DAVRANIŞ SORUNLARI

Çocuğunuza Paylaşmayı Nasıl Öğretebilirsiniz?

Melis Demiryas Melis DEMİRYAS
Yayın : 29.09.2011 - Güncelleme : 27.02.2024

Paylaşmak, çocukların arkadaş edinmesine, arkadaşlığını sürdürmesine ve insanlarla işbirliği yapmasına yardımcı olur. Çocuklar duyguları yönetmeyi ve farklı bakış açılarını görmeyi öğrendikçe, paylaşma konusunda daha başarılı olurlar. Anne baba olarak, çocuğunuza paylaşmayı överek ve çocuğunuza bu konuda pratik yapma fırsatları vererek paylaşmayı öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz. 

İşte, küçük çocuğunuza paylaşmayı öğretmenin püf noktaları. 

Küçük Çocuklara Paylaşmayı Nasıl Öğretebiliriz

 Yeni yürümeye başlayan çocuklar, daha benmerkezci olma eğilimindedirler, yani başkalarının ihtiyaçlarından ziyade kendi ihtiyaçlarıyla daha fazla ilgilenirler. 

 

Küçük Çocuklara Paylaşmayı Nasıl Öğretebiliriz?

1. Çocuğunuza Paylaşmayı Öğretmeniz Neden Önemlidir? 

Çocukların arkadaş edinip arkadaşlığını sürdürebilmeleri, işbirliği içinde oynayabilmeleri, sırayla hareket edebilmeleri, pazarlık yapabilmeleri ve hayal kırıklıklarıyla başa çıkabilmeleri için paylaşmayı öğrenmeleri gerekir. Paylaşmak, çocuklara uzlaşmayı ve adaleti öğretir. 

Paylaşmak, başkalarıyla iyi geçinmenin önemli bir parçasıdır; bu nedenle çocuğunuz oyun buluşmaları yapmaya başladığınızda ve anaokuluna gitmeye başladığında bu daha da önemli hale gelir.

Paylaşmak önemli olsa da çocukların sadece kendilerine saklayacakları bazı oyuncakların olmasında bir sakınca yoktur. Diğer çocuklar evinize geldiğinde bu özel oyuncakları bir kenara koymak iyi bir fikirdir. Bu, paylaşımla ilgili sorunlardan kaçınmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca çocuğunuza bazı şeylerin onun için değerli olduğunu anladığınızı gösterir.

2. Çocuğunuzun Paylaşmayı Öğrenmesine Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz? 

Bir çocuk için seninki, benimki ya da bizimki yoktur; sadece benimki vardır. Sahiplenme kavramını yeni yeni anlamaya başlayan çocuk, bunun diğer kişileri de içerdiğini henüz kavrayamamıştır. Çocuklar sadece gerçekten kendilerine ait olan şeylere değil, doğrudan başkalarına ait olanlara da (kardeşinin kitabın, annesinin anahtarları, teyzesinin cüzdanı gibi) “benim” etiketini koyarlar. 

Hatta herkese ait olması gereken şeyleri bile kendine ait olarak nitelendirebilirler (otobüs oyun parkındaki kaydırak, parktaki ç içekler.) “Benim” şimdilik bir çocuğun en çok sevdiği kelimedir.

Çocuklar ebeveynlerinin yaptıklarını izleyerek çok şey öğrenirler. Ailenizde paylaşım konusunda örnek olduğunuzda, çocuğunuza takip edebileceği harika bir örnek vermiş olursunuz. Çocukların ayrıca paylaşmayı öğrenme ve uygulama fırsatlarına ihtiyaçları vardır.

Çocuğunuza günlük yaşamda paylaşıma teşvik etmenin yolları şunlardır:

  • Paylaşmanın çocuğunuz ve diğerleri için neden önemli olduğu hakkında konuşun. 'Oyuncaklarını arkadaşınla paylaştığında herkes eğleniyor' gibi bir şey söyleyebilirsiniz. Arkadaşınızın oyuncaklarını da paylaşabilirsiniz.
  • Başkalarındaki iyi paylaşımlara dikkat çekin. Örneğin; 'Arkadaşın topunu ne güzel diğer arkadaşlarıyla da paylaşıyordu. Bu çok nazik bir davranıştı." gibi.
  • Çocuğunuzun paylaşmaya ya da sıraya girmeye çalıştığını gördüğünüzde, onu bol bol övün ve ona daha fazla ilgi gösterin. Örneğin, 'Aziz'in salıncakta oynamasına izin vermen hoşuma gitti. Harika bir davranıştı bu!'

