. Çocukluğumun yaz ayları dedemin değirmeninin olduğu Çatalca’da geçti. Annemi, babamı ve de dedemi, anneannemi, dayılarımı, ailemi severdim ve güven içinde yaşardım. Ama ne zaman at arabalarının üzerinde çolak çombalak çingeneler geçse annem: “Bak annenle baban seni almaya geliyorlar” derdi. Ödüm patlardı. Ne alakası vardı şimdi bambaşka tanımadığım hayatlara karışıp, bilmediğim kardeşlerle oynamanın. Ne alakası vardı şimdi sevdiklerimden kopuşmanın. Saklanırdım. Deliler gibi saklanırdım, yüklüklerin içine. En derin ve karanlık yerlerde ödüm patlayarak, nefesimi tutup dururdum bulunmamak için. Tehlike geçince çıkardım ortaya ama kötü olurdum. Benim olmayan bir aileyle yaşayıp gidiyor olmanın garabeti ve saklandığım sözde aileme olan uzaklığımla kendimi hiç güvende hissetmezdim. Oysa bir şakaydı bu. Benim kabusum olan bir şaka.

Bu kötü şakadan ders alıp oğulcuğuma onu nasıl isteyerek doğurduğumu, içimde kıpırdandığı zaman nasıl da sevindiğimi hep anlattım. Meraklıdır çocuklar doğum anılarına. Defalarca sorar, anlattırır “bi daha” derler. Aidiyet ve güven duygularını bilmeden pekiştirirler. Ne kadar çok sevildiklerini ve de istendiklerini defalarca duyarak sevgiyi dillendirirler.

Hiç düşünmeden ettiğimiz sözlerin, uydurduğumuz garip hikâyelerin çocuklarımızın gelişiminde ne denli önemli olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Ben nasıl mı üstesinden geldim bunun. Basit. Çingeneleri severek... Kendimi severek... Severek...

Yazarın "Güvem'ce" Adlı Kitabından...

Konular :