Terk Edeceksen Hiç Sevme...
Geçen hafta kızımla arabamıza binerken ön camda kırık bir yumurta gördük, tam atacakken kırık yumurtanın içinde kuş yavrusu olduğunu fark ettim, sanırım daldan düşmüş ve küçük yavru ölmüştü. Kızım üzgün ama bilgiç bir şekilde “baba bu işaret senden uzun zamandır istediğim kuşları alma vakti geldi” dedi.
Evcil hayvanların özellikle çocuklara çok şey kattığını düşünüyorum. Sorumluluk duygularının gelişmesi, karşılıksız sevmenin–sevilmenin öğrenilmesi gibi biz insanların çocuklarımıza uzun zamanda öğretebileceği veya öğretemeyeceği duyguları kısa zamanda hayvanlar sayesinde öğrendiklerini görebiliyoruz.
Diğer yandan, çocuklarımızın hayvan besleme bilincine sahip olup olmadığının bilinmesi evcil hayvan alımında en önemli noktadır. Tabii sizler de kendinizin oyunun bir parçası olacağınızı evinize aldığınız hayvanın artık evin bir bireyi olacağını kabul etmeniz gerekiyor. Üstelik gelen bu misafirin ömrü boyunca küçük ve yaramaz bir çocuk olarak hayatınızda kalacak olduğunu gerçeğinin bilinmesi en önemli husustur.
Hazır değilseniz sakın evinize hayvan almayın. Bu durumu sonucunu görmek istiyorsanız hayvan barınaklarına gidin. Sevilmeyi öğrenmiş sonra terk edilmiş, gözlerinde hayal kırıklığı taşıyan veya yaşlanmış yerinden kalkamayan eski sahibinin gelmesini bekleyen hayvanları gördüğünüzde bir kez daha düşünün, sonuna kadar bakacaksanız onları alın.
Ablamın "Köpük" isminde bir Golden Retriever cinsi bir köpeği var, yaramaz 10 cm'lik bir demir kapının altında geçmeye kalkınca omuriliği zedelenmişti. Ağrı kesiciler vurulduğu halde bütün gün ağrısından ağlıyordu ama ben ne zaman yanına gitsem ve ağrıyan yerine elimle dokunsan ağlamayı bırakıp sessizce sevmemi istiyordu. Sevmeyi bırakıp eve girmeye kalktığımda anında ağlamaya başlıyordu. Sonunda iyileşti ve ağrılarından kurtuldu. Diğer köpeğimiz Quatro ise kapıyı çaldığımda "Dayın geldi!" dediklerinde benim geldiğimi anlayıp, kapı açılıncaya kadar havaya zıplayıp, açıldıktan sonra kucağıma gelip yüzümü tamamen yalayıncaya kadar bırakmayan sevimli yaratık. Her ikisi de sadece kaldıkları evlerin değil, tüm ailemizin bir parçası olarak kabul ediliyorlar, kızımın değişiyle “kızımın kuzenleri “ oluyorlar.
Gelelim bilgiç kızımın beni ikna çabalarına, bundan önceki deneyimlerimizde aldığımız kuş ve balık gibi hayvanların bakımı belli bir süre sonra bana ve annesine bıraktığından, bu seferde onun bu isteğini geri çevirecektim ama kararlı duruşu ve bana bu konuda güven vermesi, üç tane Hint bülbülün evin bireylerinden olmasını sağladı. Bir haftadır kızım başarılı bir şekilde kuşlarına bakıyor, onlar da gayet mutlu gözüküyorlar. Bu işi başarırsa çok istediği köpeğe kavuşacak herhalde. Sizlere de tavsiyem köpek veya kedi almadan bakımı daha kolay olan hayvanları alarak çocuklarınızı ve kendinizi test edin. Kendinizi hazır hissediyorsanız onları evinize kabul edin ama önce Petshoplara gitmeyin, barınaklara gidin orada sevgiye ihtiyacı olanları pek çok hayvan olduğunu göreceksiniz.
Sevgilerimle,