ANNE BABA REHBERİ - GÜVEM TÜRE

Ne Zaman Ödül, Ne Zaman Ceza?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 12.01.2013 - Güncelleme : 22.07.2022

Ne Zaman Ödül Ne Zaman Ceza

Anne ve babaların sık yaptıkları ve hep birbirleriyle çeliştikleri konulardan biridir bu…

Yani , havuç ve sopa meselesi. Havucu ne zaman göstereceksiniz ve sopayı ne zaman elinize alacaksınız. Tam havuç yerken sopa göstermeli mi, hani şımarmasın diye…

Bence havuç ve sopa olmadan da mükemmel bir birliktelik yaşayabilirsiniz çocuklarınızla. Bu konuda söyleyeceklerim var ama işin asıl önemli kısmı uygulamakta. Kısaca bilmek değil, öğrenmek önemli.

İyi İletişim Kurmak İlk Adım

İyi iletişimi dinleyerek kurabilirsiniz. Çocuğunuzun  sizi  dinlemesini istiyor musunuz?O zaman onu dinleyin ki dinlemesini öğrensin. Biliyorsunuz, iletişim car car konuşmak değildir. İletişim,sizin doğrularınızı karşı tarafın kabul etmesi de değildir. İletişim kabul etmek,saygı duymak ve dinlemektir. Ne söylediğiniz önemlidir ama ne zaman ve nerede söyleyeceğiniz daha da önemlidir.Çocuğunuz size bir şey anlatmak istediği zaman işi gücü bırakın ve dinleyin. Dinlemenin sonunda da “hı-hı” demeyin. Geri bildirimde bulunun. Fikrinizi söyleyin ki iletişebilesiniz.Çocuğunuz duyulduğunu anlasın.

Sürekli Eleştirmemek En İyisi

“Dişlerini fırçala” yerine ona çürük dişli çocuğun masalını anlatabilirsiniz.Dişlerinizi fırçalarken onunla birlikte bu işi yapabilirsiniz. Size yardım etmek isterken,   ”Şimdi tabağı kırarsın,ben de seni fena yaparım” yerine,” Bana yardım ettiğin için gurur duyuyorum” diyebilirsiniz. Duvarlara yazı yazdığı zaman ona kocaman bir resim defteri alabilir ve yaptığı resimleri duvarlara, kapılara asabilirsiniz. Ve bunu yaparken de duvarlara yazmaktan daha iyi olduğunu söyleyebilirsiniz.Anlatır,bilgi verir,örnek olursanız sopaya gerek kalmaz.

Çocuklarınızla Sakın Ama Sakın Çatışmaya Girmeyin

İlk raund sizin gibi görünse de maç mutlaka onun olur. Onun sinirleri sizinkinden daha sağlamdır ve o kolay kolay unutmaz.

Görmek İstediğiniz Davranışı Mutlaka Sergileyin

Hem “ Yalan söylenmez” deyip hem de telefon çalınca karınıza  “Beni sorarlarsa evde yok de” demeyin.

Peki bu çocuk hiç mi saçmalamayacak?

Saçmalayacak. Siz hiç mi saçmaladığınızı düşünüyorsunuz.  Eğer bu soruya yanıtınız “EVET”  ise  ben sadece gülerim. Olmadık işler yapmak bazen insana iyi gelir. Bir de onların gözü ile bakın hayata. Ne kadar komik  şeyler  oluyor akıllarının almadığı. Alışacaklar… Bekleyin. Deneylerinizin hepsini onlara geçirmeye çalışmayın zira bu mümkün değil. Herkes kendi deneylerinden öğrenir.

Hiç Ceza Olmadan da Olur mu?

Olur. Eğer algılarımızı farklılaştırırsak olur. İstemediğimiz bir davranış içinde ise çocuğumuz, bağırmadan önce durun ve nedenlerini öğrenmeye çalışın.Yaramaz çocuk,araştıran çocuktur. Sürekli olarak engellenen çocuk,”öğretilmiş çaresizliği” yaşar. Belki asıl istediği sizin dikkatinizi çekmektir. Ona bağırmanız  bile onunla ilgilenmeniz demektir. Davranışının nedenini sorarak bu konu üzerinde onun düşünmesini sağlamakla birlikte siz de düşünün.

