Oleyyyy!.. Annem Gibi Oluyorum...
Küçük bir kız çocuğu düşünün...
Mız mız, yemez içmez, konuşurken annesinin koltuğunun altından çıkmaz
Okula başlar ağlar, annesinin gözünün içine bakar, buluttan nem kapar, nerede hastalık gelir onu bulur…
Kim dersiniz? Tabi ki ben ve bir de benden 2 tane ve hatta bir de küçük mız mız...
Benim annem toplam 4 mırıldaşan çocukla hem evli olup hem de babanın da görevlerini üzerine alan bir anne olmuştur hep...
Şimdi "biz” büyüdük annemize kıyamaz, onu kapı deliğindeki rüzgardan korur olduk...
Niye?
Çünkü bize bir kere değil, 1000 kere anne olabildiği için...
Bizi uyurken değil uyanıkken sevdiği için,
Niye?
Çünkü bize hep ama hep güvendiği için; gerisinin yalan olduğunu bildiği için...
Niye?
Çünkü bize her şeyden önce iyi insan olmayı uygulayarak gösterdiği için...
Niye?
Çünkü gece yarıları üşenmeyip ablamın canın çektiği irmik helvalarını pişirdiği için...
Ben hamileyken köprüleri geçip, bana sarma dolmaları taşıdığı için...
35 yaşındaki evli ve çocuklu ağabeyimie her ulaşamadığında meraktan kendini paraladığı için...
Kendisine yanlış yapanlara, kin tutmayarak iyiliğinden zerre eksiltmediği için...
Ben henüz yolun başındayım..
Şimdi bu yazıyı yazarken gece saat 01:30 suları...
Kızımın (kızımın değişiyle KİİYAFETLERİNİ) formasını kurutuyorum...
Onu her gün yıkıyorum, uzun saçlarını örüyorum, yiyeceği besinleri günlük günlük hesaplıyorum, tırnaklarını fırçalıyorum, gözünün içine baka baka onu çooook sevdiğimi söyleyerek onu rüyalarına uğurluyorum.
Ufak delikanlımla mutfak oyunları yapıyorum: Hangi tencere ya da hangi kaşık birbirine vurunca daha çok ses çıkarır onu bulmaya çalışıyoruz beraber... (mutfak gerçekleri onun en iyi oyuncakları çünkü:)
Ona şimdiden okul aramaya başladım...
Hayaller kuruyorum, hatta bazen bu hayallerim olmuş gibi planlar üretiyorum...
Onlara aza kanaat etmelerini, kalp güzelliğini öğretiyorum...
Kardeş bağlarını, havucun faydalarını, gülmenin önemini, banyonun keyfini…
Ben, öğrendiğimi sentezleyerek biraz da şımartarak öğretmeye çalışıyorum.
Bilmiyorum yüzüme gözüme mi bulaştırıyorum?..
Ya da "çünküleri" çok olan bir yazıyı da ben de birgün hak edecek miyim acaba?