ANNE BABA REHBERİ - GÜVEM TÜRE

Farkındalık Günüdür Bugün

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 07.03.2013

Farkındalık Günüdür Bugün

Kadınlar, kadınlarımız, bugün sizler için yazdım. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü değil, Dünya Emekçi Kadınlar Günü. 8 Mart, Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış olan uluslararası bir gündür. Bugün kadınların siyasi ve sosyal bilinçlerinin geliştirilmesine ve kazanımlarının kutlanmasına ayrılmış bir gündür. Kısaca farkındalık günüdür. Kadınlar 365 günde bir gün fark etmeyin kendinizi, her gün fark edin. Kadınsınız, kadınım ve gücümün farkındayım. “Bayan” değil “kadınım” ve gurur duyuyorum.

Tekstil sektörü kadın işçilerin yoğun olarak çalıştığı bir sektördür. 8 Mart 1857’de Amerika’da Newyork'da 40.000 işçinin çalıştığı tekstil işyerlerinde daha iyi ücret için greve gidildi ve polis işçileri fabrikaya kilitleyerek yangın çıkardı. 129 kadın öldü. Ertesi gün de cenazelerine yüzbinler katıldı. Seneler sonra 1910’da Danimarka’da 8 Mart'ın kadınlara ayrılması teklif edildi ama asıl 1921’den sonra Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerle kutlanmaya başladı.

Şimdi gelelim şiddete. Kadının olduğu her yerde şiddet var. Kadına uygulanan şiddet, tamamen kadının cinsel kimliğinden kaynaklanan bir şiddet. Erkeğin elinin kınası, kadının elinin karası algılamasından kaynaklanan davranışlar şiddet oluyor işte.

Şiddet ne? Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi’ne göre ister kamusal, isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma şiddettir. Uzun sözün kısası: ŞİDDET, istemediğimiz bir davranışa zorlanmak ve onu yapmak zorunda kalmaktır.

Farkındalık Günüdür Bugün

Kadınlarımız şiddete uğradıkları zaman kendilerini o kadar kötü ve değersiz hissediyorlar ki en beceriklileri bile artık hiçbir işe yaramadıklarını düşünüyorlar. Oysa kadınlarımızın ne kadar çok iş yapabildiklerine 1999’da yaşanan depremde şahit oldum. Kadınlarla o dönemde yaptığımız çalışmalarda kadınlardan biri “evler yıkıldı ve erkekler evlerin altında kaldı” dediği zaman bunu anlayamamıştım. Sonra kavradım ki adam berberse ve berberlik yapıyorsa başka bir iş yapmayı düşünmüyordu bile. Eğer elektrikçi ise sadece o işi yapıyordu. Biz de kadınlarla konuşurken kocaman bir kara tahtayı karşımıza koyduk ve ne işler yapılabileceklerini saptamaya çalıştık.

Kadınlar doğal olarak çocuk bakıcısı olabiliyorlardı. Zira, kendi çocuklarına bakıyorlardı. Genel olarak hepsi saç tarayabiliyor, kesebiliyor ve yıkıyabiliyorlardı.Yani berberlerdi. Dikiş dikebiliyorlardı. Çoğunun evinde dikiş makinası vardı ve onlar ailenin terzileriydiler. Aşçıydılar. Evin yemeklerini pişirebilenler başkalarının da yemeklerini pişirebilirlerdi. Ütücü, çamaşırcı, temizlikçi de olabilirlerdi. Bu saydıklarımız zaten onların yaptıkları işler değil miydi? Bu marifetlere ek olarak kadınlarımıza marangozluk dersleri de aldırdık ve hepsi tahta oyuncaklar yaptılar. Ördükleri şallar ve ördükleri bebekler satıldı. Sonuç olarak, evlerin altında kalan aileleri kadınlar tek tek o yıkık damların altından çıkararak yeni damların altına taşıdılar. Kendilerine olan güvenleri yerine geldi. Kendine güvenen kadın atlas gibidir, dünyayı sırtında taşır.

Dünyayı sırtında taşıyan, hem anne, hem çalışan, hem çocuk bakıcısı, hem aşçı, hem berber, hem ütücü, hem temizlikçi, hem terzi, olan tüm kadınlar “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nüz kutlu olsun!

Konular :