EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

“Aydınlanan Yollar”ın Kardelenleri…

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 29.04.2012

Aydınlanan Yolların Kardelenleri

Bu aralar yepyeni projelerle karşınıza çıkacak olmanın tatlı ve telaşlı heyecanı içindeyiz ekip olarak. Farklılık yaratma istediğini iddiaya dönüştürmek öyle pek de kolay olmuyor… “Devamlı başka ne olabilir, denenmemiş ne var?” diye sorup duruyoruz kendi kendimize… Yeni bir şey yaptığınız her an mübarek Çin malları gibi dumanı üstünde taklidi yapılıyor çünkü… Yaptığınız yenilikler de anında güme gidebiliyor. Aman geç olsun güç olmasın diyoruz; ağır ve emin adımlarla yürüyoruz… Pek çoğumuzun hayatını kolaylaştıracak formatlarda olacağının ipuçlarını şimdiden vereyim. Müjdesi yakında, biraz sabır diyorum.

Bütün bu yoğunluk içinde kitap okumayı başarabildiğimde kendimi dünyanın en mutlu insanı sayıyorum. Türk Edebiyatı’nın usta kalemi Yazar ve Tiyatro Eleştirmeni Prof. Dr. Zehra İprişoğlu’nun yeni kitabı "Aydınlanan Yollar, Kardelen Öyküleri" kadınlara karşı ayrımcılığın ve şiddetin kalkmasını destekleyen, desteklemeyen (!) herkesin okumasını tavsiye ediyorum.

Prof. Dr. Zehra İpşiroğlu'nun Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin desteğiyle deprem öncesi Van bölgesinde zorlu koşullarda okuma savaşı veren kız çocuklarının öykülerini anlattığı kitabında,kızların bugün çağdaş ve sürdürülebilir desteğe ivedilikle ihtiyaçları olduğu çok daha net bir şekilde gözler önüne seriliyor. Her bir hikâye “Günümüz Türkiye’sinde bunlar hala yaşanıyor mu?” sorusunu bir kez daha sordurtuyor.

Kitaptaki röportajlarda, kız çocuklarının gelenekler, töreler, ekonomik sorunlar, hastalıklar, şiddet ve korkularla örülü dünyalarında kendilerine nasıl umuttan bir bahçe yaptıklarına şahit oluyorsunuz… Her bir satırda, Doğu Anadolu’da kadın olmanın ve kadının var olma mücadelesinin ne denli sancılı süreçlerden geçtiğine bir kez dahatanık oluyorsunuz…

Kulaklıkla müzik dinleyen kızının bir erkekle konuştuğunu sanan babanın kızına uyguladığı şiddet, başka bir yerde evin geçimini üstlenen ablanın zar zor kazandığı parasını zorbalıkla elinden almak isteyen babası ve tüm bu zorluklara karşı dimdik ayakta duran anneleri ve kızları… Anneler ve kızları omuz omuza…

Kitaptaanlatılanlar alıştığımız tv dizilerinden bir kesit değil; Doğu Anadolu’daki kızların, kardelenlerinkanlı canlıöyküleri. Yaşam savaşlarına okuma savaşınıekleyen bu kızlar ve arkalarındaki anneleri, anneanneleri yine de umutla bakabiliyorlar geleceğe… Başta belgesel film projesiyle yola çıkan Yazar Zehra İprişoğlu’nun bu yolculuğundaki izlenimlerinin yoğunluğu kitabın oluşumunda büyük etken olmuş.

Kitaptan: “Anneleri var arkalarında, anneanneleri var ve eril koşullanmışlığın kıskacından yavaş yavaş çıkma savaşımı veren ağabeyleri ve babaları ve onları desteleyen kadın örgütleri.. Yolun daha başındalar ama umut ve yaşam dolular. Çünkü onlar yaşanan dönüşümün öncüleri...”

Kitabında “Tek kişinin öyküsü bile, o öyküyü içtenlikle dinliyorsak, bakışımızı değiştirebiliyor” diyor Zehra İprişoğlu. Ne doğru bir söz; yaşamın her alanı için de geçerli değil mi sizce de? Mühim olan bakış açımızı değiştirebilmekte ve kendimizi düşünmekten öteye geçebilmekte… Bizim dışımızda yaşananları yalnızca bir haber olarak okuyup geçmesek, tepkisizliğimizde ısrarcı olmasak, alışılagelen kadın cinayetlerinin, töre kurbanlarının önüne bir nebze de olsa geçebiliriz belki de.

Kitaptaki çarpıcıbilgilerdenbiri de kadının önündeki engellerden birinin yine bir kadın olduğu gerçeği… Doğu Anadolu’da şiddet gördüğü eşinden ayrılan kadını ahlaksızlıkla suçlayan kadınlar, aslında kendi kendilerine ateş ettiklerinin farkında değiller…

Ve kitabın tanıtım bülteninde Zehra İpşiroğlu’nun bir dileği var: “Gönül ister ki zaman içinde farklı politik duruşlar olan dernekler, kadın hakları mücadelesinde daha yapıcı bir işbirliğine girebilsinler. Çünkü ancak mutlak bir dayanışma ve örgütlenme bu bölgede uzun bir sürede bazı şeylerin değişmesini sağlayabilir.”

Sizce de öyle değil mi?

Konular :