Tarih Aslında Gelecektir!
Tarih dünde kalandır.
Bize öğretilen budur.
Ben de diyorum ki; tarih asıl gelecektir!
Gelecek yarınlar da tarih yazılır.
Karışık geldi değil mi?
O zaman şöyle anlatayım: Padişahlarımız savaşa hazırlanırken ne yapmıştır.
Ulusumuzu, topraklarımızı düşmanlardan canları pahasına korudular. Bu, çok da kolay olmamıştır.
İzledikleri yol, hep gelecek en yakın zamanda yapacakları hamleyi hesaplamak olmuştur. Gelecek zamanda arkalarında bırakmayı düşündükleri yaşamları yani nesilden nesile anlatılan olayları hani adına “tarih” dediğimiz kavramları gerçekleştirmek için hep bulundukları zamandayken “Yarın ne yapmalıyızı” düşünmüşlerdir.
Bu stratejiyi bireyselleştirdiğimiz zaman karşımıza şu çıkıyor: Hayatın elimizden kayıp gitmemesi için, geride keşke bırakmamak için bugünden yarınının tohumunu iyi seçmek gerektiği…
“Ben bunu nasıl yapmışım?’, "Şimdiki aklım olsa…” belki hiç kullanmak istemediğimiz cümlelerdir. Ama birçoğumuzun hayatına nifak tohumu misali serpiştirilmiştir.
İyi bir gelecek düşünülerek, çok yönlü bakılarak atılan adımlardan geçiyor.
İyi bir geçmiş, gene yarınını planlayanın biyografisinde yer alıyor.
İster bir köşe başı biletçisi olun, ister 5-10 kişi sizin idarenizde olsun…
Tarih geçmişte kalan değildir.
Tarih “yarın “ kelimesinin yapıtaşıdır.
Tarih “mişli” zaman değil, “acak ecek” ekleriyle konuşulandır.
Yeni bir günde, gelecek dünde arzuladığınız tarihler yazmanız dileğiyle.
Bunu içinde talihinizin bol, tarihinizin aydınlık olması dileğiyle…