SEYİR DEFTERİ - FİKRET YILDIRICİ

Yüksel'deki Teyze ve Diğerleri...

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 26.01.2015

Yuksel Teyze ve Digerleri

Yüksel'in teyzesi çalındı, daha önce de çiçekçi kız ve yorgun amca heykelleri de çalınmıştı... Geriye memur amca ile birdirbir oynayan çocuklar kaldı. Ankara'nın Yüksel Caddesi'nde bulunan bu heykellerin çalınması olayını aydınlatmak bana düştü, hadi bakalım o zaman bu polisiye yazımıza başlayalım.

Ankara'nın karı uzun süre yerden kalkmıyor. Geçen haftaya göre havalar hayli ısınsa da yine de öbek öbek kar birikintilerine rastlanıyor. Belki de bu durum işime yarayabilir. Karda delil bulmak daha kolay olabilir, bir ayak izi veya yere düşüp karın altında kalmış bir şeyler, kim bilir, etrafı çok iyi gözlemlemem gerekiyor.

Ayakkabı boyacısı memur amca heykelinin yanında oturuyorum, onun gözlerinden insanları seyrediyorum, o kadar ilgisizler ki, ne memur amcanın varlığından haberdarlar, ne de teyzenin yokluğundan, bir koşuşturmadır gidiyor; yüzler asık, bir merhaba duyulmuyor etrafta, bir mutsuzluk sürüp gidiyor." Bu insanları mutsuz eden nedir sence?" diyor bir ses, irkiliyorum, konuşan yanımda ki memur amca ve devam ediyor.

- 21 yıldır burada oturuyorum, parası olmayan bir memurun akşamları ek gelir olsun diye boya yapışını temsil ediyorum. 100 yıl kalsam da temsil etmeye devam edeceğim çünkü memurun durumu ortada. Neyse sana politika yapmayım, zaten politikadan anlamıyorsunuz.

- Ben sana bizim neden kaybolduğumuzu anlatayım. Herkesin düşündüğü gibi bizi birileri çalmıyor, deneyen oldu ama başaramadılar, insan kurşundan yapılınca elinin tersi ile vurunca biraz can acıtıyor, bir de heykel hırsızların gözleri önünde canlanınca insanın feleği şaşıyor.

- İlk giden yorgun amcaydı, kendisi biraz sanat ruhluydu, kendisini önemli hissetmesine rağmen kuşların üzerine yapmasına hiç bozulmazdı ama insanlarınkinden nefret ederdi. Öyle karşına geçip bilip, bilmeden yapılan eleştirilerden, ucube laflarından nefret ederdi. Son zamanlarda çıkan selfie modasında insanlar tarafından iyice maskara olunca, gitmeye karar verdi.

Çiçekçi kızımız, onu çok severdim, o bizim neşemizdi, aslında heykeltıraş kendisini Çingene bir çiçekçi kız olarak tasvir etmişti ama o kendini Amerikan filmlerindeki, arkasında ponponu olan, bardaki çiçekçi kız olarak görürdü. O da " aşkı" temsil ediyordu, her yakışıklı gence aşık olurdu. 21 yıl bekledi aradığı aşkı hiçbir zaman bulamadı. Gidiyorum dedi bana bir gün, neden diye sorduğumda "İnsanların bana aşık olmamasını anlıyorum ama insanların birbirine aşık olmamasını anlayamıyorum, eğer bu dünyada aşk yoksa, hayatta ben de yoğum, ondan dolayı" dedi ve gitti.

Yüksel'in teyzesi yaşlandıkça duygusallaştı, her şeye ağlamaya başladı. Sadece gördüklerine değil, duyduklarına, mimiklere her şeye ağlar olmuştu. O da gözleri ile şahit olduğu Ethem'in vuruluşuna ve kulakları ile duyduğu Ali İsmail'in ölümüne dayanamadı. Kaldırımlarda, evlerde yaşanan dramı artık kaldıramıyorum diye arkasına bakmadan çekti gitti.

- Son olarak ben ve birdirbir oynayan çocuklar kaldı. Biliyor musun? Bu çocuklar hiç ile gelmedi, ya büyümek istemediler ya da bu dünyayı hiç sevmediler. Kendilerinden başka birdirbir oynayan hiçbir çocuğu göremediler... Belki bir gün görürlerse onlar da canlanırlar, kim bilir?

- Ve ben, beni de herkes bilge bir kişi olarak bilirdi, bilemezsin insanlar bana neler neler sordular, ilk önceleri sorular güzeldi, ben de cevaplamaktan çok hoşlanıyordum ama sonraları sorular garipleşmeye başladı, neden insanlar böyle oldu anlamadım. Ben de yarın buradan ayrılıyorum evladım.

- Amca söyler misin? Neydi seni buralardan gitmeye karar verdiren, sana ne sordular, söyler misin?

- Tabii söylerim, "yıkanırken elbiselerimi çıkarabilir miyim, bu caiz midir, amcacığım?" diye sordular, evladım.

Sağlıkla kalın,
Fikret Yıldırıcı

Yazar

Konular :