EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

Biri Sizi Taklit Ediyor!

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 31.08.2012

Biri Sizi Taklit Ediyor

Çocuk yetiştirmek, zor zanaat diye boşa dememişler. Yaşadıkça daha iyi anlıyorum bunu. Büyük Önder Atatürk’ün de dediği gibi: “Büyük başarılar değerli annelerin yetiştirdikleri seçkin çocuklar sayesinde olmuştur”... Ee hedef seçkin, aydın bir çocuk yetiştirmek olunca emek vermek, bunun için ciddi bir mesai harcamak gerekiyor... Adı büyük okulları okusun, bilmem kaç dil bilsin değil isteğim. Öncelikle “İyi insan” olması en büyük hedef benim için. Adına kendi hayatınızdan ödün vermek mi dersiniz artık yoksa bu işi kendinizce keyifli hale getirerek çocuk yetiştirmek mi orası size kalmış. Marifet doğurmakta ve doyurmakta değil çünkü.

Yalnızca çocuğunun büyümesine tanıklık etmekle kalmayıp, ona görgüyü, empati duygusunu, toplum kurallarını ve insan olmanın gerektirdiği değerleri en iyi şekilde aşılamak her anne babanın önceliği olması gerektiğine inanırım hep.

Çocukların nasihatten çok iyi birer örneğe ihtiyacı olduğunu biliriz bilmesine ama bazen “İyi örnek olacağım” diye çırpınırken de kendimizi kaybettiğimiz zamanlar olmuyor değildir hani. Kendiniz olmaktan vazgeçemeyeceğinize göre, sağlam bir otokontrolle ve sabırla dengeyi tutturmak çok ama çok önemli. Kızımın anaokulu öğretmeniyle sohbet ederken bir keresinde bana, “Okuldaki çocukların anne babalarının kendilerine nasıl davrandığını, aile içindeki yerlerini anlamamız için onları seyretmemiz yeterli. Çünkü çocuklar onlara ayırdığımız serbest zamanlarda kendi aralarında oynadıkları evcilik oyunlarında, genellikle kendi anne babalarını taklit ediyorlar” demişti. Anne babalar unutmayın biri sizi gözetliyor ve anında taklit ediyor!

Geçenlerde Alin, arkadaşlarıyla oyun oynarken durumun bizde de aynen böyle vuku bulduğuna şahit oldum. Odasında arkadaşılarıyla konuşurken, sık sık konuşmalarımı taklit ediyor, ondan beklediğim davranışları –bir çoğunu yerine getirmemesine rağmen - o da bir bir arkadaşlarından bekliyordu. Bu iyi mi kötü mü anlamadım ama en azından nasihatlerimi aklının bir köşesine yazmasına sevindim. Belki bir gün kullanır ümidiyle bekliyorum:)

Çağımızdaki çocuklar deyim yerindeyse zehir gibiler. Artan teknolojik araçlar, olanaklar, televizyon vs. derken bizim çocukluğumuzdaki saf ve masum zihinler, daha kurnazca -ya da akıllıca mı demek gerekiyor acaba- ve hazır cevapdüşüncelerle büründü. Oysa küçükken annemin kuşları vardı. Yaramazlıklarımdan, okulda yaptıklarımdan, arkadaşlarımla oynadığım oyunlardan hep o haber verirdi anneme. Ben anlatmasam dahi annem bilirdi her şeyi! Aynı taktiği Alin’de denemek istediğimde bana kuşlar hakkında sormadığı soru kalmamıştı. Her seferinde binbir soru yağmuruyla karşılaştığımdan, kuş hikayesinin şimdilerde işlemediğine kanaat getirerek üzülerek son vermek zorunda kaldım.

Annemin: “Şimdi iyi zamanları. Bir de bunun ergenlik dönemi var. Şimdi kızdığında, otur dediğinde, bir kural koyduğunda yerine getiriyor bir de bunun gençlik dönemi var asıl o zaman ne yapacaksın?” sorusu bir anda kafama kurşun gibi işledi. Doğru ya bir de bunun ilerisi var...

Kolay değil gerçekten. Tıpkı oya işler gibi her söylediğinize, her davranışınıza ve bunların onda yarattığı etkiye dikkat ederek hareket etmemiz çok mühim. Aksi mümkün değil. Atladığınız her bir nokta, sosyal hayata yeni yeni katılmaya başlayan çocuğunuzun en ufak bir hareketiyle su yüzüne çıkabiliyor çünkü.

Ergenlik dönemi ise zaten başlı başına bir olay. Ellerinden düşmeyen cep telefonları, bilgisayarlar derken gençlerle anne babalar arasına ister istemez ciddi bir engel ve bilinmezlik girmiş durumda.Eğer iyi bir hacker değilseniz, teknolojiyle iç içe yaşayan çocuğunuzu kontrol etmeniz, neler hissetiğini anlamanız artık eskisi kadar kolay değil. Birçok anne babadan gelen “ergenlik dönemine yönelik daha sık makale görmek istiyoruz” konulu e- mailler bunun kanıtı.

Gençlik döneminin verdiği asabiyetle, evde sık sık isyan bayrağı çeken çocuklarıyla daha sağlıklı iletişim kurmak isteyen anne babalara faydalı olacağına inandığım bir kitabı tavsiye etmek istiyorum, adı “Gençlere Mektuplar”.

Bir zamanlar biz de gençtik; o zamanki hallerimizi, inişli çıkışlı duygularımızı, düşüncelerimizi belki unutmuş olabiliriz ama günümüzdeki gençlerin hangi düşünceler içinde olduğunu anlamamız, çocuğumuzla sağlıklı diyaloglar kurabilmez için çok önemli bir kitap.

Her anne babanın başucu rehberi olabilecek “Geçlere Mektuplar” adlı kitapta, Türk edebiyatının usta kalemi, Yazar ve Tiyatro Eleştirmeni Prof. Dr. Zehra İprişoğlu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ndeki çalışmalarından ötürü gençlerle sık sık bir araya gelmesinin verdiği tercübeyle, kendi gözlemlerini, deneyimlerini okuyucuyla mektuplar şeklinde paylaşıyor. Okurken çocuğunuzun hem aile içinde yaşadığı, hem de çevresindeki sorunlara ilişkin pek çok konuda fikir sahibi olabileceksiniz. Kitapta yakalayacağınız ipuçlarının, içinde bulunduğunuz çıkmazda size yol gösterici olacağını düşünüyorum. Çocuğunuzun bu dönemdeki duygularını, içinde hangi fırtınalar koptuğunu daha iyi anlamak, bu süreci birlikte sağlıklı bir şekilde atlatmak istiyorsanız mutlaka okuyun.

Konular :