ÇOCUK EĞİTİMİ

Çocuğunuza Uykuyu Sevdirmenin Yolları

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 03.05.2011
Çocuğunuza Uykuyu Sevdirmenin Yolları

Akşam oldu ve çocuğunuzun uyku saati geldi. Saat, 21:00 gibi onu yatağa götürdünüz. Bir masal okudunuz, öptünüz, iyi geceler, tatlı rüyalar dilediniz birbirinize. Siz de yorucu bir günün ardından onu yatırıp mutfaktaki bulaşıkları toparlamak, birkaç parça ütüyü yapmak, eşinizle iki laf edip biraz da ayaklarınızı uzatıp dinlenme hayali kuruyorsunuz.

Ama ne yazık ki bunları yapmak yerine bütün akşamınızı çocuğunuzun odasına tekrar tekrar gide gele geçiriyorsunuz. “Anne, bana bir masal daha okur musun? Bu akşam sizin yatağınızda uyumak istiyorum. Anne gel canavar var odamda, anne televizyonda güzel bir şeyler var ona bakabilir miyim?” gibi çağrılarla en sonunda uykuya daldığında bir bakıyorsunuz ki saat 23.30 olmuş.

Çocuklar neden akşam uyumak istemezler, çocuklar için sağlıklı olan uyku süresi nedir? Ne işe yarıyor bu uyku? Çocuk gelişimi ve eğitimi üzerine birçok kitabı bulunan, Gelişim Psikolojisi ve Pedagoloji Uzmanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer, çocuğunuzun uyku sorunuyla baş edebilmenize yardımcı olacak önemli ipuçları veriyor.

Uyku süresi yaşa bağlı olarak giderek azalmakla birlikte, bireyden bireye değişebilir. Örneğin yeni doğan çocuk, zamanının % 80' ini uykuda geçirirken, bu süre 1 yaşında % 50'ye düşer. Genellikle yeterli kabul edilen uyku süresi 2-5 yaş çocukları için ortalama günde 13-15 saat, 6-8 yaş çocukları 12 saat, 8-10 yaş çocukları için 11 saat, 10 yaşından ergenliğe kadar 10 saattir.

Çocuğunuzun Duygusal Durumu Uyumasını

Etkileyen Önemli Bir Faktördür

Okul öncesi döneminde, uyku zamanı geldiği halde yatmak istemeyen, annesiyle yatmak isteyen, ya da geceleri ana-babasının yatağına giden çocuk sayısı az değildir. Ana-baba yatağında yatma alışkanlığı olmayan bir çocuk için bu durum, korkulu ya da heyecanlı yaşantıların bir sonucu olabilir.

Çocuğunuzun Uyumamasının Nedeni Psikolojik

Bir Sorundan Kaynaklanabilir

Çocuk, korku, kaygı ve sıkıntılarını ister doğrudan, isterse dolaylı bir biçimde olsun, uyanıkken ortaya koyamayabilir. Bu durumda, bu duygu ve sıkıntılar günlük yaşamda bastırılır ve geceleri kâbuslar ve korkulu düşler biçiminde ortaya çıkarlar.

Çocuğun duygusal durumu özellikle uykuyu etkileyen önemli bir faktördür.

Örneğin, annesinin kendisini unutacağı düşüncesiyle yuvada öğle uykusu uyumayan çocuğu etkileyen olumsuz koşul, kardeşini kıskanması olabilir. Yine doğuştan itibaren ana-babadan ayrı yatmaya alışkın olan bir çocuk, herhangi bir seyahat nedeniyle ana-babasından ayrı kaldığı takdirde dönüşlerinde onların yatağını paylaşmak isteyebilir.

Bunun dışında, aile içindeki geçimsizlik ve huzursuzluklar, anne ya da baba kaybı veya boşanmaları, uyku öncesi izlenen bir saldırganlık filmi ya da korkutucu bir öykü kitabı, çocuğun uykusunu olumsuz açıdan etkileyen başka faktörler arasındadır.

Bütün bunların dışında çocuğuyla aynı yatağı paylaşmak, ona sarılarak uyumak arzusunda olan ve bundan büyük keyif duyan anne-baba sayısı da az değildir.

Çocuğunuzla Aynı Uyku Mekânını, Aynı Yatağı Paylaşmayın

Bunun yerine…

Çocuk: Ben sizinle yatmak istiyorum. Korkuyorum. Uyurken senin saçlarınla, kulağınla oynamak beni rahatlatıyor.

Kendi odasında uyumasını sağlayın: Anne: Sen uyuduktan sonra babanla biz odamıza gideceğiz. Herkesi kendi yatağında tek başına uyuması en sağlıklı uykudur.

Peki Ama Ne Yapmalıyız Diyen Anne Babalara Öneriler

1) Uykuda çocuklar dış uyaranlardan kolaylıkla etkilendiklerinden, çocuk odasının evin en sessiz bölümünde bulunmasına özen gösterin.

2) Uyku öncesi güreş, koşmaca gibi hareketli oyunların, şiddet ve korku filmi izlenmesinden kaçının.

3) Anne babayla aynı yatağı paylaşan çocuklara yeni uyku düzenini sağlamak için:

a. Çocuğa öncelikle uykuya psikolojik olarak hazırlayın. Televizyonu kapatın.

b. Uyku öncesi temizliğini yapmasına fırsat verin. (diş fırçalaması, el, yüz, ayak yıkaması gibi)

c. Bir bardak ılık süt veya meyve suyu verin.

d. Odasında hafif bir müzik çalın.

e. Bu ortam, uyku ile olumlu çağrışımların kurulmasını sağlar. Uykuya geçiş mizanseni olarak her gece tekrarlandığında uykuya koşullanma sağlanmış olur.

f. Çocuk kendi yatağında yatarken, ona birer koltukta oturarak eşlik edin. Söz gelimi, baba gazetesini okurken, anne masal anlatsın ya da günlük olayları konuşsun.

g. Uykuya geçişte, kulak memesi okşamak, saç ve el tutmak, sarılmak gibi beden temasından kaçının. Aksi halde bu, her uykuya geçişte aranan bir alışkanlık haline gelebilir. Çocuğa, uyuduktan sonra kendi odanıza gideceğinizi söyleyin.

h. Çocuğun odasında ve holde loş bir ışık yanabilir. Sizin ve çocuğun odası açık kalabilir.

i. Çocuk gece sizin yanınıza geldiğinde, sabırla yine onu kendi yatağına götürün. Uyuyunca kadar koltukta oturun. İstisnai durumlar dışında (anne ya da baba ölümü veya boşanmayı izleyen günler gibi) hiçbir zaman ödün vermeyin.

Konular :
BU HABERLER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR