ÇOCUK BESLENME VE SAĞLIK

Ergenlikte Ortaya Çıkan Skolyozun Nedeni

Aysegul Baran Ayşegül BAŞARAN
Yayın : 31.05.2018 - Güncelleme : 30.09.2024

Skolyoz, her yüz çocuktan 3’ünün ortak sorunu. Ergenliğin hemen öncesinde kendini belli ediyor ve en çok kız çocuklarını etkiliyor. Üstelik yalnızca bir kozmetik sorun olarak değil. İlerlemesi durumunda; günlük aktivitelerin kısıtlanmasından, psikolojik sorunlara hatta kalp ve akciğerde kalıcı hasara kadar daha ciddi sonuçlara neden olabiliyor.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, bu nedenle ergenlik öncesinden itibaren yani 9-16 yaş arasında her 6 ayda bir çocukların skolyoz açısından aileler tarafından düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiğini söylüyor.

 Ergenlikte Ortaya Çıkan Skolyozun Nedeni

  Kız çocuklarda risk 10 kat daha fazla! 

Omurganın sağa ya da sola doğru olmak üzere eğriliği olarak tanımlanan skolyoz, genellikle ergenlik döneminin hemen öncesinde kendi gösteriyor. Bununla birlikte bazı kas, sinir ya da bağ dokusu hastalıklarına bağlı olarak sonradan gelişebildiği gibi omurgadaki gelişim hataları nedeniyle doğumla birlikte de ortaya çıkabiliyor.

Kozmetik bir sorundan çok ilerlemesi durumunda hastalarda, günlük aktivitelerin kısıtlanmasından, depresyon, anksiyete gibi psikolojik sorunlara hatta kalp ve akciğerde kalıcı hasara kadar daha ciddi sonuçlara neden olabiliyor.

 

Kesin nedeni bilinmiyor 

Çocuk ve ergenleri etkileyen farklı türleri olmakla birlikte en yaygın görüleni “idiyopatik” yani nedeni bilinmeyen skolyoz. İstatistiklere göre ergenlik dönemindeki her yüz çocuktan 3’ünün bu sorunla karşı karşıya kaldığı görülüyor. Skolyoz önlenebilen bir hastalık olmasa da erken teşhis ve doğru tedavi sayesinde oluşabilecek sorunların büyük çoğunluğunun önüne geçilebiliyor. Dolayısıyla sorunu fark etmek için ebeveyn ve öğretmenler gibi çocukların yakınında olanların dikkat etmesi önem taşıyor. 

 Ergenlikte Ortaya Çıkan Skolyozun Nedeni

  Ergenlikte Ortaya Çıkan Skolyozun Nedeni 

 

Ergenlikte Ortaya Çıkan Skolyozun Nedeni  

Ergenlikte ortaya çıkan skolyozun nedeni tam ortaya konamamakla birlikte genetik faktörlerin etkisi üzerine de araştırmalar devam ediyor. Zira, ergenlik idiyopatik skolyoz hastaların yaklaşık yüzde 30’unda ailede skolyoz öyküsü görülüyor. Ancak bilinen bir gerçek var ki, ağır çanta taşımak gibi bazı davranış hataları skolyoza neden olmadığı gibi skolyoz gelişimini önlemek de mümkün olamıyor. Bu noktada erken evrede fark edip erken evrede müdahale etmek önem taşıyor.

 

Kız çocuklarda risk 10 kat daha fazla! 

Her 100 çocuktan 3’ünde gelişen idiyopatik (nedeni bilinmeyen) skolyozun gelişme riski kız çocuklarında 10 kat daha fazla görülüyor. Prof. Dr. Ahmet Alanay, skolyozun ilerleme hızını belirleyen en önemli faktörün çocuğun büyüme potansiyeli olduğunu belirterek, “Dolayısıyla kızlar için büyümenin en hızlı yaşandığı adetin hemen öncesi riskli dönemi oluşturuyor. Bununla birlikte çocuk ne kadar büyüyecekse doğal olarak skolyoz da o kadar fazla ilerliyor. Ve bu da tedavi yaklaşımını etkiliyor” diyor.

 

Çocuğunuzda bu belirtiler varsa dikkat! 