  • Çocuğunuzla paylaşmayı ve sıra almayı içeren oyunlar oynayın. Çocuğunuzla adımları anlatın ve 'Şimdi kart oynama sırası bende, sonra sıra sizde' veya 'Sen kırmızı blokları benimle paylaş, ben de yeşil blokları seninle paylaşacağım' gibi şeyler söyleyin.
  • Çocuğunuzla oyun buluşmalarından önce diğer çocuklarla paylaşım yapma konusunda konuşun. Örneğin, 'Zeynep geldiğinde bazı oyuncaklarını paylaşman gerekecek' diyebilirsiniz. Neden ona neyle oynamak istediğini sormuyoruz?' gibi.
  • Ayrıca çocuğunuzla çocuk bakımına veya anaokuluna başlamadan önce paylaşım konusunda konuşabilirsiniz.

3. Çocuğunuz Paylaşmayı Sevmediğinde Ne Yapmalı?

Çocuğunuz paylaşmayı zor buluyorsa, çocuğunuz diğer çocuklarla oynarken yakınınızda durmak ve çocuğunuzu paylaşmaya teşvik etmek iyi bir fikirdir. Çocuğunuz paylaşmaya çalıştığında, çocuğunuzun tam olarak neyi iyi yaptığını ve ne kadar gurur duyduğunuzu söyleyebilirsiniz.

Paylaşmayı Çocuğunuza Nasıl Öğretebilirsiniz

 Paylaşmak, çocuklara uzlaşmayı ve adaleti öğretir. 

Çocuğunuz hâlâ paylaşmayı öğreniyorsa oyun buluşmalarından kaçınmanın hiçbir anlamı yok. Bunun yerine oyun buluşmalarını çocuğunuzun pratik yapmasına yardımcı olma şansı olarak kullanın. Çocuğunuza oyun buluşmasının başında arkadaşlarıyla oyuncaklarını paylaşmanın iyi bir şey olduğunu hatırlatabilirsiniz. Daha sonra çocuğunuzun ve arkadaşının hangi oyuncakları paylaşabileceğine karar vermesine yardımcı olabilirsiniz.

3.1. Okul öncesi çocuklar: paylaşımı anlamaya başlama

3 yaşın üzerindeki çocuklar için paylaşmamanın sonuçlarının oluşmasına yardımcı olabilir. Paylaşmamanın sonuçlarını kullandığınızda, sonuçların paylaşılan veya paylaşılmayan şeyle ilgili olması önemlidir! Örneğin, çocuklar oyuncak treni paylaşmıyorsa onlara treni 30 saniyeliğine götüreceğinizi söyleyebilirsiniz. Bu onlara sakinleşmeleri için zaman tanıyacak ve nasıl paylaşacaklarını düşünme şansı verecektir. O zaman treni geri verin ve tekrar denemelerine izin verin. Bu onlara doğruyu bulmaları için bir şans daha verir. Hala paylaşamıyorlarsa, daha uzun süreliğine ellerinden alabilirsiniz. Her iki çocuk da trenle oynayamaz, dolayısıyla sonuç ikisi için de aynı olur.

3.2. Yeni Yürümeye Başlayan Çocuklar Paylaşmayı Öğrenme

Bebeklik dönemi çocuklar ve ebeveynler için özel bir dönemdir. Bebeğiniz “büyük çocuk” aşamasına geçerken, onlar için pek çok değişiklik hızla gerçekleşmektedir. Bu aşamanın özellikle zorlu olduğunu düşünüyorsanız veya küçük çocuğunuza paylaşmayı nasıl öğreteceğinizi bulmakta zorlanıyorsanız, çocuğunuza karşı sakin ve sabırlı kaldığınızdan emin olun ve onun kendi hızlarında değişip büyüyeceğini anlayın.

Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun başka bir çocukla oynadığına ilk kez tanık olduğunuzda, onun ilgisizliğine veya oyuncakları başkalarıyla paylaşma konusundaki yetersizliğine şaşırabilirsiniz. İçiniz rahat olsun, paylaşma ve birlikte oynama, yürümeye başlayan çocuğunuz dört yaşına gelene kadar gerçekleşmeyebilecek gelişimsel kilometre taşlarıdır.

Diğer çocuklarla oyun buluşmalarında gezinmeyi öğrenirken kesinlikle küçük çocuğunuza veya bebeğinize karşı biraz sabırlı olmayı denemek isteyeceksiniz; ancak çocuğunuzun başkalarıyla paylaşmayı ve oynamayı öğrenmesini kolaylaştırmaya yardımcı olmak için atabileceğiniz bazı adımlar vardır.

