DAVRANIŞ SORUNLARI

Sebepsiz Yere Ağlayan Çocuklar İçin Anne Babalar Ne Yapmalı? Sık Sık Mızmızlanan Çocukları Durdurma Stratejileri

Cansu Buldu ÇAN Cansu Buldu ÇAN
Yayın : 31.08.2022 - Güncelleme : 04.09.2022

Bazı çocuklar hemen hemen her şey için ağlarlar. Çocuğunuzun sık sık, küçük hayal kırıklıkları için sanki büyük problemlermiş gibi ağlaması anne baba olarak canınızı sıkabilir. 

Giymek için "ihtiyacı olan" kırmızı ayakkabıları bulamadığı için sinir krizi geçirebilir... Okul atıştırmalığı için "yanlış" türde bir yiyeceği aldığınızda yine mızmızlanarak ağlayabilir... Bu küçük problemler önemliden önemsize kadar uzayıp gider.

Sonuç olarak, bu durumun aslında çocuğunuzun büyük ve küçük sorunları önceliklendirmeyi ve sıradan hayal kırıklıklarını yönetmeyi bilememesinden kaynaklandığını söylüyor uzmanlar.  

Doğal olarak bu durum çocuğunuzda aşırı strese neden olur ve bu kimi zaman toplum içinde sosyal sorunlara  (arkadaş anlaşmazlıklarına, her avm ziyaretinde mızmızlanma vb.) neden olabilir…

Özellikle ilkokul çağındaki çocuklar, bir şeyler yolunda gitmediğinde zaman zaman hayal kırıklığına uğrarlar. Küçük çocukların, en ufak bir sorun karşısında bile gücenip kalpleri kırılabilir ve işler istedikleri gibi yolunda gitmediğinde kendilerini kötü hissedebilirler. 

Çocuğunuz küçük hayal kırıklıkları veya aksilikler yüzünden kronik olarak sık sık ağlayıp sızlanıyorsa uzmanlar bunun nedenini, çocuğun duygusal düzenleme becerilerini geliştirmekte zorlanmasına bağlıyor. Peki ama ne yapmalı? 

Uzmanlar anne babalara, çocuklarının küçük şeylere ağlamasını önlemek için duygusal düzenleme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olun tavsiyelerde bulundu. İşte, son derece hassas olan çocuklara nasıl davranılacağına dair uzman tavsiyeleri.  

Sık Sık Mızmızlanan Çocukları Durdurma Stratejileri
Anne baba olarak çocuğunuzun duygularını anlayın, göz yaşlarını değil...

 

Sık Sık Mızmızlanan Çocukları Durdurma Stratejileri

1. Duygusal Düzenleme Ne Demek? 

Duygusal düzenleme, yürütücü işlevlerimizden biridir: Günlük görevleri etkin bir şekilde yürütmemize izin veren beceriler dizisidir.

Duygular bizleri harekete geçiren, olay ve durumlara tepki vermemizi sağlayan bir işleve sahiptir. Duygu düzenleme ise, kişinin duygularını fark edebilmesini, yorumlayabilmesini ve yönetebilmesini ifade eder.

Duygu düzenleme becerisi bebeklikten başlar ve yaşam boyu sürer. Anne karnından itibaren bebeğin annesiyle ve çevreyle olan etkileşimi, deneyimleri ve bağlanma stili onun sosyal-duygusal gelişimini etkileyen önemli bir etmendir.

2. Bebeklik Döneminde Duygu Düzenleme Becerilerini Geliştirme 

Bebeklerin duygu düzenleme çabaları doğumundan itibaren başlar ve ilk bir yıl emme, rahatsız bir durum olduğunda ağlama, yardım arama, yaklaşma davranışları gibi daha çok fizyolojik mekanizmalarla kontrol edilmektedir.

Bebekler duygu düzenlemeye yönelik her ne kadar erken belirtiler gösteriyor olsa da ilk birkaç yıl bebeğin birincil bakım vereninin aktif rolü baskındır.

3. Okul Öncesi Dönemde Duyguları Düzenleme Becerisini Geliştirme

Okul öncesi dönem, çocuğun duygularını düzenleme becerisi kazandığı verimli bir zaman dilimidir. Bilişsel, fiziksel ve dil gelişiminin artmasıyla birlikte çocuklar kendi duygu düzenleme stratejilerini geliştirmeye başlamaktadırlar.

Okul öncesi kuruma başlamasıyla birlikte çocuğun sosyal çevresi genişler, bir düzene veya kurallara yönelik öğrenme süreci başlar, bu süreçte duygusal deneyimlerini anlama ve yorumlamaya dair bir bakış açısı kazanırlar.

