EYLEMLE HER TELDEN

Şekerpare

Hepimiz Aileyiz Kurumsal Icon hepimizaileyiz.com.tr
Yayın : 25.02.2012

Şekerpare

Bu aralar kendimi bol bol 3-12 yaş çocukların bulunduğu sosyal aktivitelerin gerçekleştirildiği çocuk kulüplerinde bulunuyorum. Düşünüyorum kendi kendime “ne güzel herkes piyano, yüzme, jimnastik, tenis vs. ile çocuklarının gelişimine olanak sağlıyor, böylelikle çocuklarını sosyalleştirebiliyorlar. Bir başka çocuğun faaliyetlerinin çokluğu, arkadaşlarına ve çevresine de yansır ve kaliteli bir ortamda büyüyen çocuklarımız olur…Olur, olur da şu anneler bakmakla eğitmeyi birbirine karıştırmasa…

Bu nerden mi çıktı?

Ben sürekli etrafımdaki her harekete olan duyarlılığımı (bakın merak demiyorum hiç (!))göstererek biraz bu konuya değinmek istiyorum…

Bakmak ve Eğitmek Arasındaki İnce Çizgi

Bir anne görüyorum mesela. Çocuğunun her istediğini yapıyor; çocuk müthiş özgüven sahibi. Başka bir anne görüyorum, çocuğunun neredeyse her hareketinikısıtlıyor; yere düşürdüğü şapkasının hesabını, hiç tereddüt etmeden, herkesin gözü önünde çocuğunu azarlayarak, söylenereksorabiliyor. Gene bir anne görüyorum, çocuğu başkalarının özgürlüğünü kendine kullanıyor.Ve hepsinden de komiği bu çocuklarına bunları yapan anneler, bir yandan da anlamsız övgülerini dillerinden düşürmüyorlar (!):

“Benim çocuğum ne istediğini biliyor.”

“Benim çocuğum çok mutlu.”

“Benim çocuğum çok saygılı vs…”

Çocuklarımızı sinemaya götürüyoruz diye, kalemliğindeki kalemlerin tıraşını bizler yapıyoruz diye “fedakar ve süper anne (!) “olmamalıyız. Önemli olan çocuklarımızı “HAYIR” ve “TABİKİ OLUR” kelimelerini doğru yerde ve doğru zamanda kullanabilmelerini sağlamaktır. Arkadaşının elindeki kalemi beğendiği diye hemen yavrularımıza onu almak marifet değil yani.

Marifet, nerede nasıl davranılacağını, büyükleriyle nasıl konuşacağını, nerededurması gerektiğini bilen çocuk yetiştirebilmektedir. Kimi geçtiğini sorgulamayan, kimseyle yarış halinde olmayan, başarmayı hobi haline getirmiş çocuk yetiştirmektir esas önemli olan.

Marifet, yemek masasının başındaki sandalyeye çocuğu oturtup ona neeeeee kadar önem verildiğini evrendeki insanlara "koca koca puntolarla" sunmakta değildir…

Marifet babanın yerini bilen çocukta, "eline sağlık” diyen çocukta…

Alınamayan bir şeyler olduğunda annenin vicdanını sızlatacak şekilde ağlamayan çocukta.

Sadece kendisini değil, arkadaşının da iyi olma temennisine sahip olan çocukta.

Yani benim zamanımın çocukluğunda…

Yani benim zamanımın anneliğinde…

Her görgü eksikliğinde “acıkmış bugün, tersinden kalkmış, istediği oyuncağı almadım o yüzden böyle hasta olmuştu da kırgın biraz yoksa hiç böyle huysuzluk yapmaz…” demeyen anne olabilmekte…

Ne zamandan beri, çocuğa “her türlü olanağı sunmak”, “iyi bir çocuk yetiştirmek anlamına geldi?..

Ne zamandan beri azarlanan çocuk, çevresindekilere saygı göstermesi gerektiği bilincine ulaştı?..

Bu ara avazım çıktığı kadar söyleniyorum annedaşlarıma

LÜTFEN ama LÜTFEN çocuk yetiştirirken bir tatlı yaptığınızı unutmayın…

Şekerini fazla koyup başkalarının iştahını kapatmayın…

Az şekerle, lezzet aramayın veya beklemeyin…

Konular :