EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

Helal Sana “Karaköy Güllüoğlu”

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 13.08.2012

Helal Sana Karaköy Güllüoğlu

GDO’lu ürünlere karşı olduğumu birçok defa dile getirmiştim. Bu konuda alanında “gerçek” uzmanların söylediklerini dikkate alan herkesin de GDO karşıtı olduğuna inanmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber beni çok sevindirdi. Vay be, para mı sağlıklı mı sorusunun cevabı bu kez sandığımın aksine olabiliyormuş dedim kendi kendime.

Haberde, Karaköy Güllüoğlu’nun Türkiye’ye gıda amaçlı 29 GDO’nun girmesi için başvuruda bulunan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu ile ilişkisini kestiği yazıyordu. Firma ilişkisini kestiğini de yazılı bir açıklamayla tüm kamuoyuna duyurmuş.

Firma duyurusunda:

“İki asırlık tarihi bir firma olarak bizim için en başta tüketici sağlığı ön plandadır. Tüketici sağlığını hiçe sayan hiçbir kurum ile işbirliği yapmak saygın kimliğimize yakışmaz. Ürünlerimizde hiçbir şekilde GDO içermemektedir. Aksine piyasada glikoz şurubunu önlemek için, yıllarca emek verip ARGE’sini yaptığımız ve sadece pancardan elde edilen İnvert şeker kullanmaktayız.” diyor.

Glikoz şurubunun olmadığı mamul bulmak neredeyse imkansız olmuşken böylesine bir haberi büyük mutlulukla karşıladım açıkcası. Keşke diğer firmalar da tüketici sağlığını öncelikli sıraya koyup, örnek bu davranışı sergileyebilme cesaretini gösterebilseler...

Hala reklamlarda bir tek çikolata markasında “Bizim içine koyduklarımız kadar koymadıklarımız da önemli. Biz de GDO” yok deniyor...Başka bir firmanın bu konuda herhangi bir açıklama yaptığını duyan, bilen var mı acaba?

Salam, sosisle başlayan, içtiğimiz sulara kadar varan sağlık problemlerinin aslında gıda sektöründeki denetimler etraflıca ela alındığında, devamının çorap söküğü gibi geleceğinden hiç şüphem yok. Her köşe başı, kilosu üç kuruşa olan tatlıcılara, çiğ köftecilere, son kullanma tarihi yaklaşan hatta kimilerinde geçen ürünlerin- etiketleriyle oynanarak ufak tefek marketlerde nasıl piyasa sunulduğuna da bir el atılsa ne iyi olurdu.

Dünyada ve ülkemizde kanser vakalarında, obez sayılarında artış yaşanmasının sebebi sizce ne?

Sağlık en büyük servettir; kaybetmeden değerini bilenler, ne yediğine ne içtiğine önem verirler...

****

Helal Sana Karaköy Güllüoğlu

Biraz da Magazin...

Nilgün Belgün “genç arkadaşıyla” çok mutlu... Nilgün Belgün’e bayılırım. Sanatını, güçlü duruşunu, katıldığı programlardaki sohbetiyle, neşesiyle tat katmasını severim. Dolu dolu bir kadın. İçindeki yaşam enerjisiyle en keyifsiz olduğunuzanlarda dahi insana neşe verir. Onu seyretmek, sohbetini dinlemek bana iyi gelir. Bu yüzden “genç bir erkekle” birlikte olmasını hiç mi hiç yadırgamadım. İçindeki yaşam enerjisiyle, zaten yaş almayan biri, genç bir erkekle olmasına ne diye şaşılıyor ki. Aldatıldığını, aldanmışlıklarını dahi şen kahkasıyla öyle “Kusursuz kadın” imajından uzak çat çat anlatıyor ki, kafalarında kırk tilki gezdirip konuşanlardan öyle bıktığımdan mıdır nedir onun o dobralığı pek bir hoşuma gidiyor.

Neyse konu, Nilgün Belgün’e methiyeler yazma değil tabiki. Konu, şu “genç arkadaş” olayı... Yahu etrafta binbir zengin,mevki sahibi adam, kızını geçtim torunu yaşındaki kadınlarla barda, orda, burda, her yerde fink atarken, kimse “genç sevgilisi” diye yazmıyor da; mevzu bir kadının “genç bir erkekle” birlikte olması olunca adeta fotoroman kıvamında haberler oluveriyor ya benim buna tepem atıyor.

Bu aralar manşetlerde, tv de sıkça duymuşsunuzdur şu cümleleri:

“59'luk Nilgün Belgün'e 36'lik Sevgili.”
“Nilgün Belgün ‘genç erkek’ arkadaşıyla bir kafede görüldü...”
“Nilgün Belgün ‘genç erkek’ arkadaşıyla” evliliği düşünüyor mü?..”
“Nilgün Belgün ‘genç erkek’ arkadaşıyla evleneceğini ve kır düğünü yapacağını söyledi.”

Aşkın yaşı, kilosu, boyu yok... Aşk, zordur öyle herdakika kapınızı çalmaz, geldimi buyur etmelisiniz.Ve, bulunca dayaşanmalıdır; doğum tarihi, yılı, ayı, ırkı hiç fark etmez...

Bırakın insanlar dilediği gibi yaşasın... İlla altında bir menfaat aramasak, için için hasetlik etmesek, büyük büyük puntolarla GENÇ ARKADAŞI manşetlere taşımasak artık, ne iyi olur... “Aşkın” mumla arandığı günümüzde, bırakın insanlar ilişkilerini dileği gibi yaşasınlar... Hem ne diyor bu hafta AstrologSu Karakuş: "Bu hafta aşk haftasına girdik!.." Haftayı iyi değerlendirin derim...

Konular :