Çocuğun genişleyen sosyal ağları (okul, öğretmen, arkadaşlar, komşuların çocukları vb.) kendi duygularını ve başkalarının hissettiği duyguları yorumlamada yeni fırsatlar sunmaktadır.

Çocuğunuzun yaşadığı öfke nöbetleri, ağlama krizleri, korkular ve kaygılar yaşadığı strese karşı verdiği tepkiyle ilişkilidir. Yani, davranışları birer sorun değil, soruna yönelik gösterdiği tepkilerdir. Bu durumlarda bir yetişkinin rehberliğine, sakinleştirici etkisine ve kapsayıcı rolüne ihtiyacı vardır.

Yapılan araştırmalarda, çocukların yaşadığı olumsuz duygulara ebeveyninin verdiği olumlu tepkiler (duyguyu anlama ve empati) çocuklardaki öz düzenleme becerilerini arttırmaktadır. Aksine, olumsuz duygulara verilen ceza, küçümseme gibi olumsuz tepkilerin çocuğun duygu düzenleme becerisine zarar verdiği görülmektedir.

4. Çocuğun Duygu Düzenlemeye Yardımcı Yöntemler

4.1. Fiziksel Temasta Bulunun: Ona sarılın. Kucağınıza aldığınızda hafif sallanma hareketiyle ve sakinleştirici bir müzikle senkronize olduğunuzu hissedin.

4.2. Bağ Kurun ve Yönlendirin: Emir ve talimat vermek yerine onunla önce bağ kurun ve yeniden yönlendirin. Bu, duygu dalgası yaşarken onun kafasını suyun üzerinde güvenle tutmaya benzer. Yaşadığı zor duyguyu anladığınızı hissettirin ve sakinleştirdikten sonra konuşmayı deneyin.

4.3. Problemin Adını Koyun: Görmezden gelmek yerine yaşadığı sorunun adını koyun. Sözgelimi çocuğunuz düştüyse ve canı yanıyorsa, bu olayı ona anlattırın. Düştüğünü, sizin yanına gelip onu kaldırdığınızı, canının yandığını ve yanında olduğunuzu söyleyin.

Orada olduğunuzu hissettirin. “Ağlama, tamam, bir şey yok. Daha dikkatli ol bundan sonra.” veya “Bunda ağlayacak ne var?” demek çocuğunuzu sakinleştirmez, aksine duygusunu bastırmasına neden olur.

4.4. Duygularını Tanımlamasına Yardım Edin: Çocuğunuzun nasıl hissettiğini, hissettiği duygunun ne olduğunu anlamasına yardımcı olun. “Nasıl hissediyorsun?”, “Bu seni korkutuyor sanırım.”, “Canın acıyor, biliyorum.”, “Arkadaşın seninle oynamadığında üzgün hissediyorsun.”, “Ağlayabilirsin, ben buradayım.” gibi.

Çocuğunuzun duygularını tanımlamasına yardımcı olurken siz de kendi duygularınızı ona aktarın. “Bugün çok heyecanlıyım çünkü…”, “Bugün bir şeye üzüldüm…”, “Kızgınım…” gibi. Bu onun kendi duygularını fark ederken, başkalarının duygularını fark edip empati kurmasına da yardımcı olur.

 Ağlamasını Önlemek İçin Çocuğunuzun Duygusal Düzenleme Becerilerini Geliştirin

4.5. İyi Bir Rol Model Olun: Unutmayın ki çocuklar duyduklarından çok gördüklerini yaparlar. Ebeveynleri yaşadığı duyguları nasıl yansıtır ve davranışa dökerse çocuklar da bundan etkilenirler. Kendi duygularımızı kontrol etmek her zaman kolay değildir, bu karmaşık ve uzun bir süreçtir.

Çocuğunuzun davranışları sizin kendi çocukluğunuzda yaşadığınız anıları ve duyguları tetikleyebilir, çözülmemiş bazı meseleleri su yüzüne çıkarabilir. Kendinizi ve duygularınızı tanımak, verdiğiniz tepkileri fark etmek çocuğunuza rehber olabilmeniz için de ilk adımdır.

 

4.6. Duygulara Değil, Davranışlara Sınır Koyun: Çoğu ebeveyn çocuklarını farklı disiplin yöntemleriyle yetiştirir. Sınır koymak ve disipline etmek davranışları kontrol etmek için uygundur ancak duygulara set çekilmemelidir.

