SEYİR DEFTERİ - FİKRET YILDIRICİ

Keşke Kum Olabilseydim...

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 12.04.2012

Keşke Kum Olabilseydim

Issızlığı seviyorum, yaşadığım şehirde ıssızlığı yakalamak zor ama 365 günün birkaçında insanların mevsime bağlı tercih ettikleri yönlerin aksine hareket ettiğinizde bu ıssızlığı yakalayabiliyorsunuz.

Şile, ıssızlığı yakalayabileceğiniz yerlerden biri. Özellikle piknikçilerin işgali başlamadan İstanbul’un hala kasaba havasında ki son ilçesinde, biraz soluk almak için bu ay son fırsatınız olabilir. Hele hava yağmurlu ise keyfinize keyif katabilirsiniz.

Yola çıktığımda eski yolu aramadım değil, arabanın camından elinizi çıkardığınızda elinizle dokunabileceğiniz ağaçlar arasında kıvrıla kıvrıla giden yol, Karadeniz’in birden bire karşınıza çıkması ile son bulurdu. Şimdi yeni yol, bu hissi tam olarak vermese de yinede ağaçların arasında gidiyor olmak ve yine Karadeniz’e ulaşıyor olmak güzel.

Şile’ye ulaştığımda ev sahiplerini bekleyen yalnız evler arasında sahile ulaşmak için epeyce dolaştım. Sonunda sahile ulaştım ama önümde küçük bir engel vardı, denize kavuşmaya çalışan küçük bir dere yatağı. Aklımdan paçalarımı sıyırıp geçmeyi düşündüm ama büyükçe bir taşı dere yatağının ortasına atıp ona basıp geçmeyi tercih ettim.

Issızlığım başlamıştı, birkaç köpeğin izinden başka hiçbir ayak izi yoktu. Kum böyle bir şeydir, hiçbir şeyin izini sonsuza kadar taşımaz. Unutmak istediklerim aklıma geldi, "Keşke kum olabilseydim” dedim, ne kadar derin olursa olsun hiçbir izi içimde taşımazdım. Gözümü kapadım rüzgâra verdim kendimi, öylece durdum bekledim. Kumdaki izleri sildiği gibi silsin istedim kafamdakileri, kalbimde arta kalanları. Gözümü açtım, kafamdakiler hala orada duruyordu, sonra düşündüm takma kafana “Zaman insanın rüzgârıdır, siler zamanla her şeyi” dedim.

Düz bir taş aradım, denize fırlattım, kaç kere sektiğini saymadım, bir tane, bir tane daha fırlattım, bazıları sekti, bazıları hemen kayboldu. Arkama döndüm, ayak izlerini aradım, hepsi denize attığım taşlar gibi kaybolmuştu. Şimdi gerçekten ıssız adam olmuştum, nereden geldiği ve nereye gideceği belli olmayan biriydim artık. Tüm izler yok olmuştu. Geriye döndüm dere yatağına geldim taş, akan suyun iyice içine gömülmüş, aşkının bir daha geri döneceğimi ummayan bir sevgili tavrında yok olmuştu.
Akşam olmuş yağmur durmuş, gökyüzü açmıştı, dolunay vardı. Bir balıkçı lokantasına gittim: Bir duble rakı, bir porsiyon istavrit, biraz roka ve bir de kalem, kâğıt istedim. Rakıyı, istavriti ve rokayı bitirdim.

Kalemle kâğıda ise bir şeyler karaladım:

Gece, ışıl ışıldı gökyüzü,

İhtimal dolunaydan,

Belki de senden,

Gitmesin istedim gece,

Açmasın dedim güneş,

Dilemedi gitti, gece,

Dinlemedin gittin sen...


Sevgilerimle,

Konular :