2 yaşındaki çocuğunuz muhtemelen paylaşmayı anlamıyordur. Örneğin, çocuğunuzun gerçekten istediği bir şey başka bir çocukta varsa, çocuğunuz bunun için neden beklemesi gerektiğini anlamayabilir.

Ayrıca paylaşmak, çocukların duygularını yönetebilmeleri gerektiği anlamına gelir ve küçük çocuklar bunu nasıl yapacaklarını henüz yeni öğrenmeye başlıyorlar. Bu nedenle çocuğunuz istediği oyuncağı almaya çalışabilir veya alamayınca öfke nöbeti geçirebilir.

Bu yaşta çocuğunuzun paylaşımda bulunabilmesini beklemek muhtemelen gerçekçi değildir. Ve paylaşmamanın sonuçları muhtemelen yürümeye başlayan çocuğunuzun paylaşmayı öğrenmesine yardımcı olmayacaktır. Bunun yerine çocuğunuzu paylaşmaya ihtiyaç duyduğunda yönlendirmek en iyisidir.Bu konuda anne baba olarak teşvik ve pratik yapmanız, çocuğunuzun paylaşmayı öğrenmesine yardımcı olacaktır.

  • Yeni Yürümeye Başlayan Çocuklar Arasındaki Çatışmalarla Nasıl Başa Çıkılır?

Siz müdahale etmek için orada olsanız da olmasanız da, yürümeye başlayan çocuğunuzun bir noktada muhtemelen diğer çocuklarla çatışma yaşayacağını unutmayın. Bu, bazı ebeveynler için üzücü veya zorlayıcı olsa da, çatışma çözümünün yeni yürümeye başlayan çocuklar için harika bir öğrenme deneyimi olduğunu unutmamak önemlidir. Çocuğunuzun başka bir çocukla çatışmasına tanık olduğunuz bir durumdaysanız, çok fazla müdahale etmemeye dikkat etmelisiniz. 

Çocuğunuzun Paylaşım Becerilerini Nasıl Geliştirebilirsiniz?

3.3. Okul Öncesi Çocuklarda Paylaşmayı Anlamaya Başlama 

  • Çocuklar 3-4 Yaşlarına Gelinceye Kadar Paylaşmayı Öğrenemezler

Bu yaşta her şeyi sahiplenme isteği hiçbir şekilde hayat boyu bencil olacağını önceden göstermez. Diğerlerinden çekip almak ve kendi sahip olduklarını sımsıkı tutmak bir çocuğun özerklik ve kimlik saptama gereksiniminin, sınırları test etme ve haklarını korumanın normal göstergesidir.

Çocuğun sahiplenme isteği sadece normal değil paylaşmaya giden yolda gerekli, önemli bir adımdır. Çocuklara sahiplik duygusundan hoşlanma ve takdir etme fırsatı verilmediği takdirde, paylaşmayı öğrenmekte güçlük çekerler.

“Sahip olmak” çocuğun gelişim cetvelinde “paylaşmak”tan çok önce gelir. Çocukların çoğu sahip olmayı ikinci yılın ikinci yarısında anlarlar; ama üç, dört yaşlarına gelinceye dek paylaşmayı öğrenemezler.

4-5 yaşına gelindiğinde pek çok çocuk sıra almayı ve paylaşmayı anlamaya başlar. Örneğin, çocuğunuz muhtemelen eşit paylaşmanın 'adil' bir davranış olduğunu anlayacaktır; ancak yine de bir şeyden vazgeçmeyi gerektiriyorsa paylaşmak istemeyebilir. Çocuğunuz sırasını beklerken de sabırsız olabilir.

İyi bir sıra almayı izleyerek ve överek, adaletli olmaya teşvik ederek ve paylaşım hakkında açıklamalar yaparak çocuğunuzun paylaşım becerilerini geliştirebilirsiniz. Paylaşmayı ve sırayla gitmeyi içeren aktiviteler yardımcı olabilir; örneğin, birlikte giydirilecek kıyafetler seçmek veya aynı boya paketini kullanarak birlikte büyük bir resim çizmek.

Eğer bir sorun varsa, çocuğunuza birisi oyuncağını alırsa ya da oyuncağını almasına izin vermezse nasıl hissedeceğini sormak yardımcı olabilir. Çocuğunuzla diğer insanların duyguları hakkında konuşmak, çocuğunuzun olayları başka birinin bakış açısından anlamasına da yardımcı olacaktır. Bu konuşmayı çocuğunuz sakin olduğunda yapmak en iyisidir.

