Yasağın Cazibesi Özendirir mi?
Hz. Âdem ve Hz. Havva yasak meyve yedikleri için cennetten kovuldular ve Hz. Âdem bugün ki Hindistan’a, Hz. Havva ise Suudi Arabistan’ın Cidde şehri yakınlarına indiler. Ayrılıkları tam on yıl sürdü ve sonunda Mekke yakınlarında Arafat bölgesinde Rahman dağında birbirlerine kavuştular. Onların ki büyük bir aşktı, büyük bir özlemdi, dile kolay tam on yıl birbirlerini aramışlardı, tam birbirlerine sarılacaklardı ki… Anons duyuldu: “Lütfen birbirinize sıkı sıkı özlem dolu sarılmayınız, el sıkmanız yeterlidir.” ( Anonsu dinleseler biz bugün yoktuk…)
Kerem, Isfahan şahının oğludur. Şahın hazinedarlığını yapan Ermeni Keşiş’in kızı Aslı’yı sever. Keşiş, Müslüman bir gence oğlunu vermek istemez ve ailesini yanına alıp kaçar. Kerem de elinde sazı ile Anadolu- Anadolu gezerek Aslı’yı arar ve sonunda Halep’te onu bulur. Tam bir buse konduracakken…. Anons duyulur: “Lütfen ulu orta öpüşmeyiniz.”
Azerbaycan'da Erzen kentinin kadın hükümdarı Mehmene Bânu kız kardeşi Şirin için bir köşk yaptırmıştır. Köşkü süsleme işini o yörenin en usta süslemecisi (nakkaş) Ferhad'a verirler. Burada hikâye tamamen karışır, Ferhad Şirin’e âşık olur, ancak ablası Mehmene de Ferhad’a, bu yüzden Şirin’i Ferhad’a vermez. Ferhad Amasya’ya gider ve oranın hükümdarı ile tekrar Şirin’i ister, Şirin için savaş yapılır ve savaşı Mehmene kaybeder. Sonunda Şirin ile Ferhat tam kavuşmuşken… Anons duyulur: “Sayın Ferhad Bey öpüşmek için önce lütfen şu dağları delip Ankara’ya su getiriniz.”
Öpüşmeyi bir kenara bırakıp, gelelim şu içki meselesine. Sadece bu kanun değil, şimdiye kadar çıkarılan kanunlarla ilgili bence bir sıkıntı yok, hepsi batı medeniyetlerinden alınmış, örneklenmiş. Örneğin Kanada’da, İsveç’te içki satışları saat 17:00 itibariyle bitirilir, Hollanda’ya giderseniz saat 19:00’dan sonra açık dükkân bulmanız çok zordur. Sorun uygulamada, yerel otorite kendi düşünce anlayışına göre bu kanunları uyguluyor. Eğer o bölgeye içki ruhsatı verilmeyecekse, bu kanunun geniş imkânlarından yararlanarak o ruhsatı vermez (cami, okul vb. yerlere en az 100 metre demek, 100 metreden de fazla olarak belirlenebilir demektir.) Yasaklama yöntemleri ile işlerin çözülmesi, ahlak polisi yaratma düşüncesi tersine özendirir. Bugün Türkiye’de içki tüketimi kişi başı 1,8 litre, İran’da külleyen yasak olduğu halde 1,02 litre.
İçkinin bilinçsiz olarak tüketilmesine karşıyım. İçki gerek trafikte, gerek toplum hayatında ne canlar, ne aileler yaktı. Ancak yasak getirerek hiçbir sorun bu güne kadar çözülmemiş. Aksine yasaklar rant kapısı yaratmıştır. Yeraltı dünyasını ekmeğine yağ sürmüştür.
2008 Temmuz ayında yazdığım şiirimi henüz yasaklanmadan sizlerle paylaşayım, (içkiyi özendirmeye girebilir)
"Rakındaki Buz”
Rakındaki buz olsam, eridikçe bulaşsam sana,
Kadehindeki son yudumu, ikimize kaldırsan,
Eski meyhane şarkılarında, sendeki beni bulsan,
Sonra sarhoş olup,
Boğazdaki balıkçıyı, meyhanedeki gitarcıyı,
Badem satan adamı, ben sansan,
Bana gelsen eve, ellerimle sana kahve yapsam,
Ağrıyan başını öpsem, uyutsam seni göğsümde,
Rüyanda ki prens ben olsam.
Saygılarımla,