Duygularını aktarabileceği güvenli alanlar yaratmak, kabul edilemez davranışları (vurmak, hakaret etmek, kendine ve çevresine zarar vermek vb.) belirtmek, duygularını yumuşatabilmesi için yardım etmek ve model olmak uygulanabilir yöntemlerdir. Yaşadığı öfke krizlerinde, ağlama nöbetlerinde, zor duygularla boğuştuğu anlarda çocuğu cezalandırmak onda yalnızca korku ve size karşı büyük bir öfke oluşturur.

4.7. Birlikte Egzersiz Yapın: Fiziksel aktiviteler, hareket etme, bedenini dinleme çocuğun duygularını anlama ve düzenleme becerileri için önerilen bir yöntemdir. Duygular, bedene yansır. Her bir duygunun bedende bir yeri vardır, çocuğunuzla bunu birlikte keşfedin. Öfkeyi bedeninde nerede hissediyor, ya üzüntüyü, ya korkuyu? Hareket etmek olumsuz duyguların azalmasını sağlar.  

 Ağlamasını Önlemek İçin Çocuğunuzun Duygusal Düzenleme Becerilerini Geliştirin

 Çocuğa korkutarak disiplin vermek, kısa süreli işe yarar uzun vadede çok zararlıdır.

5. Mızmızlanan Çocukları Durdurma Stratejileri

Çocuğunuzun sızlanmalarına karşı her zamanki bakış açınızı değiştirin. Öncelikle okul çağındaki çocukların ebeveynleri, çocukların sızlanmayı kasıtlı olarak onları çıldırtmak için kullanmadığını anlamalıdırlar. Çünkü çocuklar bunu aslında hayal kırıklıklarını ifade etmek için veya duyulmak istendikleri için yaparlar. 

Çocukların ihtiyaçlarını ve isteklerini ifade etmeleri, aslında gelişimin normal bir parçasıdır; bu aslında iyi bir şeydir.

Sürekli mızmızlanmasını veya ağlamısını neyin tetiklediğini anlamaya çalışın. Çocuğunuz özellikle yoğun bir gün geçirdiğinde sızlanıyor mu? Ya da acıktığında, yorulduğunda veya sizinle yeterince vakit geçirmediğinde? Ya da hayatında yeni bir kardeş ya da evde ya da okulda bir sorun gibi daha büyük ölçekte değişiklikler oldu mu?

Ardından, sızlanmayı ve diğer olumsuz davranışları engellemeye yardımcı olabilecek rutinlerinde bazı ayarlamalar yapmayı düşünün.  Çocuğunuzla sadece vakit geçirip kitap okuyarak, bisiklete binerek veya birlikte yemek pişirerek vakit geçirmeyi deneyin.

Çocuklarda Mızmızlanmayı Durdurmanın Etkili Yolları

5.1. Mızmızlanmasını Taklit Ederek Duruma Mizahi Yaklaşın

Çocuğunuz mızmızlandığının farkında bile olmayabilir (bu özellikle küçük çocuklar için geçerlidir). Sesinin neye benzediğini göstererek davranışlarına dikkat edin.  Burada mizahı kullanabilir ve şöyle bir şey söyleyebilirsiniz: "Yetişkinler, yorgun olduklarında işe gitmek veya evi temizlemek gibi bazen yapmak istemedikleri şeyler hakkında mızmızlanıp dursalar nasıl olurdu?"

Sonra çocuğunuza sızlanmanın nasıl bir ses olduğunu gösterin. Ama onunla dalga geçmemeye dikkat edin - amaç ona nasıl ses çıkardığını göstermek, duygularıyla alay etmek değildir.

Mızmızlanan Çocukları Durdurma Stratejileri

 Sebepsiz yere ağlayan çocuklar için anne babalar neler yapabilir sorusunu yanıtını makalemizde bulabilirsiniz. 

5.2. Ona Mızmızlandığında Duymayacağınızı Açıklayın

Çocuğunuz, sızlanmanın kendini ifade etmek için kullanılmayacağını bilmelidir. Çocuğunuza küçükken, istediğini alamayınca vurmanın kabul edilemez bir şey olduğunu öğrettiğiniz gibi, şimdi de çocuğunuza sızlanmanın hoş olmadığını ve istediğini asla elde edemeyeceğini açıkça belirtebilirsiniz. 

İstediğini normal bir ses tonuyla söyleyebilene kadar söyleyeceklerini dinlemeyeceğinizi açıkça ve sakince söyleyin. 

