Bebekle Ne Kadar Vakit Geçirmeli? Bebek Bakımını Kiminle ve Ne Kadar Paylaşmalı? Sarılmak Neden Önemli?
Bebeğinizi sık sık öper, kucaklar ona sarılır mısınız? Bunun çocuğunuzun üzerindeki etkileri sandığınızdan da büyük. Bebeğin ebeveynle kurduğu bağın, gelişimin en önemli unsuru olduğnu biliyor muydunuz?
Bebeğinizle aranızdaki bu özel bağın gelişimine zarar vermemek için ne kadar birlikte olmanız gerektiği sorusu ise cevabı aileden aileye değişebilecek zorlu bir konudur. “Bebekle ne kadar vakit geçirmeli, bebek bakımını kiminle ve ne kadar paylaşmalı?” gibi sorular hem çalışan, hem de evde olan anneler için ciddi endişe kaynakları olabilir.
Annenin bebeğe temasının, aralarında güçlü bağ oluşturduğunu ve özgüven gelişimini desteklediğini söyleyen Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, annelere önemli tavsiyelerde bulundu.
İçindekiler: Anne ile Bebek Arasında Güçlü Bağların Kurulması Neden Önemli?
Çalışan Anne Bebeği ile Nasıl Vakit Geçirmeli?
1. Çalışan Annenin Bebeği, Çalışmayan Annelerin Bebeğinden Farklı mı Yetişir?
Çalışmayan anneler, evde olup bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaktan sorumlu olmanın zorluklarını yaşar, genellikle kendilerine yeterli vakit ayıramamasının sıkıntısını yaşarlar. Çalışan anneler ise bebeklerinden ayrı oldukları zamanın aralarındaki ilişkiye zarar vermesinden korkarlar.
Çocuğunuzla sağlıklı, sevecen ve güçlü bir ilişki sürdürebilmeniz, evde kalmak ya da çalışmak gibi tek bir şarta bağlı değildir.
Kilit Nokta, Ebevyenlik Rolünde Ilımlı ve Ölçülü Olmak
İş hayatı ve annelik konusunda yapılan araştırma ve gözlemler; ebeveynlik rolünde ılımlı ve ölçülü olmanın kilit nokta olduğunu gösteriyor. Haftalık 40 saati aşan iş temposunun hem anneye hem bebeğe fazla geldiği biliniyor.
Diğer taraftan kendini çocuğuna tamamen bağlayan, çocuktan uzak hiç vakit geçirmeyen annelerin de en sonunda bulandığı görülüyor. Yarım zamanlı işler ya da iş saatleri konusunda esneklik, en az suçluluk yaratan ve en fazla tatmin sağlayan seçenek gibi gözüküyor. Ama maalesef çoğu iş, yarım zamanlı yapılamaz ve bazen ailenin finansal durumu her iki ebeveynin de tam zamanlı çalışmasını gerektirir. Eğer ebeveynlerinden biri için iş saatlerini azaltma fırsatı varsa, yaşamın ilk yıllarında bu fırsatı değerlendirmenize tavsiye ederiz.
Karmaşık Bakım Ortamları Çocuk Gelişimi İçin Sakıncalı
2. Bebeğinizle İlgilenen Kişi Sayısını Sınırlı Tutun
Ayrıca sizin dışınızda çocuğunuzla ilgilenen kişi sayısını sınırlı tutmak ve bu kişilerin çocuğun yaşamında sürekliliğini sağlamak da sağlıklı çocuk yetiştirmenin temelinde yatar. Sık değişen bakıcılar, haftanın belirli günlerinde anneannenin evinde, diğer günlerde ise babaannede olmak gibi karmaşık bakım ortamları çocuk gelişimi için oldukça sakıncalı olabilir.
Bu karmaşık bakım ortamına ek olarak bir de iş saatlerinizin yoğunluğu dolayısıyla ona yeterli vakit ayıramıyorsanız, çocuğunuz gelişimsel açıdan dezavantajlı duruma düşebilir.
Pek çok ebeveyn, mükemmel çocuk yetiştirmeyi garantileyecek tek bir seçenek olduğuna inanmak ister ve kendine güvenen, ayrılma problemi ya da güvensizlikleri olmayan bir çocuk hayal eder.