Çocuğunuzun paylaşma becerisi konusunda gerçekçi olmak iyi bir fikirdir. Bu yaşta çocukların çoğu hâlâ öğrenme aşamasındadır ve diğer insanların düşüncelerini ve duygularını anlamakta zorluk yaşayabilirler.

3.4. Okul Çağındaki Çocuklar İçin Zorlu Durumları Paylaşmak

Çoğu çocuk, okula başladığında diğer insanların da duyguları olduğunu anlamaya başlar. Bu, paylaşma ve sırayla hareket etme olasılıklarının daha yüksek olduğu anlamına gelir; ancak özellikle çok heyecanlı veya üzgünlerse sabırlı olmaları bazen zor olabilir.

Okul çağındaki çocuklar da güçlü bir adalet duygusuna sahiptir ve eğer adil bir sonuç elde edemeyeceklerini düşünürlerse bir oyuncağı paylaşmak ya da oyun oynamak istemeyebilirler. Çocuğunuzun oynadığı oyunların kurallarını kontrol etmeniz ve çocuğunuza ve diğerlerine sıranın kendilerine geleceği konusunda güvence vermenize yardımcı olabilir.

Bu yaşta çocuğunuz eskisine göre çok daha sabırlı ve hoşgörülü olacaktır. Çocuğunuz aynı zamanda doğru olanı yapmaya istekli olacak ve daha karmaşık arkadaşlıklar kurabilecektir, bu da paylaşma fikrine yardımcı olacaktır. Çocuğunuz okulda da paylaşarak pek çok pratik yapabilir; örneğin boyalarını resim dersinde paylaşarak veya teneffüslerde ya da öğle yemeğinde birlikte oyun oynayarak...

4. Anne Babalar Olarak Bizlere Düşen Görevler Neler?

Çocuğunuzun paylaşmaya karşı çıkmasının doğal olduğu kadar, nasıl paylaşacağını öğrenmesi de doğaldır. İşe nereden başlayacaksınız? Çocuğunuzun kendisine olan saygısını kazandırın. Güvensiz çocuklar paylaşmayı öğrenmekte daha çok zorluk yaşarlar; genellikle sahip olduklarının birikimini kendileri hakkındaki hislerini güçlendirmek için kullanan, biriktirip saklayan kimseler haline dönüşürler.

Çocuğunuzu paylaşması için zorlamayın. Bir çocuğu paylaşmaya zorlamak, onun ihtiyaçlarının diğerlerininkinden daha az önemli olarak değerlendirdiğini gösterir. Ama kişiliğin ve özgüvenin yavaş yavaş gelişmeye başladığı gelişimin bu hassas döneminde, çocuğunuz diğer çocuk kadar önemli olduğunu hissetmeye ihtiyaç duyar. Ayrıca, çocuklar güvende olmayı çok isterler.

Sahip olduklarının başkalarını kullanımına açık olduğuna inanmak onların kendilerini rahatsız ve tehlikede hissetmelerine neden olabilir; bazı şeylerin yalnız ve yalnız kendilerinin olduğunu bilmeye ihtiyaçları vardır.

Çocukları paylaşmak için zorlamak onlara cömertlik hakkında hiçbir şey öğretmez; sadece öyle yapmaları söylendiği için itaat etmektedirler. 

Başka insanların da mülkiyetleri olduğu kavramını öne sürün. Çocuklar için kabul edilmesi zor olsa da çevrelerindeki her şeye sahip değillerdir. Bazı şeylerin gruba ya da herkese ait olduğunu (yuvadaki oyuncaklar, oyun parkındaki aletler) ve bazı şeylerin diğer insanlara ait olduğunu (örneğin bir oyun arkadaşının bebeği ya da kamyonu ya da sizin kitaplarınız) öğrenmeleri gereklidir.

Ayrıca çocukların kaydırağa binmek için sıraya girmeleri, boş salıncağa binmek için sıraya girmeleri, bir arkadaşları bisiklete binerken bisikleti alamayacaklarını geliştirin. Bu kuralları düzenli olarak geliştirin. Eğer dirençle karşılaşırsanız, çocuğunuzu bu ortamdan fiziksel olarak uzaklaştırmanız gerekecektir. Anlayışlı ama kararlı olun.

Konular :

#çocuğa paylaşmayı öğretmek #paylaşmayı öğretmek #küçük çocuğa paylaşmayı öğretmek