SEYİR DEFTERİ - FİKRET YILDIRICİ

Marmaray'a Dair Aklımdaki Sorular

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 31.10.2013

Marmaraya Dair Aklımdaki Sorular

Gelişmiş ülkeler kelimesine zaman zaman kafam takılıyor. Birileri oturup bunun bir sıralamasını yapıyor ve ülkeleri gelişmiş, gelişmekte olan, az gelişmiş ve gelişmemiş ülkeler adı altında kategorilere ayırıyor. Şimdi, biz bunu ülkemizdeki insanlara indirgesek ve gelişmiş insan, gelişmemiş insan desek ayrımcılıkla suçlanırız, adamlara sesimizi çıkaramıyoruz.

Türkiye gelişmekte olan ülkeler kategorisinde gösteriliyor. Ancak bu gelişmişlik göstergelerinden en önemlisinin de ekonomi olduğunu unutmayalım. Diğer bazı konularda Türkiye gelişmemiş ülkeler kategorisinde olabiliyor. Örneğin, kadının toplumdaki konumu ile ilgili sıralamada ülkemiz 121. sırada. Bizden iyi ülkeler arasında pek çok Afrika ülkesinin olduğunu söyleyebilirim.

Gelişmişlik göstergesi dediğim gibi, sadece ekonomik olmuyor; eğitim seviyesi ve kalitesi, demokrasi, sivil toplum örgütleri, altyapı yatırımları vb. birçok insani dediğimiz unsurun yanında hayvan hakları, doğa koruma kanunları ve uygulamaları seviye belirleme kriterlerinden gösteriliyor.

29. Ekim tarihinde bildiğiniz gibi Cumhuriyetimizin 90. yılını kutladık. Aynı tarihte sanırım bu kutlamayı taçlandırmak niyeti ile Cumhuriyet tarihinin en büyük altyapı yatırımlarından biri olan Marmaray’ın bir bölümünün de hizmete alınmasına şahit olduk. Gerçi Sayın Başbakanımız bu tüneli açarken Cumhuriyet döneminde bunlar yapıldı, bizim dönemde bunlar yapıldı diyerek bir karşılaştırma yaptı ki bunu dil sürçmesi olarak kabul ediyor ve bu yatırım için emeği geçenleri kutluyorum.

Ancak gelin görün ki, bu tüneli kullanıp kullanmama konusunda kafamın da çok karıştığını söylemek isterim. Gelişmiş ülkelerde ihaleler şeffaf yapılır, sonuçları açıklanır, devletin denetleme kurulları işi takip eder ve ihale şartlarına göre bitirildiyse, kabulünü yapar ve halkın hizmetine açar. Ancak yine aynı ülkelerde ikinci bir denetleme de sivil toplum örgütlerince, muhalefettin gölge kabineleri tarafından yapılır, önemli olan halkın yararı ve haklarının korunmasıdır. Ben ülkemde zavallı bir vatandaş olarak maalesef geçmiş tecrübelerimden her iki tarafa da güvenemiyorum. Kararımı ancak boğaza bir dalış yapıp, tünel içinde yürüyüp birkaç inceleme yaparak vereceğim ki buna da izin vereceklerini sanmıyorum.

Devlete neden güvenmiyorum; aynı devlet radyasyonlu çayları bize içirmedi mi? Gümrük ve Ticaret Bakanı sıcak taze demlenmiş (çaylar genelde bir sene dinlendirilip piyasaya sürülür, yani çay radyasyonlu değildi) çayı içerek, “bakın ben içiyorum, bir şey olmuyor” demişti. Biz de adamın suratına bakıp; yeşilden kırmızıya, kırmızıdan sarıya bir geçiş olmadı, doğru söylüyor diyerek, tüm çay stoklarını içip bitirmiştik. 2004 yıllında Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım “Hızlandırılmış Tren Projesi” adı altında bir buluş gerçekleştirmiş ve 41 yolcunun ölümü, 80 kişinin yaralanması ile sonuçlanan Pamukova kazası sonrası bu buluş çöpe atılmıştı. Suçlusu, viraja hızlı giren makinist olmuştu. Şimdi aynı Bakan “bir şey olmaz, yalan diyorlar” derse ben ona nasıl inanayım.

Diğer yandan sivil toplum ve muhalefette her şeye karşı bir tavır sergilerse, yapılan her şeyin yanlış olduğunu söylerse onlara da nasıl inanayım ve şu trene bineyim. Gerçekten bu yatırıma İstanbul’un çok ihtiyacı var, bu yatırım için objektif konuşacak biri yok mu? Bu ülkede. Bizim Rize’de çok inatçı insanlar vardır. Birbirine kızar “Senin geçtuğun köprüden geçmeyeceğum!” der, ikinci köprüyü yapar girişine de kilit takar ki diğerleri kullanmasın. Ya alternatif tunelin bitirulmesuni bekleyeceğum, ya da boğazin derun sularina dalip araşturmami yapacağum.

Gelişmek dileğiyle sevgilerimi sunuyorum,

Konular :