Hayat Bazen...
Hayat bazen silkeler, yakasından tutulan ellerin gözyaşına aldırış etmeden…
Bir çırpıda atar en derinlere insanı.
Hayat bazen usandırır, fazlaca ısıtır, kızdırır, bir sağa, bir sola savurur insanı…
Acısı daha dinmeden şamarların, bir bakarsınız başka bir sorunun kucağındasınızdır.
Çözüm üretmekten, acınızı yaşamaya müsaade yoktur. Belli ki hayat yapılmayan bir yanlışın cezasını size çektirecek.
Siz yaralarınız kanarken, çığlık çığlığa bağıran çaresizliğinize inat gülmeye çalışırsınız…
Niye gülmeye çalıştığınızı bilmeden, neyin mücadelesinde olduğunuzu hatırlamadan, üzerinize sinmiş çamur lekelerini en beyaz peçetelerle, ömrünüzü arındırmaya çalışırsınız.
Siz çalışırsınız hayat çelme takar…
Siz düşersiniz, etrafınız güler…
Etrafınız güler, siz ağlamamaya yemin edersiniz…
Siz yemeninizi tutarsınız, sırtınızı sıvayan ellerin sahiplerini şöyle bir çöpe atarsınız.
Siz gülmeyi, başarıya dönüştürürsünüz, etrafınızda ne acınızdaki gibi bedenler
bulursunuz, ne de bir sorun…
Siz yalnız temiz, başarının tahtında gerçek dostlarınızla kadeh tokuşturursunuz.
Annenizle, ablanız, canınız kardeşinizle, babanız olan ağabeyinizle, kızınızla, aşkın etiketi oğlunuzla…
Geç olanı anlarsınız, sizin gerçek mutluluğunuz, Tanrı tarafından verilen hediyelerin yanı başında olduğunu.