Coğrafyadan Sınıfta Kaldım!
hepimizaileyiz.com.tr Yayın : 28.09.2010
Altı yaş çocuğu olan bilir: Günün her saati duraksız, birbirinden farklı onlarca soru sorma yeteneğine sahiptir; boyu kısa filozoflarımız…
Geçen gün mevsimleri sordu bana: Kışı, yazı, baharı…
Hani bizim öğrendiğimiz gibi öğrenmiş okulda onlar da…
Ama ben farklı anlattım ona.
Kış: Bütün pislikleri kapatır kızım. Evini bir kez daha seversin kışın. Ev sohbetleri çoğalır. Kartopu hayalleri kurarsın, dua edersin yılbaşı günü lapa lapa yağmasını istediğin kar için. Kabanına uygun kalın bereler, şapkalar alırsın renk renk…
Sonbahar: Hevesle gardırobunu açarsın… Nihayet geçen sezonda ucuza aldığın şık botlarının tadını çıkarırsın. Yağmura eşlik edersin bir nilüfer şarkısıyla… Arabanın sileceklerini bile susturursun yağmurun sesini soluksuz dinlemek için. Arada bir açan güneşle şımarırsın; atarsın kendini bir sahile… Hafif burun üşümesini sıcak bir kakao ile taçlandırırsın…
İlkbahar: Derin derin nefes aldırır sana ağaçlar; gözüne takılır sonra; dallarının gövdesiyle canlanmasına, sevinirsin.
Yaz: Denizin üzerindeki hafif esen yaz rüzgarlar yosun kokularını adeta içine doldurur…Önce dondurma hevesi bitmek bilmez; nedense…Ardından büyük bir dilim karpuzdur yaz. Soyulmaktan yorulmuş yanık bir burundur yaz. Güneş kremi kokusu, beyaz tişört patlamasıdır yaz. Bedenine en iyi davrandığın mevsimdir yaz.
Mevsimler işte bize bu duyguları yaşatır benim güzel kızım.
Sonuç: “Babaaa, annem ne diyor yaaa?”
