EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

Herkes Anne Baba Olmamalı!

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 10.01.2012

Herkes Anne Baba Olmamalı!

2-3 gündür hemen hemen her gazetede ve ana haber bülteninde yer alan,yılbaşı gecesi denize atlayarak kaybolan karı kocanın hikayesini duymayanınız, görmeyeniniz kalmamıştır herhalde...

Aynı zamanda anne baba olan bu çiftin, 1 yıl önce tüp bebek yöntemiyle dünyaya getirdikleri çocukları şimdi öksüz ve yetim… Sebep yine bir hiç yüzünden. Yılbaşı gecesi eğlenmeye gittikleri bir restoranda dansöze 100 TL takan kocasına kızan kadının ve onu kurtarmak içinarkasından denize atlayan kocasınınson durakları ölüm oldu… Giden gitti, ee peki ne olacak bu iki çocuğa?

Tüp bebek tedavisi öyle kolay bir süreç değil. Bizzat yaşadığımdan değil, bir ara bir tüp bebek merkezinde çalıştığımdan bilirim… Çiftleri hem maddi, hem manevi olarak yoran bir süreçtir… Umutlarla karamsarlık arasına bir sırat köprüsü çekilir adeta… Köprünün ortasındasınızdır o süreçte ya içinizde bir umut beslersiniz ve hızla ona doğrukoşarsınız ya da karanlık bir dehliz içinde umutlarınızı kaybedersin… Ta ki o müjdeli haberi alana dek duygularınız arasında gel git yaşar durursunuz. Anne adayları bu durumu baba adaylarına göre çok daha ağır hisseder ve yaşar kuşkusuz… Tedavi boyunca da 'Acaba boşa mı kürek çekiyoruz?' sorusubirçok çiftin içini kemirir durur...

Gideninarkasından konuşulmaz ama yani sen bunca zahmeti çek ve sonra da eften püften bir sebeple, çocuklarını giderek daha da karmaşık bir hal almaya başlayan şu dünyada, en çok anne babaya ihtiyaçları oldukları bir zamandadımdızlak ortada bırak...Sırf bir kıskançlık uğruna -gerçek sebep buysa tabi- her neyse, alkollü kafayla sanırım çok da mantıklı birsebeple insan denize atmaz kendini… Üzüldüm, ardındakileri hiç düşünmeden bencilce ve sorumsuzcahayatına son verenlere değil tabi ki, üzüntüm geride kalan çocuklarına…

****

Herkes Anne Baba Olmamalı

Bir de hiç ama hiç çocuk sahibi olmaması gerekenler var ya o da başka içimi acıtan durum… Hangi insan evladı bir çocuğu buhale getirebilirki? Dayanılırgibi değil, insan bu çocuğu, bu hale getiren eli bizzat bulup… Neyse şiddete şiddetle karşılık vermeyeyim ama içimden geçenleri anlamışsınızdır…

Geçtiğimiz günlerdeyapılan bir araştırmada, 20-25 yaşları arasındagerçekleştirilen evliliklerin çoğunun ilk 5 yıl içinde boşanmayla sonuçlandığı ortaya çıkmış. Hiç şaşırmadım. İzdivaç programlarına gelen bu yaş grubundaki çocuksahibikadınları, erkekleri görünce durumun istatiğini çıkarma konusunda az çok bir fikir sahibi olabiliyorsunuz zaten. Bu programlara katılan çiftlerin bir de şöyle bir ifadeleri var ki ona ayrı iflit oluyorum: “Çocuğum var ama annesinde kalıyor” “Çocuğum var ama babasında kalıyor.” Ne oluyoruz yahu? Siz değil miydiniz bir zamanlar güle oynaya o çocukları dünyaya getiren? Şimdi onlardan önünüzdeki bir engelden bahsedermişcesine konuşmak niye?

Herkes evlenmemeli ve özellikle herkes anne baba olmamalı deyişimin sebebi bundandır hep. Bu konuda profesyonel dernekler aslında uzunca bir süredir bir çalışma halinde. Hayır, kimsenin anne baba olmasına engel olmaya çalışan,kimsenin evlenmesine mani olan yok. Mevzu,evlilik öncesi ortak bir hayat kurmaya, evliliğe ve bir çocuk dünyaya getirmeye hazır olup olmadıklarını anlamalarını sağlamaları için çiftlere yardımcı olmak. Böylelikle dünya evi denilen evlililik kurumunun saygınlığı korunacak ve temelleri sağlam evliliklerin adımları atılacak. Böylelikle insanların ha deyince evlenip bir koşu soluğu adliyede almaları bir nebze de olsa önlenmeye çalışılacak...

2000 yılından bu yana evlilik öncesinde çiftlere zorunlu eğitim verilmesi gerektiğini önemle vurgulayan ve bu konuda da kendilerinin hizmet vermeye hazır olduklarını her fırsatta dile getiren Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Dr. Cem Keçe'nin bu projesi umarım hayata geçer.

Dr. Cem Keçe'nin: "Türk toplumunda son dönemlerde yaşanan bozulmaların genel toplum normlarını da büyük oranda tehditediyor ve anne babalığun ucuz bir meslek olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor" demesi boşuna değil.

Yaşanan bu olaylar sanırım Dr. Keçe’nin bahsettiği tehdidin en içler acısı kanıtı. Umarım hayata geçebilen bir proje olur ve her ruh ikinizi bulduğunu sanan anında nikah masasına koşmaz veçocuklar da biten evliliklerin, mutsuz sonlarınkurbanı olmaz...

Konular :