Kim Doğruyu Söylüyor?
hepimizaileyiz.com.tr Yayın : 02.05.2013
Liseyi bitirdikten hemensonra -üniversiteyi ne akla hizmet okumayı o aralar düşünmediğimden- bir meslek edindirme kursunu bitirmiş, şansım yaver gitmiş büyük bir kuruluşta işte başlamıştım. Yaşıtlarım dershanelere gidip sınav stresi yaşarken, güzel bir işte çalışmak başlarda çok keyifli gelmişti bana.
Gel zaman git zaman gençliğin kabına sığmayan enerjisiyle yaptığım iş beni kesmemeye başladı. Ve o kurs senin, bu kurs benim eğitim almaya başladım. Bunlardan biri de spikerlik ve diksiyon kursuydu. Kurs, hafta sonları sabahtan öğleden sonraya kadar sürüyordu. Hocalarımız TRT’ye en az 25-30 yılını vermiş ünlü spikerlerden Tuna Huş, Bengül Erdamar, Müveddet Anter ve Gülgûn Feyman’dı.
Gülgûn Feyman’ı ilk kez karşımda kanlı canlı görünce bir müddet hayran hayran izlemiştim. Televizyon büyüsü denen şey bu olsa gerek. Derslerinden aklımda kalanlar; ortaokulda öğrendiğimiz dilbilgisi kuralları, bir de ekrana çıkarken (kurs bitiminde bütün kanallar peşimizde ya) kolumuza bileklik, zincir vb. şey takmamamız gerektiğiydi… Derslerinde sırayla tekerlemeler söylüyor, tıslayanları, dili dönmeyenleri, e’leri açık söyleyenleri bir bir tenkit ediyordu. Hatta hiç unutmam arkadaşımızın birine (kimya bölümü mezunuydu kız), “sen çok fazla kitap okumuyorsun sanırım, okuma sorunun var, çok kitap okumalısın” önerisinde bulunmuştu.
Tuna Huş Hocamın üzerimizdeki emeğinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Diğer hocalarıma haksızlık etmek istemem ama kurs sürecince en faydalı bilgileri kendisinden öğrendik.
Her neyse dönelim konumuza. Dün gazetelerin ve magazin sitelerinin manşetlerinde yer alan Gülgûn Feyman haberi epey ses getirdi.Usta spiker katıldığı bir programda zamanında kendisinden ders almak isteyen Saba Tümer’e neden ders vermek istemediğini anlattı. Bundan tam 18 yıl evvel meydana gelen hadise, aslında ünlü spiker Gülgûn Feyman ile şimdilerin en popüler sunucusu Saba Tümer arasındaki soğuk geçmişi gün yüzüne çıkardı. Olayın detaylarına girmeyeceğim. Bugün de Saba Tümer programında deyim yerindeyse aldı sazı eline, olayı ünlü spikerin hatırlayamadığı (!) yaşananların gerçekte öyle olmadığını, alttan alttan iğneleyici sözleriyle bir güzel yalanladı.
Gülgûn Feyman dönemin zor koşullarında TRT gibi bir kurumda, kusursuz Türkçesiyle ve güzelliğiyle spikerlik konusunda kuşkusuzadını altın harflerle yazdırmış bir isim. Buraya kadar kimsenin itirazı olamaz fakat, yol alırken ardındaki köprüleri yakanlardan olmamak gerekiyor öyle değil mi?
