PSİKOLOJİ VE KİŞİSEL GELİŞİM

Kendinizi Doğru İfade Edebiliyor musunuz?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 09.05.2013

Kendinizi Doğru İfade Edebiliyor musunuz

"Kendini ifade etmek" oldukça geniş kapsamlı bir kavram. Bazen konuşmak anlamına gelirken, bazen de susmak ve dinlemeyi içerebilir. "Mutlu Yaşama Sanatı” kitabının yazarı, dünyaca ünlü kişisel gelişim uzmanı Josef Kirshner'a göre, kendini ifade etmede yaşanan sorunların nedeniuysal, itaatkar ve yardıma hazır kişiler olarakyetiştirilmekte. İşte Kirshner'dankendini doğru ifade etmektezorlananlara öneriler.

Aynı Silahlarla Karşılık Verebilme Sanatı...

Kendini doğru olarak ifade etmek, doğruyu söylemek anlamına gelmez. Çünkü çıkarlarımıza hizmet ettiği sürece, yalan söylemek de pratik bir çözüm yolu olabilir. Konumuz günlük hayatla başa çıkmak olduğu için, yalandan da gerektiğinde yararlanılabilir. Çünkü bizim rakiplerimiz olan reklâmcılar, politikacılar, avukatlar, doktorlar, gazeteciler ve çıkarları bizi dilediklerince yönlendirmek olan herkes, bizi direkt ya da dolaylı yoldan yalanlarla kandırmakta ve aldatmaktadırlar. Onlara aynı silâhlarla karşı koymak, sanırım pek ters bir şey değildir.

Kendimizi İfade Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Ayrıca, insanları kandırmak, yanıltmak ya da manipule etmek için kullanılan kelimelerin sayısı, bizi korumak ve daha iyiye yöneltmek için kullanılanlardan kat kat fazla.

İşte bu nedenle, herhangi bir durumda kendimizi ifade eder ve dışa vururken, dikkat etmemiz gereken bazı kurallar vardır:

1. Eğer birisine bir şey anlatmak istiyorsak, bunu içimizde bastırmadan, ifade etmeli ve dışa vurmalıyız.

2. Düşüncelerimizi ve anlatacaklarımızı, onları ilgilendiren kişilere açıklamaktan korkmamalıyız.

3. İleteceğimiz mesajı, tam etkili olarak yerine ulaştırabilmek için, ona uygun olan ifade biçimini seçmeliyiz.

Bu üç öneri, belki size ilk bakışta biraz basit gelebilir, ama gelin bu kurallar ile hayatınızda neleri değiştirebileceğinize bir göz atalım.

Bu Yaklaşım Size Ne Kazandırır?

• Karşınızdaki kişi her kim olursa-olsun, ona, aklınızdan geçenleri ve kendisi için düşündüklerinizi rahatlıkla açıklayabilirsiniz.

• Konu ile ilgili olan kişilere durumu açıklayamayıp, sonra da onları başkalarına şikayet etmek yerine, onlara: "Bak arkadaş, senle bir sorunumuz var, gel bunu oturup birlikte çözelim" önerisini rahatlıkla ve çekinmeden yapabilirsiniz.

• Gereken kişiyle hemen oturup-konuşmanın mı, yoksa önce ona bir mektup yazarak, zaman kazanmanın mı gerektiğine karar verebilir ya da onun, kendi kendine konuşmasını engellemek için, karşılıklı konuşmayı seçebilirsiniz.

Kendini ifade etme sanatına sahip olmak, kibar, doğru ya da namuslu davranmak demek değildir. Bu sanat, mümkün olan bütün imkânlardan istifade ederek, iki temel hedefe ulaşma amacını taşır:

1. Olabildiğince sık ve uzun sürelerle mutlu olabilmek.

2. Herhangi bir kişinin ya da herhangi bir olayın, bizi mutsuz etmesini engellemek.

Kendinizi Doğru İfade Edebiliyor musunuz

Sorun Uysal, İtaatkar ve Yardıma Hazır Kişiler Olarak Eğitilmemizde

Butemel hedeflere ulaşmamızı engelleyen dört tane faktör vardır ve bunların hepsi de, bizim uysal, itaatkâr ve yardıma hazır kişiler olarak eğitilip, yetiştirilmemizden kaynaklanmaktadırlar:

Kendimizi Doğru İfade Etmemizin Önündeki Engeller Neler?

1.Engel: İlk adımı atmaktan korkmak. Nedense hepimizin içinde o malûm "memur zihniyeti" yatmaktadır: "Sesini çıkarmazsan, hata yapmazsın!"

