SEYİR DEFTERİ - FİKRET YILDIRICİ

Umut 2024

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 10.09.2013

Umut 2024

Bazılarınız, aylar önce olimpiyatlarla ilgili yazdığım makaleyi anımsıyorsunuzdur. O yazıda özetle, “olimpiyatlar için bir şehrin ruhu olması gerekir” yazmıştım ve İstanbul’un bu ruhu her geçen sene kaybettiğini sizlere anlatmıştım. Üzülerek bu yazının beni haklı çıkardığını görüyorum ve yeni yatırımlarla bu ruha geri dönülmez darbe vurulduğunu gördükçe, kendimden vazgeçip, çocuklarımızın olimpiyatları ülkemizde görmesi için dua ediyorum.

İstanbul’un kaybolan ruhu ile ilgili pek çok örnek vermiştim, genelde örnekler yakın zamanımızla ilgiliydi, oysa biz olimpiyatları yıllar öncesinden kaybetmiştik. 6-7 Eylül olaylarının yıldönümünde aslında olimpiyatları o gün kaybettiğimizi düşündüm. Bir avuç Rum’u, bir avuç Yahudi vatandaşımızı içimizde yaşatamadığımızı, onları apar topar ülkemizden kovduğumuzu hatırladım. Olimpiyat, insan mozaiği demektir. Bunun en büyük örneği geçmişte İstanbul’du. Bir yanda Yahudiler, bir yanda Ermeniler, diğer yanda Levantenler, Rumlar, Süryaniler vardı içimizde.

Bizler Rumca, Ermenice, İbranice bilmezdik ama onlar kırık aksanlarıyla çok güzel Türkçe konuşurlardı. Alaturka müziklerimizi onlar zenginleştirdiler. Altına hayatı onlar verdiler, mutfağımızda birbirimize öğrettiklerimizle nefis tatlar yarattık. Sonra hepsini gönderdik, şimdi onlardan biraz “Despina Hanımın Meyhanesi”, biraz pilaki, biraz da Fedon kaldı.

Yıllarca pek çok ulusa ev sahipliği yapmış bu memleket. Çerkezler, Arnavutlar, Boşnaklar, Tatarlar, Lazlar, Abazlar, Gürcüler, Özbekler, Türkmenler ve sayamadığım kadar pek çok ulus bu topraklarda huzur bulmuş. Kürtler ile omuz omuza savaşmışız. Yıllar geçtikçe, bunlar kendi kimliklerini ön plana çıkarır ve ülke bütünlüğü zarar görür diye korkmuşuz ve asimilasyona başlamışız. Ben bir Lazım, gurur duyarak, ırk olarak Türk olmasam da kendimi Türk hissediyorum. Atatürk’e hayranlık duyuyor, bayrağımızın sonsuza kadar göklerde dalgalanmasını istiyorum. Bu duygularım dilim bana öğretilseydi, memleketimizin adı değiştirilmeseydi farklı mı olurdu, sanmıyorum. Çünkü hâlâ Lazca konuşan ve oturdukları yerleri eski isimleriyle çağıran akrabalarım var ve onlarda ülkemize benim kadar bağlılar.

Nasıl doğaya karşı bir hareket yaptığımızda ekoloji bozuluyor diyorsak İstanbul’un ekolojisini bozmuşuz, eksik taşları yerine koyamamışız. Şimdi neden kaybettik diye üzülüyoruz. Komşuları ile kavga eden adamı kimse apartmana yönetici seçmez. Olimpiyatın ruhunda barış, özgürlük, insan hakları vardır.

Diğer yandan bu işi Başbakanımızın başarısı olarak görüleceği için İstanbul’un seçilmesini istemeyenleri en yakınlarım ve arkadaşlarım olsa dahi kınıyorum. Türkiye’nin uluslararası alanda kazanacağı tüm başarılardan iktidarlar pay çıkarmak isteyecektir bu çok doğaldır. Tüm dünyada final maçlarında politikacıların en üst düzey katılımlarına tanık oluyorsunuzdur. Önemli olan onların beklentileri değil, sizin alacağınız tattır. Olimpiyatları 2020’de biz yapsaydık kimse bugünleri düşünmez koşa koşa statlara giderdi.

2020 için 20 milyar dolar yatırım yapılacaktı. Bu yatırım yine betona, taşa toprağaydı. Demek ki böyle olmuyormuş, parayı insanlığa harcamak lazımmış. 2024’te Cumhuriyet’imizin 101. yıllında Olimpiyatları kazanmak umuduyla.

Sevgiyle kalın,

Konular :