Mutluluk, Şaşkınlık ve Tek Yürek
hepimizaileyiz.com.tr Yayın : 30.10.2012
Çok denedim... Tüm malzemeleri tek bir kapta birleştirerek yoğurdum. Gelin görünki her seferinde unlar benimle inatlaşıp hamur olmamaya yemin etmişlerdi sanki.
Mutluluk...
Kurabiye yapmam artık neredeyse imkansız hale gelmişti. 14-15 yaşlarındayken, bir ara tatlı-kurabiye yapma olayına fena takmıştım. Yemek tarifi kitabına bakmama da gerek yoktu (!) Ee o yıllarda internette pek mümkün olmadığından, (ıyyy çok sinir bozucu bir bilgi, yaşlanıyor muyum ne) öyle aklıma gelen, kulağımda kalan bilgiler ışığında (!) sık sık kendimi mutfakta çakma Emine Beder halleriyle bulduğum olmuştur. Kah görüntüsü güzel tadı rezalet, kah görüntüsü beter tadı eh idare eder kurabiyeler yaptım. Pişer pişmez hemen de bizimkilere ikram eder “görüntüsüne bakmayım ben denedim tadı çok güzel” derdim. Ee ne derler reklamın iyisi kötüsü olmaz. Canım annemin beğenmese de inceliğinden ‘aferim kızım güzel olmuş’ demesi her seferinde yeni bir şevk verirdi bana; bilse ne büyük hata yaptığını:)
İnternet sitemizde bu ay en çok tıklanan bölümümüzün "Çay Saati İkramları" olması aklıma kendi denemelerimi getirdi. İlginiz için çok teşekkür ederim. Birbirinin aynı tariflerle, bilgilerledolu kopyala-yapıştır internet portalları ve bloglarının arasındanyavaş yavaş sıyrıldığımızın güzel bir kanıtı bu aslında. Farklı, kaliteli ve doğru bilgi ilkemiz devam edecek.
****
Şaşkınlık...
Okul tatili sevincini tadankızım sabah isteksiz isteksiz kahvaltısını yaparken: “Anne keşke bugün okul olmasa seninle yine bir etkinlik yapsak” dedi. “Etkinlik” sözüne deokuldan aşina, bu aralar ne yapsak adı etkinlik oluyor. Yaz aylarındanberi okula gitmeyi dört gözle bekleyen kızım hemencecik girivermiş öğrenci psikolojisine.
Uzuuunn uzunnnn tatillerden sonra, tüm okul çağında çocuğu olanlara tanıdıktır bu cümleler:
“Anne bugün biraz geç uyusam”, “Bugün ben de sizinle tv izlesem”
Yalvaran gözleri ve sözleriyle 5 dakika, bir 5 dakika daha diyerek direnirler uykuya.
İyice gevşeyen uyku saatlerini rutinine döndürmek öyle her zaman kolay da olmuyor tabi.
Dişler fırçalanıp pijamalar giyildikten sonra okunan hikayeler, iyi geceler öpücükleriyle sona eren değişmez seronomimizle yatağına uğurlanan Alin, kısa bir süre sonra babasını su isteme bahanesiyle yanına çağırır, fısır fısır ultimatomlarını verir:
“Baba, annem uyuduktan sonra sen benim yanıma gel. Eğer annem niye yanımdan gittin derse sen de ona de ki: ‘ben kızımın sözünden dışarı çıkmak!!!’
Kız çocuğunun pratik zekasına yetişmek mi, mümkün değil!
****
Cumhuriyet'e Tek Yürek
Ne mutlu ki yıldıramadılar. Birçok farklı görüş, ilk defa tek bir noktada buluştu ve tek bir yürek oldu. Ne üzerlerine sıkılan sulardan, ne de biber gazından etkilendiler... Bir kez daha görüldü ki ilelebet değişmez değerlerimizin üzerine toz kondur (t) muyoruz! Ne Mutlu Türküm Diyene!
