EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

3 G Tamam; Peki Ama 3 T’nin Farkında Mısınız?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 10.10.2011

3 G Tamam Peki Ama 3 Tnin Farkında Mısınız

Günlük hayatın olağan koşuşturması biz anne babaları kuşkusuz daha pratik düşünmeye yönlendiriyor ister istemez; bu duruma beslenmemiz dahil.

Tembelleşiyoruz

Günümüzde gıda endüstriside bizi yormadan çeşit çeşit alternatifleriyle önümüze sunuyor binbir çeşidini. 'E bu da güzel' diyoruz. Dondurulmuş gıdalardan konservesine, pişmeye hazır köftelerden balık ürünlerine, yıkanmış, doğranmış sebzelerden ayıklanmış meyvesine kadar liste uzayıp gidiyor. Ya da ‘Alo pizzam nerde kaldı?’ diyoruz birçok kez. Ha bu arada, gün içindeki aralarda ve kimi zaman kahvaltı öğününde yediklerimizi de unutmamak gerekiyor hani: Ballısından kakaolusuna, bisküvilisinden kurabiyelisine kadar bin bir çeşit mısır gevreği -birçoğumuzun dediği gibi cornflakes- ve akla gelebilecek her türlü abur cuburlar da dahil oluyor kimi zaman beslenmemize. İşten evimize zor attığımız yorgun bedenlerimizi daha fazla yormadan bu listeden pratik çözümler üretiyor; bir çırpıda hallediyoruz akşam öğünümüzü. Sonuç: Gittikçe kilo alan nüfus ve en önemlisi obez sayısı her geçen gün artan çocuklar.

Bunun için ille de uzun uzadıya araştırma yapmaya gerek yok. Yolda gördüğünüz çocuklara, gençlere biraz dikkatli bir gözle bakmanız, durumun fehametini anlamınızayeterli oluyor zaten. Eskiden “tombiş, toroman” olarak adlandırdığımız en çok bir–iki çocuğarastlardıketrafımızda. Oysa şimdi bu “sevimli, toroman çocuk" sözcükleri çoktan çoğul seviyelere ulaştı. Ulaştı ulaşmasına ama ortada da sevimli bir yan da kalmadı hani.

Tombullaşıyoruz

Ülkemizin önemli beslenme uzmanlarından Dr. Murat Topoğlu’nun ofisini doğru beslenme üzerine söyleşi yapmak için ziyaret ettiğimde, sıradaki hastalarından biri maalesef kilosu obez seviyelere ulaşmış bir çocuktu. Canım, çaresiz ve sıkıntılı bir halde bakınıyordu etrafına. Peki ama bir çocuğa nasıl şunu yeme, bunu yeme diyebiliriz ki diye sormuştum Murat Beye. (Severiz toplum olarak çocuğumuz ne dese yapmayı; hele ki mevzu yemek olunca, çocuğumuzun gözü kalmasın diye adeta akan suları durdururuz; kendimden bilirim) Çocuğa bebekliğinden itibaren kontrollü bir şekilde her şeyi yiyebileceği öğretilmeli demişti Dr. Topoğlu söyleşi esnasında.

Hem biz hem de çocuklarımız kontrolsüz bir şekilde kilo alıyoruz. Sebepleri ise malum, başta saydım. Bir de bu durumahareketsiz yaşamı da eklersek tablo tamamlanmış olur. Çocuk giyim mağazaları durumufark etmiş olmalılar ki bedenlerini çoktan genişletmişler bile. Durumu fark eden kendine göre önlemini alıyor anlayacağınız. Peki biz anne babalar olarak bu durumun ne kadar farkındayız?

٭٭٭٭٭

Tepkisizleşiyoruz

Kadına şiddet her geçen gün daha da artıyor. Birçok kez sayfalarımızda değindik bu konuya. Kadın cinayetleri gazetelerin üçüncü sayfasından birinci sayfasına çoktan taşındı. Bu olağan dışı duruma o kadar alıştık ki artık tepki dahi vermez olduk; oysaki kanayan yaralarımızdan yalnızca birisidir bu. Eğitimli, eğitimsiz hiç fark etmiyor; her gün tanıdığınız ya da tanımadığınız, uzağınızdaki ya da yakınınızdaki her on kadından biri şiddet görüyor; bilmem tehlikenin farkında mısınız?

Geçtiğimiz günlerde kadına şiddette yaşanan çaresizlik karşısında, bu konudaki düşüncelerine sonuna kadar katıldığım Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner’in bir açıklaması oldu: “Türkiye kadına karşı artan şiddetle, kadının istihdama az katılımıyla, düşük okullaşma oranıyla kadın insan haklarında sınıfta kalıyor. Kadına bakış zihniyetini, adalet sistemimizi, eğitim sistemimizi, medyayı sorgulamalı toplum olarak harekete geçmeliyiz.”

Sizce de toplum olarak harekete geçmemizin zamanı gelmedi mi?Harekete geçmek için dahakaç canın yanması gerekecek?..

Konular :