Çocuklarda skolyoza işaret eden gözle de görülebilen üç önemli belirti bulunuyor. İlki; çocuğunuza önden baktığınızda omuzlar arasındaki dengesizlik ve bir omuzun diğerinden daha yüksek olması. İkincisi; bel oyuğunun bir tarafının içe, diğer tarafının dışa doğru çıkık olması. Son olarak çocuğun sırtına arkadan bakarak yere paralel hale gelinceye kadar öne eğildiğinde sırtında ‘hörgüç’ olarak tanımlanan çıkıntının görülmesi.

Bununla birlikte, gövdenin bacaklara göre orantısız kısa olması, denge bozuklukları, kalçanın birinin diğerine göre daha belirgin görünmesi, kürek kemiklerinden birinin diğerine göre daha çıkık olması gibi belirtiler de gözlenebiliyor.

  • Göğüs duvarı ve sırttaki asimetriye dikkat! 

Omurganın önden bakıldığında sağa ya da sola eğilmesine skolyoz adı verilmektedir. Çocuk ve ergenlerde görülen idiopatik skolyoz sık rastlanan bir durumdur. Tedavi gerektirmeyen küçük skolyozlar kız ve erkek çocuklarında eşit oranda görülürken, klinik olarak tedavi gerektiren skolyozların yaklaşık yüzde 85’i kız çocuklarında ortaya çıkmaktadır. Nedeni tam olarak bilinmeyen idiopatik skolyozun ilk bulguları, göğüs duvarı ve sırtta asimetri olarak kendini göstermekte ve aileler genellikle “Çocuğumuz eğri duruyor” söylemi ile doktora başvurmaktadır. 

 

Büyüme Döneminde Eğrilik 40 Dereceyi Aşarsa Dikkat 

Sık aralıklarla yapılacak gözlem ve muayene ile erken yakalanabilir. Eğrilik, 20-40 dereceye ulaşması durumunda daha kolay fark ediliyor. Ancak bu derecelerde ciddi bir şikayete neden olmadığı için iyi bir gözlem olmazsa kolaylıkla atlanabiliyor.

Büyümesi devam eden çocuklarda 20-40 derece arası skolyozun egzersiz ve korse ile durdurulabilmesi en azından yüzde 50 hastada mümkün olabiliyor. Ancak büyüme döneminde eğrilik 40 dereceyi aşarsa cerrahi tedavi gerekebiliyor. Çünkü bu eğrilikler yetişkinlik döneminde de ilerlemeye devam ettiği için çok daha ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Dolayısıyla zamanında müdahale önem taşıyor.

 

Tedavi şeklini hastanın durumu belirliyor 

Skolyoz tedavisinde hastanın durumu belirleyici unsur oluyor. Eğriliğin nedeni, derecesi ve hastalığın nedenine göre, gözlem, korse-egzersiz ve cerrahi yöntemlerden biri kullanılıyor. Tedavide amaç hem ilerlemenin durdurulması, hem de ilerlemeye bağlı oluşabilecek sıkıntıların önüne geçmek oluyor. Bu nedenle düzenli takiplerle tedavinin etkinliğinin takibi ve eğriliğin devam etmesi durumunda da cerrahi kararının zamanında alınması gerekiyor.

 

Yeni yöntem: Bant ile Gerdirme 

Ülkemizde son 4 yıldır uygulanan “bant ile gerdirme yöntemi” özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda hem sırt hem de bel bölgesindeki eğriliklere uygulanabiliyor. Sırtı sabit tutmak yerine çocuk büyüdükçe omurgada düzelmeyi sağlayan bu yöntem hem büyümeye izin veriyor hem de omurganın esnekliğini koruyor." 

Prof. Dr. Ahmet Alanay, torakoskopik yöntemle kapalı olarak yapılan bu yöntem sayesinde hem hareket ve büyümenin engellenmediğine, hem de sırtta uzun bir kesinin de açılmadığını belirterek yöntemi şöyle aktarıyor:

“Bant ile gerdirme, gövdenin yan tarafından 1.5 cm’lik küçük kesilerle yapıldığı için sırtta uzun ameliyat izi de kalmıyor. Aynı zamanda omurga hareketleri engellenmediği için erken iyileşme sağlanabiliyor. Bu sayede çocuklar gündelik hayatlarına ve okullarına erken dönme şansına erişiyor.

 

“Avrupalı gençler bu yöntem için ülkemize geliyor!” 

