Madalyonun Diğer Yüzü…
İnsanın çocuğunun olması tarif edilemez bir duygu…
Bunu en iyi yaşayanlardan biriyim..
İnsanın çocuğunun olması heyecanlı, sevimli sancıların hayatına katılması demektir…
Çoğalmak, işe yaramanın en canlı ve en anlamlı göstergesi demektir aslında…
Onun kokusuyla uyanmak, başarılarını gözyaşları ile kucaklamak…
Çektiğiniz fotoğraflarda gün gün büyüdüğünü tanık olmanın tarif edilemez mutluluğu…
Evin tüm odalarında yankılanan sesleri bizlere yine ve yeniden şanslı olduğumuzu hissettirir…
Buraya kadar her şey çok normal öyle değil mi?..
Ama bir de evliliğe neler yaptığını anlatayım…
Bence çocuklar evliliğin ömrünü uzatırken, kalitesini düşürüyor…
Çünkü ilk önce sevdiğiniz adam veya kadınla hayatınızı paylaşmak için evlenirsiniz,
Hobilerinizi paylaşmak, sevdiğiniz yemekleri beraber tatmak, bir komedi filminde kahkahalarınızın birbirine karışması için evlenirsiniz…
Kendinize iyi bir sırdaş için, alışverişte, işte, evde, her yerde güzel şeyler yaşamak için evlenirsiniz...
Zaman geçer hayat rutine biner, tabiat kanunu gereği çocuk ister; evinizin henüz adı konmamış şimdilik işe yaramayan odası birden gelecek olan oğlunuzun veya kızınızın yatak odasına dönüşüverir…
Ve birden dünyanın en sevimli canlısı, sizin kanınızdan, gözleri en sevdiğiniz kişiye benzeyen, belki de gülüşünü erken kaybettiğiniz annenizden alan; siz kokan, çikolata kokan, bahar, yaz kokan bebeğiniz kucağınızdadır artık…
Ne zaman, nasıl bile henüz diyemeden bir çırpıda anne-baba olmuşsunuzdur…
Artık beraber yaptığınız alışverişler uzun bir müddetliğine rafa kaldırılmıştır...
Beraber gitmek istediğiniz tatiller resimlerde kalmıştır bir/
Yani anlayacağınız kendinizden en az 5-6 yıl FEDA etmeden sağlıklı bir bebek, örnek bir anne- baba olamıyorsunuz...
Zaman geçiyor ve çocuğunuz büyüyor…
Artık hayallerinizi gerçekleştirme zamanı gelmiştir fakat verdiğiniz o uzun ara bakış açınızı değiştirmiştir artık…
İşte böyle…
Hayat kocaman bir alışveriş merkezi
Bizlerin elinde dört tekerlekli bir market arabası
Her birinin üzerine bir umut koyuyoruz…
Hangisi, hangi yükü, daha ne kadar taşıyacak diye bekleyip görmektense…
Bence ilk önce kendi istediklerinizi yapın…
Yapın ki sıradanlıktan bunalmış bıkkın bakışlarınız, yerini mutlu göz bebeklerine bıraksın…
Sevgiyle Kalın, Sevgi Dağıtın…