"Emme Oyunu"
Bebeklerin hayatta kalabilmek için doğuştan getirdikleri en önemli donanımlardan biri de emme refleksidir. Anne sütünden faydalanma bu beceriyle yakından ilgilidir. Erken doğan, doğum kilosu düşük olan veya belli nörolojik yetersizlikleri (özrü) olan bebeklerde emme refleksi nispeten zayıf olabilir. Bu tür bebekler yeteri kadar anne sütü ememez ve yorgun düşerler. Emme refleksinin zayıf olduğu durumlarda bebekler sık sık emzirilmelidir. Bu refleks hiç yoksa mutlaka uzman doktor görüşü alınmalıdır.
Doğum sonrası (zorunlu haller dışında) annenin ilk sütü bebeğe mutlaka verilmelidir. Doğumu izleyen saatlerde-günlerde şekerli su gibi besinlerin bebeğe verilmemesini uzmanlar önemli tavsiye etmekte.
Bebeğinizi Anne Sütüyle Beslerken Birlikte Keyifli Vakit Geçirin
Bebeğinizi anne sütüyle beslerken ona ninniler söyleyip başını okşayın, alnındaki terleri silin ve kucaklama yoluyla şefkatinizi doyasıya hissetmesini sağlayın. Bebeğiniz süt emerken dışta kalan eliyle bir şeye tutunmak, oradan kuvvet almak ister. Avucuna bir parmağınızı verebilirsiniz onu sıkarak işine devam edecektir. Emme ritmini destekleyen sakinleştirici bir müzik (ney, keman, tambur taksimi olabilir) eşliğinde anne sütü alması çok yararlıdır. Bu yöntemle uykuya da kolayca dalabilir.
Beyin Bağlantısı
Doğum sonrasında bebekler annelerinin meme kokusuna duyarlıdır. Bu koku onları hemen cezbeder. Tat alma duyuları da oldukça gelişmiştir. İlk günlerde çevreleriyle uyum için tat ve koku duyuları çok önemlidir. Bir tatla ilgili tepki (hoşlanma-hoşlanmama) beynin “basal ganglia” bölümünden beyin sapına yöneltilen bir dizi kas hareketiyle ortaya çıkar. Bebek ya yüzünü buruşturur ya da hevesle emmeye yönelir. Emme refleksi doğuştan gelen temel nörolojik donanımların işleyişine ilişkin önemli ipuçlarından biridir.
Müzik Zekası ile Matematik Yeteneği Arasındaki Bağlantı
Müzik dinleme bebeğinizin müzik zekâsının temelini atarken, matematiksel mantıksal-zekâsına da katkı yapacaktır. Araştırmalar müzik zekâsı ile matematik yeteneği arasında ilişki olduğunu göstermektedir. Sakinleştirici ve belli ritmlerin-seslerin tekrarlarından oluşan müzikler, beyindeki işitsel korteksin oluşumunda önemli katkılar sağlar. Aynı zamanda ona güven içinde olduğunu hissettirir.