Elma

hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 23.07.2012

Tanrı bizi yaratırken her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüş; ne ulu bir güç. Düşünsenize en çok yıpranacağını bildiği organlarımızı daha dayanıklı yaratmış. Örneğin, ciğerlerimiz senelerce tiryakisi olunan sigaradan kurtulduğunda, 1 yıl içerisinde kendini yeniliyor.

Tanrı bize bedene, biz her ne kadar farkında olmasak da sürekli yine, yeni, yeniden bir şans tanıyor. Kolumuz kırılıyor, en fazla 20 gün içinde sağlığımıza kavuşuyoruz. Tanrı bize bu kadar nimetsi ve her defasında şükredilesi olaylar yaratırken bize tek kalan ruhen bu olayların farkında olmak…

Değerini bilmek, vücudun muhteşem ve kusursuz bir makine olduğunu anlayıp kaybolmadan anjiyolardan geçmeden, öksürük nöbetleri geçirmeden, kalbimizi yoran insanları yakınlarımızda tutmadan bu ikinci, beşinci, onuncu şansların kıymetini bilmeliyiz. Çünkü, bilmek deneyim demektir. Deneyim, insanın başına gelen değil, başına gelenle ne yaptığıdır.

Bir tecrübe yaşadığımızda ilk önce ruhumuzun acı sinyalleri tüm duyumsal zekamızı aleyhimize çalıştırır. İsyan eder, “Niye ben?” “Nasıl olur?” deriz kendi kendimize.

Sorularımız, isyanlarımız sürüp gider. Sonra acı, yerini derin bir uyuşukluğa bırakır. Ruhumuz bize yanlışı göstermemek için, çocuksu sevinç kıvılcımları atar kalbimize, gözyaşlarımızı silenlerle birlikte toparlanmaya çalışırız. Gülmeye başlarız.Hatırlamak istemediğimizzamanları arkamızda bırakırken, cebimize deneyimlerimizi alırız. Ve bir daha ve bir daha, biz kazanırız.

Söylediğim gibi seçim sizin... Ya elinizdeki elmayı sevmez çöpe atar aç kalırsınız, ya da benim gibi elmanın çürük tarafını kesip karnınızı doyurursunuz.

Unutmayın deneyim insanın başına gelen değil, başına gelenle ne yaptığıdır...