SEYİR DEFTERİ - FİKRET YILDIRICİ

Özel Günler, Özel Kutlanmalı...

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 09.11.2011

Özel Günler Özel Kutlanmalı

Sene boyunca farklı anlamlarda bayramlar ve özel günler kutluyoruz. Dini bayramlar yardımlaşma, dayanışma ve barışmayı çağrıştırırken; milli günler özgürlüğümüzü ve demokrasiyi temsil ediyor. Özel günler ise sevdiklerimize onları ne kadar çok sevdiğimizi söyleme fırsatı veriyor veya onları kaybetmişsek kabirleri başında özlem gidermemizi sağlıyor.

Son zamanlarda her şeyi olduğu gibi, bayramları da tartışmaya başladık. Bir kısmımız bayramları yoğun çalışma temposundan kurtulma, dinleme imkanı olanak vermesi kısacası tatil fırsatı olarak görüyor. Diğer kısmı bu durumu eleştiriyor. Bazıları kurban kesme olayını ilkellik olarak görüyor.

Milli günler ise kimilerine göre özgürlüğümüzün, çağdaşlığımızın mihenk taşları olarak görülüyor, kimilerine göre de Osmanlı’dan gelen kazanımlarımızın kaybedildiği günler olarak yorumlanıyor. Özel günler ise bazılarına göre çok anlamlı, bazılarına göre kapitalist sistemin bir oyunu olarak görünüyor.

Ben kişisel olarak ifade özgürlüğünden yanayım ancak insanlar kendi düşüncelerini ifade ederken, başkalarının haklarını da çiğnememeleri gerektiğini bilmelerini farklı düşüncelerin her zaman her yerde olabileceğini kabul etmelerini gerektiğine de inanıyorum. Ayrıca düşünce yapımın sabit olmadığını karşıdakinin görüşünü dinleyip eğer haklı görürsem değiştireceğimi söylemek isterim. Televizyonda yayınlanan tartışma programlarını seyretmişsinizdir. Bir konu hakkında iki farklı görüşün hiçbir zaman programın sonunda aynı çizgiye geldiğini görmedim.

Kişisel olarak ben bayramları ve diğer bütün özel günleri toplumsal kültürün bir parçası olarak görüyorum. Her şeyin değiştiği gibi kültüründe değişmesi gerektiğine inanıyorum. 20 sene önceki Fikret olarak doğru gördüğüm şeylerin, bugünkü Fikret olarak yanlış olduğunu söyleyebiliyorum. O yıllarda kurban kesilirken vermediğim tepkiyi şimdi cahillik olarak değerlendirebiliyorum.

Ayşe Arman’ın bir zamanlar seslendirdiği ama yol alamadığı hayvanların şoklandıktan sonra kesilmesi ne yazık ki hala uygulanmıyor. Yine de bu sene sokak ortalarında infaz gibi yapılan kesimlere azda olsa son verilebilindi. Yine kurban yerine bağış uygulaması bazı ilahiyatçılar tarafından kabul edilirken bazıları tarafından kabul edilmiyor. Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu bu konuda kurbanın ortalama fiyatı kadar fakirlere yardımda bulunabileceğini belirtmişti.

Bir de ülkemizde şu çelişki yaşanıyor: Geçen seneden beri kurban bayramlarında kesilecek yerli canlı hayvan bulunamıyor ve ithal ediliyor. Canlı hayvanların azalması et fiyatlarını yukarı çekiyor ve belki de dünyanın en pahalı etini yiyoruz. Böylece bayramda fakirlere et yeme imkanı tanırken fiyatları yükseltip, fakirlerin yıllın diğer aylarında et yeme şanslarını yok ediyoruz.

Milli bayramların ne kadar anlamlı olduğunu da çevremizde ki ülkelere bakarak anlayabiliyorum. Demokrasinin olduğu Bulgaristan ve Yunanistan ile olmadığı Irak, İran ve Suriye’nin insanlarının ne durumda olduğunu görebiliyorum ve Atatürk’e şükrediyorum. “Arap Baharı” denilen olayları bizim 88 yıl önce başlattığımızı görüyorum. Tüm bunlara rağmen, karşı görüşte olan insanlara kızmıyorum; çünkü bu da bir görüş. Çatışmalar görüşlerin üretilemediği noktalarda ortaya çıkar ve her çatışma günahsızlardan can alır.

Özel günler için ise kapitalizmin bir parçası görmek yanlış. Çünkü‘beş liralık bir çiçek bile sevdiklerinizi sevindirmeye yeter’ diye düşünüyorum.

“Bir tek günde mi sevgi?” diyenler ise yılda kaç gün sevdikleri ile bir bütün gün ilgilendiklerine bir baksınlar ve bu özel günleri dolu dolu yaşasınlar.

Sağlıcakla kalın.

Sevgilerimle…

Konular :