SEYİR DEFTERİ - FİKRET YILDIRICİ

Atatürk Sevginizi Paylaşın

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 04.11.2012

Atatürk Sevginizi Paylaşın

Öğretmen otistik çocuklara Atatürk’ü anlatıyor… Yedi yaşında bir öğrenci eve gidiyor o akşam ve sabah hiç su içmiyor, Atatürk diyor gerisini anlatamıyor. Aile okula gidiyor ve öğreniliyor diğer çocuklar da su içmemişler. Öğretmen, Atatürk ölmedi içimizde yaşıyor diye anlatınca, onlarda Atatürk boğulmasın diye su içmemişler ve öğretmen onları, Atatürk yüzme biliyor siz merak etmeyin diye ikna ettikten sonra hepsi su içiyorlar.(*)

Evet, su içerken, koku alırken, sevdiğimize dokunurken, güzel bir şeyleri tadarken daha doğrusu ne yapıyorsak yapalım, durup bir düşünmemiz lazım yukarıda ki bu satırları okuduktan sonra.

İçtiğimiz suyla olmasa da Atatürk’ü boğuyoruz, bazılarımız bağnazlıkla, bazılarımız bencil sevgiden. Bağnazları biliyorsunuz onları anlatmama gerek yok ben size bencil sevgiden bahsedeceğim. Atatürk, ne bir derneğin, ne bir partinin, ne bir milletin kahramanıdır. Onun öğretileri evrenseldir. Eğer siz Atatürk ve öğretilerini belli bir zümre etrafında toplarsanız ve bu öğretileri savunurken ‘bizden olmayan Atatürkçü olamaz’ derseniz bir bakarsınız sizden olmayanlar sizden nefret ederken Atatürk’ten de nefret etmeye başlarlar. Atatürk sevginizi paylaşın, önemli olan onun gösterdiği yolda gitmektir.

Aslında benim bahsettiğim durum 29 Ekim tarihinde Bağdat caddesinde gerçekleşiyor, oraya gelen insanların büyük bir bölümü, hiçbir etki altında kalmadan, sadece Cumhuriyeti kutlamak için bu coşkuya katılıyorlar. Tabii burada hükümette de görev düşüyor. Onlar da hala Cumhuriyet mitinglerinde kalmışlar, elde Türk bayrağı, Atatürk resmi görünce kendilerine karşı ayaklanma yapılıyor zannediyorlar ve bunu engellemeye kalkınca korktukları başına geliyor, gösterinin amacı değişiyor. Etki, tepkiyi getiriyor.

Bu ülkede yaşayan insanların bir kısmı Atatürk’ün yaşam biçimini, kendi yaşam biçimlerine uymadığı için eleştirebilir ancak hiç kimse Atatürk’ün yarattığı sistemi eleştiremez. Onun ölümünden yıllar sonra bugün 2012 yılına geldiğimizde içimizde bulunduğumuz coğrafyanın ne durumda olduğu gözler önünde. Bu coğrafya da ayakta kalabiliyorsak onun sayesinde olduğunu hiç kimse inkar edemez.

Kim olursan ol Türk, Laz, Kürt, Çeçen, Tatar…

Kim olursan ol Şii, Sünni, Alevi, Yahudi, Hıristiyan…

Kim olursan ol AKP, CHP, MHP, BDP, İP...

10 Kasım sabahında uyandığında, bu memleketin suyundan bir bardak iç, bu memleketin havasından bir tutam çek içine, bir elma ye bu topraklarda yetişen, dokun sevdiğine ona “günaydın” de. Bu memleketin barışa, sevgiye, insanca yaşamak ve içindeki iyiliği veya maddiyatı, ihtiyacı olana verebilmesi için ekonomik güce ihtiyacı olduğunu düşün. Ve bunları sana vermek için savaşmış, inkilaplar yapmış, bugün bile göremediğimizi görmüş birine saygıyla:

İster bir gözyaşı,

İster bir karanfil,

İster bir Fatiha’yı, çok görme.

Seni sevgiyle ve saygıyla anıyoruz, Ata’m.

(*) Yılmaz Özdil’in yazısından alınmıştır.

Konular :