Son yıllarda skolyoz tedavisinde çok önemli gelişmeler yaşandığı gözleniyor. Özellikle eğriliğin ileri seviyelere ulaştığı hastalarda eskiden imkansız gibi görünen sonuçlara ulaşmak mümkün oluyor. Bant ile gerdirme olarak açıklanabilecek omurgayı sabitlemeyen ve büyümeyi engellemeyen yeni yöntemin Amerika ile eş zamanlı olarak ülkemizde uygulandığını ve başarılı sonuçlar alınması nedeniyle İngiltere, İrlanda gibi ülkeler başta olmak üzere pek çok hastanın ülkemize geldiğini belirterek şunları söyledi: 

"Yurt dışından gelen hastalarımız arasında özellikle omurgasının sabitlenmesini istemeyen ve bu nedenle füzyon işlemini tercih etmeyen profesyonel sporcu ve dansçılar çoğunlukta. Örneğin İngiltere’den gelen 14 yaşındaki profesyonel dansçı Alice McLoughlin’e de aynı yöntemi uyguladık ve şimdi çok mutlu çünkü dans etmeye devam ediyor. İzlanda’dan gelen ve 4 yıldır futbol oynayan 16 yaşındaki Maria Arnarsdottir isimli hastamıza da aynı ameliyatı uyguladık. O da diğer çocukları gibi mutlu ve futbol oynuyor.”

SIKÇA SORULAN SORULAR 

S.1. Aileler çocuklarında skolyoz olup olmadığını nasıl test edebilir? 

Ebeveynler skolyoz konusunda çocukları için belli kontrolleri yapabilir. Öncelikle anne babalar çocuklarının kalçasından 90 derece öne doğru eğilmesini sağlamalıdır. Eğilen çocuğun sırtına ufuk çizgisi gibi bakılmalıdır. Sağ ve sol kısımlar arasında tam simetri varsa, pratik olarak bu skolyoz değildir. Sağ ve sol taraf arasında var olan ciddi bir simetri ve iki taraf arasında 4-5 milimetreden fazla fark olması skolyoza işaret edebilir. Bu durumda ailelerin bir doktora başvurmasında ve çocuğa röntgen çekilmesinde fayda bulunmaktadır. 

S.2. Skolyoz acı veya ağrıya neden olur mu? 

Skolyoz kendi başına ağrı veya acıya yol açmaz. Ağrılı farklı durumlar skolyoza neden olabilir. Örneğin omurgada ortaya çıkan tümörler ağrıya sebep olabilir. Çocuklar yaşadıkları ağrı ile kendilerini bir tarafa bükebilir. Bu ağrı da aileler tarafından skolyoza bağlanabilmektedir. Bununla birlikte yaşlanan skolyozlu kişiler yaşıtlarına göre daha fazla ağrı çekebilir. Çünkü skolyoz hem omurgayı hem de çevresindeki kasları yorar. Özellikle skolyozu olan kadınlar, uzun vadede biraz ağrı yaşayabilmektedir. Ancak genellikle ergenlerde skolyoz nedeniyle ağrıya pek rastlanmaz.  

S.3. Skolyozu olan çocuklar spor yapabilir mi?  

Spor ya da egzersizin skolyozu önlediğine dair bir kanıt bulunmamaktadır. Bu yaygın kanı, özel skolyoz egzersizleri adı altında bir pazarlama yöntemi olarak kullanılmaktadır. Skolyozlu çocukların spor yapmasında bir sakınca bulunmamaktadır. Bu çocukların skolyozlarını düzeltmek için değil, forma girmeleri için spor yapmaları önerilmektedir. Çocuklar hangi sporu isterse yapabilir, buradaki tek istisna spor dalı olimpik düzeyde halter sporu olmaktadır. Skolyozu olan çocuklar, vücudu çok ciddi ağırlık altına sokan sporlar dışında bütün sporları yapabilirler.

 

S.4. Eğri oturmak skolyoza neden olur mu? 

Eğri oturmak skolyoza neden olmaz.  Normal, sağlıklı bir çocuğun ya da erişkinin düzgün oturmadığı için omurgasının eğrileceğini gösteren bilimsel bir çalışma bulunmamaktadır. Böyle bir şey ancak çok ekstrem durumlarda; örneğin uzun süre aynı pozisyonda bağlı kalındığında ya da gövde felci olan kişilerde olabilmektedir. Bildiğimiz, en sık gördüğümüz ergen skolyozu ailevi bir hastalıktır, oturma pozisyonu ile ilgisi bulunmamaktadır.  

