Kırışmış Olmayı Göze Alıyorum
hepimizaileyiz.com.tr Yayın : 07.10.2012
Yazın son sıcak günlerini yaşıyoruz. İnsan ‘son’ lafını duyunca kıymeti artıyor birden bire bulunduğu mevsimin. Benim gibi yaz delisiyseniz sıcağın, güneşin her anını damıtmak istersiniz hayatınıza. Çam ağaçlarının kokuları eşlik etti bugün güneşli günüme. Her şeye, herkese inat bak cıvıl cıvılım diyordu bugün İstanbul adeta. İstanbul’u yaşamak hevesim, kimi zaman gördüklerimden, keşmekeş trafiğinden; yozluğa sarılmış, yerinde saymayı ezber yapmış, geriye hızlı adımlarla gidenlerden dolayı benden uzaklaşsa da bir şekilde dürtüveriyor sevgisi beni. 'Bak her şeye rağmen vazgeçilmezim, tıpkı sen de diğerleri gibi vazgeçemedin' der gibiydi bugün yine, yeni, yeniden...
Vapurda demli bir çay eşlik etti martılar, deniz ve bana. Efil efil esen rüzgarın eşliğinde okurum diye yanıma aldığım gazeteleri şöyle bir manşetlerine bakıp koyuverdim çantama geri. Okuma, duyma, bilme, üzülme mantığı iyi geliyor kimi zaman. Alabildiğine boş gözlerle bakıp etrafa, hiçbir şeyi, hiçkimseyi düşünmemek bazen iyi gelir insana. Yaşama devam edebilmek için, gerektiğinde sıkıntılarla baş edebilmek için Polyannacılık mantığı iyidir. Sanki her şey yolundaymış gibi düşünmek kurtarıyor insanı içindeki buhrandan bir anda olsa. Bir Çin atasözü der ki: “Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirme gücü ver. Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmemi sağla. İkisini ayırt edebilmem için akıl ver.”
Tarih birgün bugünleri de yazacak. Yaşadıklarımız, tanık olduklarımız, tatsızlıklarımız tarihin tozlu raflarında yerini alacak. Yıllar yıllar sonra televizyonlarda, tıpkı şimdiki dizilerindeki 80’ler kuşağı furyası yerine, 2000'li yılları konu edinen dönem filmleriyle dolup taşacak; türlü türlü hikayelerle bezenmiş haliyle. Ben şimdiden kırışmış olmayı göze alarak o günlerde yaşamayı hayal ediyorum, çok şey mi istiyorum?
****
Sitemizde hangi konuları görmek istediğinizi bana iletirseniz o konulara dair uzman görüşlerini sizinle paylaşmaya gayret ederim diyorum yazılarımda; birçoğunuz bunu biliyor artık. Sizlerden çocuk ve ergenpsikolojisine dair e-mailler sık sık geliyordu. Bu sorular, bayağı birikince desoluğu sitemizin köşe yazarlarından, çocuk ve ergen psikoloji üzerinde uzmanlaşmış Psikolog Nilgün Sarı’nın ofisinde aldım.
Nilgün hanımı yakalamışken sordukça sordum. Güya yarım saatlik bir röportaj olacak diye konuşmuştuk kendisiyle ama konu konuyu açtı ve gerçekten de ortaya çok faydalı şeyler çıktı. Kendi adıma çok şeyler öğrendiğimi söyleyebilirim. Röportaj bu hafta “Yaşama Dair Söyleşiler” bölümümüzde yayınlanacak. Röportajda neler var? Neler yok ki. Sizlerden gelen soruların birçoğuna yer vermeye gayret ettim. Günümüzdeher 5 çocuktan 2'sindegörülen hiperaktivitenin, dikkat eksikliğinin nedenlerinden teşhisine, ergenlik dönemindeki ebeveyn-çocuk çatışmalarından çocuğumuza sınır koyarken hangi kıstasların gerçekten önemli olduğuna, cinsel istismara karşı çocuğumuzu nasıl bilinçlendirmemiz gerektiğinden günümüz anne babaların tutumlarındaki çelişkilere dair her şeyi konuştuk Nilgün Hanımla.
İçtenliği ve samimiyetiyle, uzmanlığını bizlerle paylaştığı için buradan bir kez daha Nilgün Hanıma teşekkür etmek isityorum. Eğer anne babaysanız, bu röportajı bir solukta okuyacağınızdan hiç şüphem yok.
Bu arada, bu yıl 31.'si gerçekleştirilecek Tüyap İstanbul Kitap Fuarı 17-25 Kasım 2012 tarihleri arasında yapılacak. Kitap okumayı sevin, çocuğunuza sevdirin ve en azından bir gününüzükitaplara ayırın.Fuarı ailece gezmeyi, kitaplara dokunmayı bence bir gelenek haline getirin.
