EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

En Tehlikeli Kuş Gribi Vız Gelir Tırıs Gider!

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 31.08.2011
En Tehlikeli Kuş Gribi Vız Gelir Tırıs Gider

SerkanAltuniğne

Of vallahi sıkıldım… Yine, yeni, yeniden bir virüs haberi daha..

Her yaz sonu, sonbahar başı aynı manşetlerle ve korkutucu cümlelerle beni bir yığın vesveseye boğan yeni bir virüs haberine artık vız gelir tırıs gider mantığıyla yaklaşacağım; “Üstelik bu hepsinden de güçlü” demelerine rağmen…

Kimi zaman “kuş” olup kimi zaman “domuz” kılığına bürünen şu mikroplara bu sefer kulak asmayacağım… Ne o yahu, her sonbahar başı yeni bir virüs alarmı! Yapılacak haberleri şimdiden tahmin edebiliyorum: Gazete manşetlerini virüs haberleri dolduracak; kocaman puntolarla konuyla ilgili son gelişmeler an be an duyurulacak, spikerler virüs nedeniyle yaşanan ölümvakalarının ulaştığırakamları bastıra bastıra okuyacak... Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama gelecek; virüsün ülkemize yapacağı ziyaretin tarihi ve boyutu konusunda sık sık bilgi verilecek… Gerekirse virüsten koruyucu özellikte olan (!) yeni çıkan aşılardan olunacak, bir kısım bizatihi deneyecek ‘Bak yaptırdım geçti gitti’ diyecek…

Yine yeni sezonda birçok kadın programının konusu, konuğu iç hastalıkları uzmanı doktorlar ve herbalistler olacak ve bir bir tarifler verilecek: Bilmem ne kadar ekinezyayı, bilmem ne kadar adaçayıyla karıştır üzerine sıcak su ekle, 5 dakika beklet, sonra iç ve içir!… Hatırlıyorum da geçen kış, bu bitki çayları tarifleri nedeniyle bizim mutfak ufak çaplı bir aktara dönmüştü adeta…

Şimdi ki haberimiz neymiş: “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) önceki gün yaptığı açıklamada, kuş gribi taşıyan vahşi kuşların göç etmesi sonucu virüsün, Asya’nın doğusundan başlayarak yayıldığına ilişkin uyarıda bulundu. Mutasyona uğradığı belirlenen kuş gribi virüsünün 2003’ten bu yana kaydedilen, aşılara ve ilaçlara karşı en dirençli virüs olduğuna dikkat çekildi.”

Yok vallahi bu sefer özellikle kızımı ve maaileyi bitki çaylarına boğmayacağım… Tamam kabul ediyorum:

İlk domuz gribi söylentileri vukuu bulduğunda, eşime işten eve gelir gelmez tane tane karanfilleri çiğnettiren bendim (konuyla ilgilidoktorlarımızın belirttiği üzere, karanfilin mikrop öldürücü özelliği varmış. Bu bilgilerışığındabittabi hemencecik uygulamaya geçildi.)

Kızıma her gün adaçayları, ıhlamurlar vb. bilumum bitki çaylarını içeren bendim…

Maranki’nin meşhur bağışıklık sistemini güçlendirici sarımsak ve limon karışımından oluşan içeceğini hazırlayan, tüm kış boyunca, yemeklerden önce kızıma içiren yine bendim…

Ortak kullanım alanlarından asansör yerine yangın merdivenini kullanan…


Yanımda yer yer hapşuran tıksıran, yer yer ateş belirtileri gösteren herkesi potansiyel “domuz gribi” vakası olarak gören de...

Olayların cereyan ettiği dönemlerde, kızımın rutin aşılarını yaptırmak için doktorumuzun bulunduğu hastanenin en tenha ve en erken saatlerine randevularını alan da…

Her bağışıklık sistemi güçlendirici özelliği taşıyan gıdaları, bitkileri öğrenir öğrenmez tüm eşe, dosta, akrabaya yayan da…

“Aa bak bu da iyi geliyormuş” diye bir bir reçetelerin havalarda uçtuğu, ardı arkası kesilmeyen telefon görüşmelerini yapan da yine bendim…

Düşüncesi bile şimdiden yordu beni... Kışı kış gibi yaşamak; yağma ihtimali üzerine bütün yıl üzerinde konuşulacak karıdüşünerek geçirmekistiyorum… Korkutmayın bizi ey araştırmacılar size sesleniyorum.

Yok vallahi bu kışı kendime zehir etmeyeceğim; öyle ayaklarımı uzatıp boş boş bakacağım bu tür haberlere…

Ve de kız kardeşimin organik gıda takıntımdan, binbir çeşit bağışıklık sistemini güçlendirici çay tariflerimden mütevellit, “Bu yıl ki ölümsüzlük iksirin ne ?” sorusuna maruz kalmayacağım; söz veriyorum.

Konular :