Ne yazık ki bir çocuğun sürekli olarak iyiliğini garantileyecek bir formül yoktur. “Anne mutlu olursa çocuk da mutlu olur” ya da “İlk üç yıl evde olursam çocuğum için her şey mükemmel olacak” gibi basit cevapların olabileceğine inanmak istesek de bilmeliyiz ki, ebeveynin işle ilgili tercihi ne olursa olsun bütün çocuklar yaşamlarının belli zamanlarında zorlanır ve mücadele yaşarlar.
Anne ve çocuk arasındaki özel bağın çok farklı koşullarda ve pek çok fırtınaya rağmen gelişmeye devam ettiğini bilmek gerekir. Çalışan anneler de evde olan anneler de çocuklarıyla sağlıklı, sevecen ve güçlü bir ilişki sürdürebilirler. Bebeğinizdeki ve kendinizdeki sevebilme kapasitesini asla küçümsemeyin.
3. Sarılmak neden iyi hissettirir?
- Sarılmak bebeğe güven duygusu veriyor
Sarılma, sevdiklerimizle aramızdaki ilişkiyi güçlendirir ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Bebekler dünyaya geldiklerinden itibaren sarılmaya ihtiyaç duyarlar. Anneleri onlara sarıldığında kendilerini güvende hissederler ve ebeveyn ile çocuk arasında güçlü bağ oluşur. Çocuğun özgüveninin artmasına yardımcı olur.
Fiziksel temas, çocukların duygularını düzenlemesine yardımcı olur. Yoğun bir duygu yaşarken baş edebilmesi sağlar ve sakinleştirmeye yardımcı olur. Çocuklara sarılarak sevgiyi hissettirmek önemlidir.
- Çocuğunuza Sarılarak Sevginizi Hissettirin
Sarılma, sevdiklerimizle aramızdaki ilişkiyi güçlendirir ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Bebeklerin dünyaya geldiklerinden itibaren sarılmaya ihtiyaç duyar. Annesi sarıldığında kendilerini güvende hissederler ve ebeveyn ile çocuk arasında güçlü bağ oluşur. Çocuğun özgüveninin artmasına yardımcı olur. Fiziksel temas, çocukların duygularını düzenlemesine yardımcı olur.
- Sarılmanın ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini biliyor muydunuz?
Sarılma eylemi sırasında oksitosin hormonu salgılanır ve bu hormonun pek çok olumlu faydası vardır. Sarılma eyleminin ruh sağlığımız üzerinde de olumlu etkileri bulunmaktadır. Sarılma, sevdiklerimizle aramızdaki ilişkiyi güçlendirir ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar.
- Yaşamın ilk dönemlerinde anneyle temas çok önemli
Çocukların gelişimi içinde tensel temas oldukça önemlidir. Doğum sonrası, anneler bebeklerini kucaklarına aldıkları ilk andan itibaren, vücutlarında oksitosin hormonu salınımı artar, bu da bebeklerine bağlanmalarını sağlar. Güvenli bağlanmanın gerçekleşebilmesi çocuğun temel bakım veren kişi tarafından tensel ihtiyaçların karşılanması oldukça önemlidir. Yaşamın ilk dönemlerinde, ten tene temas, anne ile bebek arasındaki ilişkinin temellendirilmesini sağlamaktadır.
- Stresle başa çıkmasına yardımcı oluyor
Annenin çocukla teması çocuğun karşılaşacağı zorluklarda yaşayacağı stresle başa çıkmasında da yardımcı olur. Çocuğunuz öfkelendiğinde, onunla temas ettiğinizde kendisini güvende hisseder. Aynı zamanda çocukların karşılaşacağı stresle de başa çıkmalarına yardımcı olur. Kendilerini daha mutlu ve sevildiğini hissederler.
Oksitosin sosyal bağların kurulmasına da yardımcı olur. Oksitosin hormonu ile stres seviyesi düşer, kan basıncı dengelenir ve bağışıklık sistemi kuvvetlenir. Daha hızlı yara iyileşmesini destekler. Ayrıca, bir çocuğun karşılaşabileceği sosyal ve diğer stres türleriyle başa çıkmalarına yardımcı olur.
4. Sevgi Görmeyen Çocuklar Olumsuz Etkileniyor
Çocuklar, gelişimleri için çeşitli duyusal uyarılara ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle fiziksel temas ve çeşitli ten teması onlar için çok önemlidir. Çocukların bilişsel gelişimlerini hızlandırır.
Yapılan araştırmalara göre; sevgi görmeyen çocuklar ve doğumdan sonra ten tene temasa sahip olmamış olan çocukların bilişsel, duygusal ve fiziksel problemlere sahip olabildikleri ve kortizol düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.