Size hiç üzerinde durmadığınız bir konu hakkında kızmış olabilir ve intikam duygularıyla hareket ediyordur. Bağırmadan araştırın ki nedenini bulabilesiniz. Bağırmak, kendini ifade edememenin bir sonucudur.Etrafınıza göz atın. Çok bağıranların ve hep kızanların mutlaka bir iletişim sorunu vardır. “Bu hareketin beni üzdü” yerine söze “Sen ne dangalak adamsın “ diye başlarlar.Siz sakın onlardan olmayın ve çocuğunuza “ Sen ne laf anlamaz çocuksun” demeden önce “Güzelim, bir sorun mu var “ diye sorun.

Markette alışverişe götürdüğünüz çocuğunuz portakalları yere düşürüyor ve onların arkasından koşuyorsa bunun için onu değil sizi cezalandırmalı. Zira, o da sizin gibi alışveriş yapmak istiyor ve  olanak verilmemiş. Evde alışveriş listesini birlikte hazırlayın ve yardım isteyin. Göreceksiniz her şey çok sakin olacak.

Sakın Ama Sakın Tehdit Etmeyin

“Bir daha yaptığını görürsem gebertirim”…”Bir daha yaparsan seni babana söylerim “ demeyin. Bunun iki nedeni var: 1-Gebertemezsiniz, o sizin canınız. 2- Baba öcü değil. Tehdit yerine davranışını onaylamadığınızı ona sert bir dille anlatın. Ama mutlaka nedenlerini söyleyin ve hemen de bir alternatif bulun. Zor değil mi?

Eşyalarınızı karıştırdığı zaman bundan hoşlanmadığınızı ve ne istiyorsa size söylemesi gerektiğini sakince açıklayın. İstediğiniz davranış gerçekleştiği zaman da övün onu. Neden övgülerimizde cimri oluyoruz da yergilerimizde pek  cömertiz acaba?

Çocuklarınıza yaşlarına uygun sorumluluklar veriyorsunuz değil mi?

"Birlikte arabayı yıkayalım mı ne dersin?", "Sofrayı senin yardımınla kaldıracağımı biliyorum." gibi...

Geçen hafta bir yere brunch için gitmiştik arkadaşlarla. Orada bir anne ve 4-5 yaşlarında bir oğlu vardı. Çocuk avaz- avaz

bağırarak konuşuyor ve masaların arasında da koşuyordu. Anne bazen çocuğun peşinden koşuyor,bazen de tehdit ediyordu. Bir sorun olduğu o kadar açıktı ki. Derken kapı açıldı ve yakışıklı bir adam girdi içeri ve çocuk “baba” diye bağırarak adama sarıldı. Anlaşıldı.  

Evlilik bitmişti ve çocuk paylaşılan eşyaların arasında annede kalmıştı. Üstelik baba hiçbir şey yemeyeceği masaya oturdu ve anne ile sanki olağan  bir iş yaparlarmış gibi sohbet etti. Bu sohbet sırasında  çocuk daha da çoştu ve çıkılmaması gereken üst katlara da çıkarak bağırdı. Sonra baba çocuğunu aldı gitti ve biz sessiz kaldık ama en çok anne sessiz kaldı. Şimdi kendinizi o çocuğun yerine koyun. Oturup konuşan iki sevdiği insan. Peki neden beraber değiller o  zaman. Çocuklar,  "Biz birbirimizi seviyoruz ama ayrı yaşayacağız" hikayelerine hiç mi hiç inanmazlar. Nerede kalsalar diğer tarafı özlerler. Akıllarında ve ruhlarında esen fırtınaları bilmek için  mutlaka ayrılmış anne-babaların çocukları olmak gerekmez. Şimdi kim yaramaz? Çocuk mu, yoksa anne –baba mı?

Çocuklarımızla ilgili kararlarda, anne ve baba birlikte,sorumluluk içinde sessizce, anlayışla, soruları yanıtlayarak, sorunları çözerek, sevgiyle, hoşgörü ile davranırlarsa ne havuç kalır ortada ne de sopa.

Konular :