2.Engel: Olumsuz sonuçlarla karşılaşmaktan duyulan korku, bir başarının getireceği sevince, çoğu kez baskın çıkar.

3. Engel: isim, unvan ve mevkiye karşı duyulan saygı içimizde öylesine yer etmiştir ki, hiç bir zaman kendimizi onlarla aynı düzeyde görme cesaretini gösteremeyiz.

4. Engel: Manipulasyon oyununun teknikleri konusunda yeterli bilgi ve beceriye sahip olmadığımız için, kendimize güvenemeyiz.

Bütün bu engelleri tek seferde aşmamızı sağlayacak bir reçete yoktur. Ama şu ana kadar okuduklarınız ya da az sonra okuyacaklarınız sizde herhangi bir olumlu değişiklik yarattıysa, doğru yolda olduğunuza inanabilirsiniz.

Yalnızca: "Önce ben varım, sonra ötekiler" ya da "kendime, başka herkesten daha çok güveniyorum" kararını verebildiyseniz bile, yepyeni bir dünyanın kapısı açmışsınız demektir.

Kendinize kazandırdığınız bu yeni güven duygusu ile çevrenize karşı daha kararlı, daha rahat davranmaya başlayacağınızdan emin olabilirsiniz.

Doğru Anda Doğru Soruyu Sorabilmek

Şimdi de size, manipulatif oyun içinde gizli bir silâh olarak kullanabileceğiniz bir teknikten bahsetmek istiyorum. Bu teknik aslında oldukça basittir ve adı da: "Doğru anda, doğru soruyu sormak"tır.

"İddialar, önyargılar ve varsayımlar, diğer insanlara giden yolu kapatırlar. Sorular ise, bu yolu açarlar. Bu prensibe uygun olarak davranmaya başladıktan sonra, oldukça şaşırtıcı sonuçlar elde ettim, işte bunlardan bazıları:

Soru sormak en iyi ilişki kurma yöntemidir.

Kendinizi Doğru İfade Edebiliyor musunuz

Her kim olursa olsun, bir diğer insanla ilişkiye geçebilmenin ilk ve tek yolu, ona soru sormaktır.

Nasıl Sorular Soracağınızı Bilemiyor musunuz?

Eğer gerekli anlarda aklınıza çarpıcı sorular gelmemesinden şikayetçi iseniz, hiç canınızı sıkmayın. Çünkü sorulan soru ne kadar basit olursa, yaratacağı etki de o kadar büyük olur. Hatta bu iş için, en çok kullanılan bazı soruları, önceden seçip, kendinizi hazırlayabilirsiniz.

Meselâ: "Siz bu işten anlıyorsunuz, bana da yardımcı olup, bir akıl verir misiniz?" veya " size bir kompliman yapabilir miyim?" ya da "bu işin biraz aşırıya kaçtığını sanıyorum, siz ne dersiniz?" gibi sorular sorabilir ya da direkt olarak: "Bu, sizin hoşunuza gidiyor mu?" veya "bunu nasıl başarıyorsunuz?" gibi cümlelerle, bir ilişki kurmayı sağlayabilirsiniz.

Sizi aceleye getirmek isteyen birine doğru soruyu sormakla zaman kazanabilirsiniz.


Günlük hayat akışı içinde karşımıza çıkan manipulatif oyundaki rakiplerimiz, bizi, üzerinde pek fazla düşünme imkânı bulamadığımız kararlar almaya teşvik ederler ve o yöne doğru iterler. Bizi aceleye getirerek, ağzımızdan "evet" cevabını almak ya da üzerini okumadan, bir metnin altını imzalatmak isterler.

Böyle bir durumla karşılaştığınızda, karşınızdaki kişiye bir uyan sinyali vermeniz gerekir ve bu da ancak, doğru sorulmuş bir soruyla mümkün olabilir: "Bir dakika, beni böyle alelacele bir karar vermeye zorlayamazsın" diyebilmek ve karar öncesinde zaman kazanmak için, "bana bunu bir daha açıklayabilir misiniz?" veya " sizin bana açıklamaya çalıştığınız bu noktanın, benim için bu kadar önemli olduğunu nereden biliyorsunuz?" gibi sorular sormak, hem rakibi duraklatır, hem de size zaman kazandırır.

Bu amaçla sorular sorarken, en basit ve aptalca sorulan sormaktan bile çekinmeyin. Çünkü burada önemli olan, o konuyu yeniden ve eleştirel bir gözle ele almanızı sağlayacak olan zamanı kazanmaktır.