5.3. Kendinizi Tutun, Sakinliğinizi Koruyun 

Sinirlendiğinizi görmelerine izin vermeyin. Burada biraz Zen disiplini uygulayın ve çocuğunuz sızlanmaya başladığında olabildiğinde sakin kalmaya çalışın.  

Çocuğunuzun küçükken düştüğünü ve sonra ne kadar üzülmesi gerektiğine karar vermek için tepkinizi izleyeceğini hatırlıyor musunuz? Aynı prensip burada da geçerlidir. Çocuğunuz onun sızlanmasından etkilendiğinizi ve daha da kötüsü, sızlandığında istediği şeye teslim olduğunuzu görürse, ipuçlarını tepkinizden alacaktır... Bunu istemezsiniz değil mi?..

5.4. Pes Etmeyin 

Sızlanmayı durdurmak için o şeker paketini veya çok sevilen oyuncakları çocuğunuza vermek daha kolay olurdu kuşkusuz. Ancak bu kesinlikle bir hatadır. Çünkü bir dahaki sefere bir şey istediğinde çocuğunuzu tekrar sızlanmaya teşvik etmenin en kolay yolu olurdu bu...

5.5. Tutarlı Olun 

Tutarlı olmamak , ebeveynlerin çocuklarını disipline ederken yaptıkları yaygın hatalardan biridir.  Bir durumda "sızlanma" kuralını zorlamayın ve sonra başka bir durumda teslim olmayın. 

Tutarsız olduğunuzda, sızlanmanın kullanılmaması ve hoş görmeyeceğiniz bir şey olduğu mesajınızda hafife alınma riskiniz artar. 

 

6. Çözüm: Çocuğunuzun Hayal Kırıklığını Anlayışla Karşılayın 

Çocuğunuzun küçük şeyler yüzünden ağlaması duygusal kontrol ile ilgilidir.  Çocuğunuzun üzüntüsünü veya hayal kırıklığını sözlü olarak kabul edin, ancak hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Ebeveynin "pes ederek" sorunu "düzeltmesine" gerek yok.

Çocuğunuz ağlamanın dışında veya buna ek olarak bir tepki verebilir. Duygularını doğrulayın, ancak dikkatini ağlamaktan uzaklaştırın. Bunun yerine davranışını hedefe yönlendirmeye odaklanın ve ek patlamaları görmezden gelin. Hedefini başarması için onu bol bol övmeyi unutmayın.

Bunu yapmayın!: “Dükkana gideceğim, istediğin çikolatayı alacağım” deyin ve onun üzgün duygularını görmezden gelin.

Bunun yerine şunu deneyin : “İstediğiniz çikolatayı almadığım ve üzgün olduğun için üzgünüm. Bir dahaki sefere alışverişe gidene kadar belki mutfakta hoşuna gidecek başka bir şey bulabilirsin.”

Çocuğunuz biraz ağlayarak veya sızlanarak başka bir atıştırmalık seçerse, bu başarıdır. Bu yüzden eylemi övün. “Sizin için zor olduğunu söyleyebilirim ama hoşunuza giden başka bir şey bulduğunuz için gurur duyuyorum” deyin. Nihai hedefe odaklanın ve gözyaşlarına değil, buna dikkat edin.

Unutmayın : Çocuğunuzun küçük bir hayal kırıklığına verdiği yoğun duygusal tepki, mutlaka üzüntüyle bağlantılı değildir. Çocukların yeni görevleri yerine getirmeyi öğrenirken bir dereceye kadar zorluk ve hayal kırıklığı yaşamaları tamamen normaldir.

Yeni yürümeye başlayan çocuklar öfke nöbeti geçirebilir, okul çağındaki çocuklar bağırıp tartışabilir ve gençler talimatları görmezden gelebilir. 

Anne baba olarak bu duruma müdahale gerektirip gerektirmediğine karar verirken kendinize şu soruyu sorun:

“Bu ne sıklıkta oluyor? Bu deneyim ne kadar yoğun?” 

Bu sorulara cevabınız “çok fazla”, “çok sık”, “Bunu değiştirmek için ne yapacağımı bilmiyorum” veya “daha da kötüye gidiyor” ise, bir çocuk psikiyatristi ile görüşebilirsiniz.  Alanında uzman bir hekim, endişenizi çözmenize yardımcı olmak için; etkili problem çözmenizi, hedefinize ulaşmak için atacağınız adımları, olası engelleri net bir şekilde belirlemenize yardımcı olacaktır.

 

Konular :

#Ağlayan çocuk #Mızmızlanan çocuk #Sürekli Ağlayan Çocuk #Duygusal düzenleme becerileri