SEYİR DEFTERİ - FİKRET YILDIRICİ

Parça Parça Kopan Özgürlüklerimiz

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 07.12.2012

Parça Parça Kopan Özgürlüklerimiz

Şirince'de Kırkınca Konakları'ndan kiraladığım odamda ayaklarımı uzatmış, elmadan yapılmış Kaplankaya şarabımı yudumlarken, kıyamet olacak korkumu üzerimden atmaya çalışıyorum. Öyle ya Mayalar yanılmış olamazlar, adamlar takvimlerini bu tarihte bitirdiklerine göre, dünya da hayat o gün son bulacak. Ama biz insanoğlu karamsar olduğumuz kadar da umutluyuz işte, bu kıyametten kaçmanın bir yolunu da buluruz.

Şirince'nin havasından mıdır, suyundan mıdır bilmem mavi enerjiyi hep hissetmişimdir, arada bir şarabı fazla kaçırınca yeşil, kırmızı enerjiler de etrafımı sarmıştır. Bu enerjiden sadece biz insanoğlu etkilenmiş olamaz, uzaylılardan etkilenmiş olacaklar ki, kıyamet günü buraya inip bizleri kurtaracaklarmış.

Tam araca binerken uzaylının biri “bilet” dediğinde hazırlıklı olmak için hayli fazla bir para yükleyerek akbilimi de yanıma almıştım. Sevdiğim birkaç parça eşya, fotoğrafta küçük çantamda yerlerini almışlardı.

Benim aslında o gün kıyamet olacağına inandığım yok, benim amacım bu uzaylılar gelecekse kendi kıyametimizden kaçmak. 21 Aralık günü o gemi gelmezse, yabancı turistler evlerine dönecekler ama ben yine tüm korkularımla bu memlekette kalacağım.
Aynı görüşte olmasak da bugün ki yöneticilerimizin iyi yaptığı şeyleri takdir ettim, kötü yaptıklarını eleştirdim. Özgürlük, daha fazla demokrasi için görüşü ne olursa olsun aynı yoldaki tüm insanlarla beraber yürünülmesi gerektiğine inandım.

Bugün ise özgürlük ve demokrasinin her gün bir parça daha bedenimizden koparıldığını görüyorum. Lider bir konuda eleştiride bulunuyor ( pardon emrediyor) ertesi hafta bu konu ile ilgili kanun teklifi geliyor. Yeni RTÜK yasa teklifi kabul edildiği takdirde, ne bir tane program yayınlanır, ne de bir tane televizyon şirketi ortada kalır.

Köşe yazarları, gazete ve tv patronları, senaristler, heykeltıraşlar, tiyatrolar baskı altında.... Hatırlarsanız bir ara internetti de kökten kaldıracaklardı, şimdilik küçük sınırlamalarla geçiştirdiler.

Maksat camii yapmaksa yeşil alan niye,? Çamlıca’ya yapılan camii, ulaşımı zor, nüfus yoğunluğunun olmadığı bir yer, niye bu kadar masraflı bir cami inşa ediliyor? O paraya, ihtiyacı olan yerlere belki de onlarca camii yapılabilir. Maksat camileri İstanbul siluetine kazandırmaksa, İstanbul siluetini oluşturan Ayasofya’yı, Sultanahmet’i neden gökdelenlerle gölgeliyorsun.

‘Özgürlük ve demokrasi için yaptık’ denilen şeylerden korkmaya başladık. Okul kıyafetleri kaldırılırken de aynı şey söylendi, ardında yatan gerçek ne, benim tahmin ettiğim mi?

Belki de bana kızmışsınızdır, 21 Aralık günü kaçmaya çalışmakla suçlamışsınızdır. Kaçmaya niyetim yok. Ben sadece gelecek gemiye bu olanları şikâyet etmek istiyorum. Yoksa bizlerden hayır yok; bindik bir kayığa, şelaleye doğru gidiyoruz. Belki onlar bir akıl, fikir verirler.

22 Aralık sabahı, gün ağrıyor, ortada gemi yok. Akbilimi ve küçük çantamı alıp, İstanbul’a doğru yola çıkıyorum. Yabancılar sıraya girmiş köy meydanında hala bekliyor. Köylülerden biri “ Sir, you will be free on the sky…” gibi bir şeyler diyor ve badem bıyıkları ile gülümsüyor. O köylüyü birine benzetiyorum ama çıkaramıyorum, hadi hayırlısı…

Sevgilerimle,

Konular :