GDO'laşıyoruz!
hepimizaileyiz.com.tr Yayın : 15.10.2011
Bu başlık aslında şimdi sizlere bahsedeceğim ve içimdeki tüm sorulara cevap veren bir kurtarıcı oldu...
Salatalığımızdan çocuk bezine, oyuncaklarımızdan araba vitesine, fırın tepsisinden optik camlara, kafamızı şöyle bir uzatıp yaslandığımız koltuğumuzdan, yüzümüze tatlı tatı esen rüzgara kadar her yerden, her şekilde GDO tarafından köşeye sıkıştırılmış durumdayız.
Yediğimiz içtiğimiz hormon tarafından zirve yapmışken, cildimiz bozulmuş, tansiyonlarımız inip çıkmaktan yorulmuşken, böbreklerimiz iflas etmiş, romatizma sıkıntısı yaş ayırt etmemişken, huylarımız aynı kalır mı?
Mütevazılığımız tükenmez mi, kibrimiz kat be kat çoğalmaz mı?
Bol bol kalp kırıp, yalancı sevgiler göstermez miyiz?
Teşekkür etmeyi unutup, hoşça kalın demeyi atlamaz mıyız?
Bizim gibi olmayanları "kötü" diye nitelendirmez miyiz?
Bayramları boş verip, yalnızlığa bayılmaz mıyız?
Yaparız hepsini yaparız, içtiğimiz suyu da suçlarız…
Sevgi için mırıldayan kediye de kızarız, bedenimizin genetiği ruhumuzu da ele geçirmiş, ama biz onunda farkına varamayız...
