Vajinusmus Hayatınızı Karartmasın
Vajinismus sorunu yaşayan kadınların birçoğu doktora muayene olmaktan çekinir, muayene sırasında da ilişkide olduğu gibi panik yapıp bacaklarını sımsıkı kapatıp, ağlama krizleri yaşayabilirler.
Vajinismus sorunu olan kadınların, ilişkiye girmemekle beraber içlerinde çeşitli duygular meydana gelebili: Sıkıntı, kaygı başlar ve bununla beraber yeterli olmadığı duygusuyla kendisini suçlamaya başlayabilir. Bu durum çoğu kadın için adeta çözülemez bir problemdir.
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), ülkemizde evli ve cinsel hayatı olan her on çiften birinde görülen vajinismus hakkında önemli bilgiler verdi.
Klinik Psikolog Gizem Mine Çölümlü Hengirmen ise vajinismus ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
CİNSELLİKLE İLGİLİ YANLIŞ İNANIŞLAR VAJİNİSMUSA YOL AÇABİLİR
Vajinismus, hastaların utanıp çekinmesi nedeniyle hakkında pek konuşulmayan cinsel sağlık sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde vajinismus görülme oranının Avrupa’ya göre oldukça yüksek seyrettiği bildiriliyor. Vajinismus cinsel terapi ile etkili bir şekilde tedavi edilebilen bir rahatsızlık olarak tanımlanıyor.
Vajinismus vajinaya giriş denendiğinde, vajinanın üçte birini çevreleyen kasların sürekli ve istemsiz kasılmasıdır. Bu kasılmaya tüm bedenin kasılması, bacakların kapanması, korku, kaçınma tepkisi, çarpıntı, terleme, fenalık hissi ve ağlama atakları da eşlik edebilir. Vajinadaki kasılma çoğu zaman cinsel birleşmeye izin vermez. Çok az vakada cinsel birleşme gerçekleşir ancak acılı ve ağrılı sürdürülür. Vajinismus yaygın görülen bir cinsel işlev bozukluğudur.
Vajinismus her yaş ve her kesimden kadında görülebiliyor
Cinsellikle ilgili yanlış inanışlar ve tabular vajinismusun gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. ‘İlk gece korkusu ’ ve ‘kızlık zarı ‘ile ilgili yaygın yanlış inanışlar da vajinismus gelişmesini tetikleyebilir. Sağlıklı cinsel yaşamı olan ve hiç sorun yaşamayanlarda da kürtaj, doğum ve hastada olumsuz etki bırakan jinekolojik müdahaleler sonrasında da vajinismus gelişebilir.
Vajinismus yaş, eğitim, sosyokültürel ve sosyoekonomik durum fark etmeden hemen her kadında görülebilmektedir. Vajinismusta kadının cinsellikte yaşadığı yetersizlik ve suçluluk duyguları tüm yaşamına yansıyabilir ve kişinin depresyon ve kaygı düzeyi artabilir. Aile içi bağ ve ilişkisel doyum için önemli bir role sahip doğal bir sürecin yaşanamaması, aile içi sosyal sorunlara da neden olabilir, dolayısıyla iş ve toplumsal yaşamı da olumsuz etkileyebilir.
"Çiftler Çoğu Zaman Vajinismustan Değil,Çocuk Sahibi Olamamaktan Şikâyetçi"
Evlenirken her çiftin cinsellikle ilgili beklenti ve hayallerinin olduğunu, vajinismus sorunu ortaya çıktığında bunların ilk geceden yıkıldığını ve balaylarının kâbusa dönüşebildiğini söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe bakın neler anlatıyor:
"Vajinismus; kadın bedeninin penis-vajina birlikteliğini içeren cinselliği reddedişidir. Çiftler vajinismus sorunu ile karşılaşınca önce büyük bir üzüntü ve çaresizlik yaşamakta ve bu sorunu en yakın çevrelerinden bile saklamaktadırlar. Başlangıçta sorun genellikle ya görmezden gelinmekte ya da kendiliğinden düzeleceği düşünülerek bir cinsel terapiste başvurma kararı sürekli ertelenmektedir.
Cinsel terapiye başvurma kararı verildiğinde ise, sihirli bir değneğin kendilerine dokunmasını ve hayatlarına sorunsuz olarak devam etmeyi arzu etmektedirler. Bu nedenle de hızlı ve mucize tedavilerde umut aramaktadır. Bunlar kızlık zarının ameliyatla aldırılması, anestezi altında cinsellik yaşamak, botoks uygulamaları ya da tek seanslık tedavi yöntemleri olabilmektedir.
Bu yöntemler, çiftin hem paralarının hem enerjilerinin hem de umutlarının tükenmesine neden olabilmektedir. Çünkü deneyip de başarısızlıkla sonuçlanan her tedavi girişimi çifti dipsiz bir kuyuya doğru sürükleyebilir, umutlarını kırabilir ve daha sonraki tedavi girişimlerini de güçleştirebilir.
