DAVRANIŞ SORUNLARI

Okula Yeni Başlayan Çocuklarda Kekemelik Riski

Melis Demiryas Melis DEMİRYAS
Yayın : 25.09.2012 - Güncelleme : 16.10.2024

Kekemeliğin bir hastalık değil, semptom olarak değerlendirildiğini belirten uzmanlar, kekemelikte erken müdahalenin önemine işaret ediyor. Kekemelik alanında çalışan yetkin terapistlerin, bireye ve özellikle erken dönem söz konusu olduğunda çocuğun ailesine yol gösterici olduğuna dikkat çeken uzmanlar, kekemeliğin doğru bir iletişimle yönetilebileceğini vurguluyor.

Genetik faktörler etkili olsa da çekingenlik ve yetersizlik hissinin kekemeliği pekiştirdiğini belirten Psikolog Leyla Arslan, okula başlayan 66 aylık çocuklarda yetersizlik hissiyle gelen korku ve kaygının kekemeliği tetikleyebileceğini söyledi.

Okula Yeni Başlayan Çocuklarda Kekemelik Riski

Kekemelikte erken ve doğru müdahale önemli


"Okula Erken Başlamak Korku ve Kaygıya Neden Olabiliyor" 

 4+4+4 eğitim modeliyle bu yıl 72 aylık öğrencilerle birlikte 66 aylık olanlar da okulla tanıştı. Bugünlerde ise okula, sınıfına ve arkadaşlarına alışma dönemini geçiriyorlar. Okula başlayan 66 aylık çocuklarda yetersizlik hissiyle gelen korku ve kaygıya bağlı kekemeliğin ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle çocukta, çekingenlik ve yetersizlik hissi kekemeliğinin daha da pekişmesine neden oluyor. 

 Kekemelik Doğuştan mı Olur?

Kekemelik daha çok genetik olsa da sonradan da kekemeliğin ortaya çıkabiliyo. Bazı çocuklarda zihinsel gelişimin hızlı olup konuşmanın yavaş, dil, dudak, damak gibi konuşma organlarının birlikte hareket ettirilememesi gerekçesiyle de kekemelik ortaya çıkabilir. Bu durum çocuklarda 1-2 ay kadar sürebilir. Ancak panik artar ve gerekli önlemler alınmazsa kekemelik kalıcı hale gelebilir. 

"Kaygı Düzeyinin Yüksekliği Kekemeliğe Dönüşebiliyor"

Okula başlama aşamasında aile ve öğretmene önemli görevler düşüyor. Annesinden ve çevresinden ayrılmak zorunda kalan çocuklarda bu süreçte, korku ve heyecan yaşanabiliyor, bu da kaygıya dönebiliyor ve çocuğu kekemeliğe sürüklebiliyor.  

 

 

Okula Yeni Başlayan Çocuklarda Kekemelik Riski

 Anne Babalar ve Öğretmenler Bu Konuda Nelere Dikkat Etmeli? 

Kekeme olan çocuğa öğretmenin davranışı hassas olmalı. Sınıfta bu öğrenciye öncelik verilmeli. Bu öğrencilerin bekletilmemesi gerekiyor çünkü beklemek kaygıyı besleyecektir. Kekeme çocuğun olmadığı bir ortamda öğretmen sınıftaki diğer çocuklara bireysel farklılıkların olduğu yönünde dersler vermeli.

Kekeme olan kişilerin durumunun farklı olduğu, onunla alay edilmemesi, konuşmasına değil içeriğine bakılması gerektiğini anlatmalı. Bu durumda olan çocukların kesinlikle hızlı okuma gibi yarışmalara sokulmaması da gerekiyor.

Erken dönem kekemelik kendiliğinden geçebiliyor 

Araştırmalar gelişimsel (erken dönem) kekemeliğin başladığı andan itibaren altı ay ile iki yıl içerisinde kendiliğinden geçebileceğini göstermektedir. Ancak, erken dönemde kekemeliğin yönetimine yönelik hiçbir girişimde bulunulmaması halinde, kekemeliğin inatçı bir biçime dönüşme, ileriki yaşlarda da devam etme olasılığı yüksektir. Kekemeliğe ne kadar erken müdahale edilirse, o kadar çabuk sonuç alınır. Ancak, bunun da kekemelik alanında bilgili, bu konuda klinik deneyimi olan dil ve konuşma terapistlerinin önerileri, yönlendirmeleri ile mümkün olabileceğinin unutulmaması gerekir. Doğru yönetilmeyen kekemelik olgularının kronik kekemeliğe dönüşme olasılığı yüksektir.


Kekemelik terapisi önemli

Alınacak bazı önlemlerle kekemelikle baş etmenin mümkün. Kekemelik bir hastalık olmadığı için tedaviden söz etmenin çok doğru olmadığını düşünürüm. Bana göre kekemelik alanında çalışan yetkin terapistleri, bireye ve özellikle erken dönem söz konusu olduğunda çocuğun ailesine yol gösterici olurlar ve onlara günlük yaşantılarında, kendi doğal ortamlarında bu sorunla nasıl baş edebileceklerini, bu sorunu nasıl yönetebileceklerini gösterirler.

Kekemelik terapisi, gerek bireyin kendisine, gerekse çocuğun ailesine, birincil bakıcılarına bireye özgü çözümler ve öneriler üretme sürecidir. O nedenle, sorun aynı da olsa, etkileri her çocuk ve her ailede farklı olacağı için, terapi süreci bireye/aileye özgü olmak durumundadır.

 Kekemeliğin yönetimi imkansız değildir

Kekemelik bir kader değildir. Duruma hangi açıdan, nasıl yaklaştığınıza bağlı olarak zamanında ve uygun biçimde ele alındığında, yönetilebilme olasılığı vardır. Yönetimi ve çözümü çoğu zaman zor bir süreci gerektirir, ancak imkânsız da değildir.

 

Konular :
BÜLTEN ABONELİĞİ
Aileye ve hayata dair en güncel uzman görüşleri için bültenimize hemen ücretsiz abone olun!
Zorunlu Alan
Zorunlu Alan