S.5. Okul çantası skolyoza ya da başka omurga eğriliklerine neden olur mu?  

Okul çantalarının skolyoza neden olduğu her yıl okullar açıldığında yinelenen bir tartışma konusudur. Skolyozun bir hastalık olduğu ve çanta taşıma gibi benzer durumlardan etkilenmeyeceği bilinmelidir. Çocuklar çanta taşırken çanta tarafına doğru eğilirler, ancak bu eğilme kesinlikle kalıcı değildir.

Günümüze kadar skolyoz ile ilgili yapılan bilimsel çalışmaların hiçbirinde çantanın etken olduğuna dair bir veri ortaya konulmamıştır. Ancak bu çantaların tümüyle masum olduğunu göstermemektedir. Çanta çocuğun omurgasının şeklini bozmaz fakat ağırlığı arttıkça bel ve sırt ağrısına neden olur.

Şöyle ki, vücut ağırlığının yüzde10’u kadar ağır bir çantayı taşıyan bir çocukta bel ağrısı olma olasılığı çanta ağırlığı yüzde 15-20 olan çocuklara göre belirgin oranda azalır. Bu sebeple ebeveynlerin çocuklarının çantalarının ağırlıklarını sık aralıklarla kontrol etmelerinde ve çocuklarını içindeki gereksiz ağırlıkların temizlenmesi için teşvik etmesinde fayda bulunmaktadır. 

 

S.6-Skolyoz, korkulması gereken bir hastalık mıdır? 

Toplumda skolyoz hastalığından korkulması gerektiği düşünülmektedir. Ancak bilinmelidir ki; en sık rastlanan skolyoz türü olan ergenlik skolyozu ailevi bir hastalıktır. Kızlarda yüzde 1 oranında görülürken, bu çocukların da %1- %10’u cerrahi gerektirecek düzeye ilerlemektedir.

Bununla birlikte hızlı büyümesi devam eden ve eğriliği 20-40 derece arasında olan hasta grubunda korse kullanımı hastalığın ilerlemesini durdurmakta etkin olmaktadır. Hiç tedavi edilmese bile, ergenlik çağı skolyozlarının çok küçük bir bölümü (belki yüz binde bir) akciğer-kalp sorunlarına neden olabilecek 100 derece civarına ilerleyebilir.

Ayrıca modern skolyoz cerrahisinin ülkemizin birçok ortopedi kliniğinde yapılabildiği unutulmamalı, yeni teknolojiler ile beklenen hayati tehlike riskinin binde bir, felç riskinin ise binde 1-5 arasında olduğu bilinmelidir. Skolyoz gerçeklerine bakıldığında bazı istisnai durumlar dışında bu hastalıktan korkulmasına gerek bulunmamaktadır. Skolyoz konusunda modern tedavi yöntemleri mevcuttur ve ailelerin çocukları için doktora başvurmasında geç kalmaması önemlidir.

 

S.7. Hangi skolyoz türleri tehlikeli olabilir? 

Çocuk için ciddi risk oluşturabilecek ve mutlaka tedavi edilmesi gereken skolyoz tipleri bulunmaktadır. Bu tablolar şu şekilde sıralanabilir: 

• Erken yaşlarda ortaya çıkan skolyozlar mutlaka ciddiye alınmalıdır. Çünkü hastanın önünde uzun bir boy uzaması dönemi bulunur. 

• Çocukların çok hızlı ilerleyen skolyozları mutlaka ciddiye alınmalıdır. Çünkü hem kritik derecelere ulaşması ihtimali yüksektir, hem de altında bazı sinir sistemi ya da omurilik hastalıkları çıkabilir. 

• Yaş ne olursa olsun belli dereceleri (sırtta 50 derece, belde 40 derece) geçen skolyozlar ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu dereceleri geçen skolyozlar büyüme bitmiş bile olsa hayat boyu ilerleyebilir ve ciddi kozmetik sorunlara neden olabilir. 

• Yaş ne olursa olsun 80 derecenin üzerindeki skolyozlar çok ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu derecelerin üzerinde skolyoz ileri yaşlarda solunum sorunlarına neden olabilir ve yaşam beklentisini azaltabilir. 

• Kas hastalıkları ve diğer ciddi hastalıklarla birlikte ortaya çıkan skolyozlar da ciddiye alınmalıdır. Çünkü bu rahatsızlık çok hızlı ilerleyebilir ve hayat kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Konular :