ANNE BABA REHBERİ - GÜVEM TÜRE

Türkiye'de Kadın Olmak...

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 08.03.2014

Kadin Olmak Cok Zor

Kadın olmak çok zor. Dünyanın neresinde olursanız olun kadın olmak çok zor. Ama Türkiye'de kadın olmak daha da zor. Türkiye'de bir sohbet sırasında herkes birden susarsa, ortalıkta çıt olmazsa “aaaaa kız doğdu” derler. O kadar yani. Herkes kız doğunca suskunluğa kapılır. Üst üste kız doğurunca analar dışlanır erkek evlat veremedikleri için. Oysa babalar üreme konusundaki cehaletlerine bir basamak atlatsalar çocukların cinsiyetlerinin kendilerinden geldiklerini öğrenecekler.

2002-2009 yılları arasında kadına yönelik şiddet “kadın mıdır, kız mıdır nedir” söyleminin dayanılmaz yankısı ile %1400 arttı. ”Eskiden gazeteler yazmıyordu, şimdi yazıyor ama”nın sonucu değil bu. Verilen cezalarda yapılan indirimler en büyük etken. Bıçaklarsın, bıçaklarsın, öldürmeye doyamazsın erkek olarak ve “namus” dersin alırsın indirimi. 2013 yılında 237 kadın öldürüldü. Bunlardan sadece 25'i koruma istemişler ve 18 ine koruma çıkarılmış. Koruma çıkarılıp da bir işe yaradığı da sanılmasın. Zira, koruyan da eve gidince karısını dövüyor. 2014 Şubat ayında 11 kadın namus cinayetine kurban gitti. Yürek dayanmıyor.

Kadın olmak çok zor. Kadın olmak demek aile içinde şiddet ve kabadayılığa maruz kalmak demektir. Herkesin gücü evdeki kadına yeter. Damla kadar çocuk bile erkekse yerinden kalkmaz ve ablasından su ister. Ev halkı da bunu pek beğenir. Çocuğun aslan olacağına orada karar verirler zaten. Abla da neresinden baksan eksik etektir, ne demekse.

Toplumsal ve kültürel baskının şiddeti, kadının ensesinde boza pişirmektedir. Evli olsun olmasın kadın öyle kendi başına canının istediği gibi sokaklarda dolaşamaz. Başına bir iş gelirse “bi başına ne işi vardı oralarda” olur. Kimsenin aklına erkek çocuklara kadına değer vermeleri gerektiği öğretilmez de, kadının ortalıktan yok olması öğretilir. Ortalığa dökülen kontrolsuz boğaları inlerine kapamak daha kolaydır oysa. Ama adamlar da ne yapsın yani, bu kadar koruma altında az bile yapıyorlar. 34 kişi bir genç kıza tecavüz ediyorlar ve ceza almıyorlar. Kızın ağzını sıkıca kapadıkları için tecavüze uğrayan kızın sesi çıkmıyor. Saygıdeğer kız çocuk babası hakim de sesi çıkmadığına göre, "tecavüze uğrayanın rızası vardır" diye hükmediyor.

Sonuç olarak, tecavüzcüler serbest, kız perişan. Halen Meclis’te milletvekili olarak oturan anayasa profesörü, 2002’de TCK yasası hazırlanırken, ”kadın tecavüzcüsü ile evlensin ve iş kapansın” demişti. Fikir nasıl ama? Nasıl yaratıcı değil mi? Kadın her an, her gün ve gece tecavüzcüsü ile birlikte olacak.

Kadın okumasa da olur. Zaten onun eteği uzun ve aklı kısadır. Hem kocaya da çabucak gitmeyecek mi? 2013 yılında 873 kız çocuk, babası yaşındaki erkeklerle evlendirilmişler. Suudi Arabistan’da falan değil, ülkemde. Kadın evde otursun ve babası yaşındaki kocasına ve ondan olan çocuklarına kek, börek, çörek yapsın, beslesin ve beslensin. Bu nedenle ülkemdeki kadınların obezite oranları erkeklere göre fazladır. Obezitede yanlış beslenme bir faktör ama stresi de yabana atmayalım.

Kadının bedeni var ama ona ait değil. Kiminle evlenecek, nasıl giyinecek, kaç çocuğu olacak, çocuklarını nasıl doğuracak, onlara nasıl eğitim verecek gibi konularda hiç fikri alınmaz kadınların. Hatta kendini toplum mühendisi zannedenler bu konularda kararlar alarak yürürlüğe bile sokuyorlar. Kadınlara sormadan, kadın bedeni üzerinden siyaset yapılıyor.

Kadın olmak çok zor. Bağımsız kadın olmak ve ben de varım demek için ekonomik olarak özgür olmak gerekir. Oysa kadınlar çalışma hayatının içine kolay kolay giremezler. Evlenince doğurdukları çocukların, babalarının evlerinden getirdikleri düşünülür. Bu nedenle çocuğun tüm sorumluluğu annededir. Hem meme de annede olduğu için ve yeri de sofrada öküzden sonra geldiği için kadın evdedir çocukla. Çocuklu bir kadının çalışması için çocuğunu güvenilir bir yuvaya bırakması gerekir. Yuva ücretleri el yakıcı ve alınan ücretin yarısı yuvaya gideceği için, annenin çalışması ekonomik olmaz görüşü yaygındır. Ülkemde 17 milyon erkek çalışan var. 6 milyon da kadın çalışan. Erkeklerin % 70’i, kadınların da dörtte biri çalışıyor. Tabii burada ücret ve kıdem de ayrı bir yara. Çalışan kadın, aynı işi gören erkekten daha az para alır. Terfi etmesi gereken kadın ve erkek ise mutlaka erkek tercih edilir.

Kadın olmak çok zor ama bu döngüden çıkmak gerek. Sırtından sopa ve karnından sıpa eksik olmadığı zaman uysal ve kabul edilen kadın, aksi halde feminist kadın yaftalarını yırtıp atmalıyız. Kadınların dünyayı değiştirdiklerini asla unutmamalıyız. Bunun için de evlerden dışarılara çıkmalıyız. Hakkımızda uydurulan yalanlarla, dolanlarla uğraşmalı ve bizlere giydirilmek istenilen daracık elbiselere sığmadığımızı mangal kadar yüreğimiz olduğunu göstermeliyiz.

Önümüze konulan hayatı hiçbir seçeneğimiz yokmuş gibi kabul etmek veya silkinip yeni bir hayat kurmak bizim ama sadece bizim ellerimizde.

2009 Dünya Ekonomik Formu tarafından yayınlanan Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksinde 134 ülke arasında, ülkem kadınları 129. sırada yer alıyorlarsa bu salt erkeklerin değil, bizim de ayıbımız.

KADINLAR HAYDi, HAYDi KADINLAR.

Güvem Türe

Konular :