Kendini ifade etme sanatı, tek yönlü bir olay değildir. Siz kendinizi ifade edersiniz ve karşınızdaki kişiden de sizi, hem de sizin istediğiniz biçimde ve doğrultuda anlamasını istersiniz.

Bir kimseye karşı bir iddia da bulunduğunuzda ve her şeyi siz biliyormuş, diğerinin de hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davrandığınızda, otomatik olarak onunla bir ilişkiye girmek ve bir kontakt kurmak imkânlarının önünü tıkamış olursunuz. Böyle bir durumda, karşınızdaki kişi, konuyu anlayıp-anlamadığına bakmaksınız, sizin söylediklerinizi kabul eder ya da kendini aşağılanmış ve iradesinin de zedelenmiş olduğu hissine kapılır. Size itaat etse bile, içsel olarak bu olaya katılması, yani sizinle gerçek bir diyaloga geçmesi mümkün olmaz.

Oysa doğru zamanda sorulan ve hedefe yönelik olan sorular, diğer kişileri sizin ilgi alanınızın içine çekerler. Soru sormak, o kişinin fikrini almak ve bilgisine başvurmak anlamını taşır, yani onu kişiliğine duyulan bir saygının ifadesidir.

Soru sormak, aslında karşımızdaki kişiye anlatmak ve aktarmak istediğimiz şeyleri iletebilmenin ilk adımıdır. Yıllar boyu yaptığım deneyler sonucunda, çevre ile iletişim kurma yolunda en büyük başarıyı sağlayan ve duruma göre kullanılması gereken dört soru çeşidi tespit ettim.

Bunlar:

1.Bilgi edinme soruları

Bir şey hakkında bilgi sahibi olmak ya da bir şeyi öğrenmek için, direkt olarak sorulan: "Burada ne yapıyorsunuz?" ya da "bu otobüs nereye gidiyor?" gibi sorular, bu kategoriye girerler.

3.Açıklamaya Yönelten Sorular

Başka insanlara getirilen eleştiriler, çoğu kez bizi amaçladığımız sonuçlara ulaştırmaz ve beklenenin tam tersi tepkilere yol açarlar. Bu yüzden, karşımızdaki kişiyi eleştirmek yerine, ona davranışını açıklama fırsatım tanıyan sorularla yaklaşmak gerekir: "Bunu niye böyle yaptığınızı bana açıklar mısınız?" ya da "sizin önerdiğinizden başka bir çözüm yolunun olmadığına eminsiniz değil mi?" gibi.

4.Övgüler dolu sorular

Bir kişiden her ne isteyecek olursanız-olun, en azından sizi tanımasını ya da ciddiye almaşım bile arzularsanız, onu övücü sorular sormak, sizi hedefe ulaştıracaktır. Eğer bir kişinin herhangi bir konudaki yeteneğinden kendi çıkarınız için yararlanmayı düşünüyorsanız, en iyi soru şöyle olacaktır: "Yaptıklarınızı olağanüstü buluyorum. Nasıl her zaman aynı başarıyı elde edebiliyorsunuz?" Böylelikle, tutup da "benim için şunları yapmanızı istiyorum" demekten çok daha iyi bir sonuç alacağınızı garanti edebilirim.

5.Karşı soru sorma

Böyle yapmakla ilk olarak, karşınızdaki kişinin sizi aceleye getirerek, manipule etmesinin önüne geçmiş olursunuz.

Sorular, cevaplar, ama bir konuşma sırasında aklınızdan çıkarmamanız gereken en önemli kural şudur: Karşılıklı bir iletişim, yalnızca sözcüklerle kısıtlı değildir. İşin içine bakışlar, mimikler, jestler, kaş çatmalar ya da gülümsemeler de girer ve bunlar, sorulacak sorular ile verilecek cevaplardan çok daha fazla önem taşırlar.

Eşinizle olan cinsel beraberliklerinizi düşünün. Ona yapacağınız kurlar, hafif temaslar ve öpücüklerle bir beraberliğe hazırlamak, sanırım sadece sözlerle: "Hadi gel, yatağa gidelim" demekten çok daha hoş ve mutlu edicidir.

Kendini ifade etmenin bu sonsuz imkânlardan, günlük hayatınızda da yararlanmayı bilmeniz gerekir. Bu yolla, hayatınızı mutlu olarak yaşamak konusunda önemli adımlar atmanız mümkündür.

Konular :