EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

Kreş Hayatı Okuldan Soğutuyor mu?

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 17.09.2012

Kreş Hayatı Okuldan Soğutuyor mu

Bir ara –Alin3-4 yaşlarındayken- evimizin çevresindeki pek çok anaokulunu, kreşi ve yuvayı deyim yerindeyse tırım tırım araştırmıştım. Birçoğuna bizzat giderek, yetkilileriyle konuşarak, uzun uzun telefonlarda konuşarak ikna olmaya çalıştıysam da nafile olduğuna kısa sürede karar vermem zor olmadı. İnternette anneler birbirlerine okul tavsiye ederken genelde: “Biz şu okula gönderiyoruz, memnun muyuz derseniz, eh işte” mesajlarına da sıkça rastladım.

Gerçekten zor bir seçim anaokulu tercihi... Güvenlik, servis, hijyen kuralları, okul binasının durumu, beslenme, öğretmen yaklaşımı son derece önemli... Okulun birinde hijyen kuralları eksikse, (eksik çok mütevazı kalır, hijyenden eser yok okullar gördüm) öğretmeni iyi olabiliyor; diğerinde güvenlik iyiyse bu sefer de öğretmenin çocuklara yaklaşımı içinize sinmiyor... Yani hepsini tek çatı altında bulmak çok zor. Bulanların da bazı noktalara karşı artık gözlerini kapadıklarına eminin.“Yok canım, abartıyorsun” diyenleriniz olabilir. İnanın abartmıyorum, bunları görmek için yalnızca ufak çaplı bir araştırma yapmanız yeterli. Yalnızca tek kriter belirleyerek, ‘eve yakın, ulaşımı rahat’ diye ya da ‘mecburum birine vermem gerekiyor’ diyerek rastgele bir yere, canınızdan kıymetlinizi emanet edemeyeceğinize göre, okul seçiminde ince eleyip sık dokumanız çok normal.

Anaokullarının birçoğu (ya da benim bulunduğum semttekiler böyle sanırım) “Nasıl olsa anne babalar mecbur, verecek okula, o yüzden biz böyleyiz” düşüncesiyle hareket ettiklerine bizzat şahit oldum. Ne temizlik ne de sağlıklı bir beslenme planı arayın buralarda. Bir de istedikleri ücretler var ki evlere şenlik... Değse gözüm kapalı veririm o okula; ama değmediğini yaşayarak öğrendim... Sahibinin pedagog olmasına karşın öğrencisinin velisiyle bile görüşmeye ‘fırsat bulamayan’ ama okul ücretinin hangi hesap numarasına yatırılacağını okula adım attığınız ilk anda belirten bir okul var ki fena ki çok fena! Dedim ya anlatsam kitapçık olur anaokulu arayış maceralarım...

Neyse ki artık içime sinen bir okula, gönül rahatlığıyla kızımı göndermenin mutluluğunu yaşıyorum. Geçen hafta alıştırma haftasıydı. Alin büyük bir mutluluk içinde benim sınıftan bir an önce gitmemi bekledi; okula bu kadar çabuk adapte olacağını tahmin bile edemezdim. Neyse ki bu badireyi başarıyla atlattık. Buna karşın alıştırma haftasında ağlayan, sızlayan, sınıfta durmak istemeyen çocuk sayısı da bir hayli fazlaydı. Şaşırdığım nokta, ağlayanların hepsinin de önceden kreş ve yuva tecrübesi olan çocuklar olması! Halbuki daha önce okul deneyimi olan bir çocuğun anaokuluna daha uyumlu olması gerekmez mi? Belki de çocukların o küçük yaşlarda anne babalarından ayrılmaları, onları okuldan soğutmuş olabilir diye bir mantık geliştirdim kendi kendime.

Bence her anne baba, kreşe veya yuvaya göndermeden önce, çocuğunun okula hazır olup olmadığını çok iyi sorgulamalı. Aksi takdirde çocuklarının yaşamının büyük bir bölümünü kapsayacak olan eğitim hayatları okul fobisi içinde geçebilir. Ve bu ruh hali içindeki bir çocuktan başarı beklemek ne kadar doğru olabilir ki? Sevmediğimiz bir işyerine ayaklarımızın geri geri gittiği günleri hatırlayın. Veya hiç gitmek istemediğiniz, mecbur kaldığınız ziyaretlerinizi düşünün... Ne zordu o günler sizin için öyle değil mi? İşte, çocuklar için de durum aynen böyle. İnsan sevmediği bir yerde başarılı, mutlu olabilir mi? Çocuğununuzun okula giderken ayaklarının geri geri gitmesini istemiyorsanız, ona okulu sevdirmenin yollarınıarayın derim. Unutmayın, çocuğa “mecbur gideceksin” şeklinde bir yaklaşımda bulunmak, okul başarısızlığından başka hiçbirişe yaramaz.

2012-2013 eğitim-öğretim yılının başladığı bugün, tüm öğretmenlere, öğrencilere ve anne babalara kolaylıklar diliyorum. Bütün öğrencilere başarılar; okul yıllarının tadını çıkarın!

Konular :