Sorunların devam ediyor olması çiftin daha çok yıpranmasına ve cinselliği daha kötü algılanmalarına neden olabilir. Çiftler, bir süre sonra bunun bir kader olduğunu kabul etmeye başlayabilir, cinsellikten uzaklaşabilir veya cinselliğe küsebilirler. Hatta bir evliliği tamamlayamamayı kişisel başarısızlık olarak algılayan çiftler, penis-vajina birlikteliğini içermeyen yalan bir cinsel hayat yaşamaya başlayabilirler. Zamanla cinsel birleşme denemeleri giderek seyrelebilir veya "sürtünme" ile boşalma alışkanlığı geliştirebilirler.
Son aşamada iç dünyalarında fırtınalar kopmaya başlayan çiftler; birbirlerinden gün geçtikçe uzaklaşabilirler, çocuk sahibi olmalarına yönelik çevrelerinden gelen baskılarla yanlış üstüne yanlışa sürüklenebilirler. Çocuk sahibi olmak için aşılama ya da tüp bebek yöntemine yönelebilirler. Hatta çiftler çoğu zaman vajinismustan değil çocuk sahibi olamamaktan şikâyetçi olabiliyor.
Aslında emek veya çaba harcamaktan kaçınan çiftler kendilerini daha yoğun bir mücadelenin içerisinde bulurlar ve bu süreç, onların tüm güzellikleriyle birbirlerini yaşamalarına engel olur. Artık onlar için amaç evliliğin başında olduğu gibi mutlu olmak değil; utanç, kızgınlık, umutsuzluk duyguları ile kurdukları yalan dünyalarına sığınmak ve gizlenmektir. Ancak bazı çiftler daha baştan boşanmayı tercih edebiliyor yani vajinismus yuvaları yıkabiliyor."
Vajinismus tedavisi olan bir durumdur
Anatomik olarak vajinismuslu kadında herhangi bir problem yoktur, nedeni esas olarak psikojeniktir. Vajinismus tedaviye en hızlı yanıt veren cinsel işlev bozukluğudur.Vajinismusda etkili tedavi yöntemlerinden biri cinsel terapidir. Cinsel terapi çift terapisi şeklinde sürdürülür.
Vajinismusu çiftin sorunu olarak ele almak ve partnerin de tedaviye aktif katılımını sağlamak tedavi için çok önemlidir. Vajinismus tedavisinde öncelikle çiftin yaşamış olduğu zorluk değerlendirilir. Ardından çifte cinsel eğitim verilir.Gecikmiş olan cinsel eğitimde yanlış inanışlar düzeltilir, cinsel organ ve cinsel fizyoloji ile ilgili bilgiler çifte aktarılır. Sonrasında da çifte verilen egzersizlerle kademeli olarak kasılma ve kaygının üzerine gidilir. Vajinismus tedavisinde temel amaç kadının korku, kaygı ve kaçınma gibi olumsuzluklar yaşamadığı, çiftin haz aldığı cinsel yaşama ulaşmalarını sağlamaktır.
"Vajinismus Tedavisindeki En Önemli Faktör Güvendir"
CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör ise vajinismusun %100 tedavisi olduğunu bunu için cinsel terapinin şart olduğunu dile getiriyor. Başlangıçta zor gibi görünen yolun, içine girildiğinde kolay ve keyif veren bir yanı olduğunu belirten Psikolog Güngör açıklamalarına şöyle devam ediyor:
"Cinsel hayatın penis- vajina birlikteliğini içermemesi, sağlıklı olmaması kişinin ruh sağlığını bozabilir, günlük hayatını ve tüm ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Aldatma, duygusal ve fiziksel şiddet, saygısız davranışlar, duygusal tatminde azalma, herkesin rahatça girdiği cinsel ilişkiye "biz nasıl giremiyoruz veya neden biz?" şeklindeki suçluluk, eksiklik hissi, utanç duyma, kendinden nefret etme, hayal kırıklığı, bunaltı, sıkıntı, umutsuzluk, çaresizlik, gibi durumlar da vajinismustan kaynaklanabilir.
Bunalım ve sıkıntıya düşen çift kendilerine ve birbirlerine güvenlerini yitirebilir. Bu nedenle vajinismus tedavisindeki en önemli faktör çiftin kendilerine, cinsel terapistlerine ve uygulanan tedavi yöntemlerine karşı hissettikleri güvendir. Çünkü mutluluğu yakalamak çok zor değildir, mutluluk, tedavi kararının sağlıklı alınmasına ve başvurulacak cinsel terapistin doğru seçimine bağlıdır.
Unutulmamalıdır ki, vajinismusun %100 tedavisi vardır ve cinsel terapidir, başlangıçta zor gibi görünen yol, içine girildiğinde en kolay ve en keyif veren yol olabilmektedir."